İzmir’in Kınık ilçesinde belediyenin faaliyete geçirdiği çocuk köyünü gezdim geçen hafta. Sadece Kınık’ın değil, Bergama’nın, Dikili’nin, Soma’nın ve Kırkağaç ilçelerinin küçüklerinin, aileleriyle birlikte gelip, güzel bir gün geçirdiklerini söyledi Belediye Başkanı Dr. Sadık Doğruer köyde.
★★★
Yaklaşık 21 bin metrekare alana kurulan köyde, başta Anıtkabir Miniatürk olmak üzere; ters evden survivor parkuruna, atlı karıncadan deprem simülasyon merkezine, trafik parkurundan birçok oyuncağa her şey düşünülmüş. Çok sayıda hayvan figürü, köyün çeşitli noktalarına konuşlandırılmış, çocukların iyi zaman geçirmesi için.
★★★
Ayrıca hazırlanan butaforlarda çocuk akademisi, çocuk müzesi oluşturulmuş. Burada aile, sağlık, hukuk, hayvan sevgisi, enerji, haberleşme, yapay zeka, beslenme ve sosyal medya iletişim konularının ele alındığını, çocukları bilgi sahibi yaptıklarını da öğrenince, “Bravo Başkan” demekten kendimi alamadım.
★★★
Çocuklar çeşitli parkurlarda bilgi sahibi olurken, ailelerin de yeşil alan içindeki restoran ve kafede rahatça zaman geçirdiklerini belirten Kınık Belediye Başkanı Doğruer, “Bu köyde 7’den 77’ye herkes mutlu. Özellikle aileler, geleceğin mimarı küçüklerin birçok konuda bilgi sahibi olmasını sağladığımız için bize minnettar. Bir başkanın işi sadece temizlik, çöp toplamak, park ve yolları yapmak değil. Tabii ki küçüklerimizin geleceğini de düşünüp, onları ülkemizin yöneticisi olarak hazırlamak birinci görevimiz” dedi.
★★★
Gerçekten ülkemizde böyle bir köyün olduğunu sanmıyorum. Karşıyaka’da çocuk müzesi, Karabağlar’da da Nasrettin Hoca etkinlik alanı var, belki başka kentlerde de benzer uygulama hayata geçmiş olabilir. Ancak böylesine kapsamlı bir köyün Kınık’ta hayata geçmiş olması, beni fazlasıyla sevindirdi. Aklıma Ahmet Kutsi Tecer’in 1927 yılında yazdığı, “Orada bir köy var uzakta” adlı şiiri geldi. Ama bu köy çocukların köyü, büyüklerin dinlence yeri. İnşallah diğer il ve ilçelerimizde de benzer köylerin hayata geçtiğini görürüz...
Çıtayı sürekli yükseltiyor
Bir kadın, birçok görevi olmasına rağmen, yardımseverliği ön planda tutuyor. Bağlı bulunduğu kurumlarla yaptığı hayırseverliğin dışında, kendisi de tek başına elinden gelen çabayı gösteriyor. Özellikle de çocukların yatağa aç girmesine gönlünün razı olmadığını söylüyor. Evet, bu başarılı kadının adı: Gülçin Güloğlu Uğuz. Güloğlu Plastik’in Yönetim Kurulu Başkanlığını yapıyor, Tire Organize Sanayi Bölgesi’nin de Yönetim Kurulu’nda.
Kızılay Kadın İzmir Teşkilatı’nda Gelir Getirici Faaliyetler Sorumluluğunu üstlenen, LİYAKAT Derneği Başkan Yardımcılığını da yapan Uğuz, geçtiğimiz günlerde LİYAKAT’ın başkanlığına getirildi, Berkay Eskinazi’den bayrağı devraldı.
★★★
Kısa süre önce ufak bir operasyon geçirmesine rağmen işlerini aksatmayan, kendini kısa sürede toparlayan Uğuz, hemen toplantıdan toplantıya koşmaya başlamış. Arkadaşlarına teşekkürü de ihmal etmeyen Uğuz, “Çalışmayı çok seviyorum. Yoğun tempoya rağmen LİYAKAT ve Kızılay’daki görevlerimi sürdürüyorum. Kişilere dokunmak, bir nebze de olsa yardım etmek, beni fazlasıyla mutlu ediyor. Buradan iş kadınlarına sesleniyorum. Sizler de bu tür organizasyonlarda görev alın. Zor durumdaki vatandaşlarımıza destek verin, yanında bulunun. İlerleyen günlerde ne kadar rahatladığınızı hissedeceksiniz” dedi.
★★★
Gerçekten bir elin nesi, iki elin sesi var derler ya, Gülçin Güloğlu Uğuz gibi kadınlarımızın sayısının artmasını bekliyorum. Zor durumdaki kişilere yardım ederek, kendilerini rahat ve huzurlu hissederler. Uğuz ve onun gibi hareket eden tüm kadınlarımızı ayakta alkışlıyorum...
Gülçin Güloğlu Uğuz (solda), görevi Berkay Eskinazi’den devraldı.
Heykeli dikilecek adam!
İnciraltı’nın yaklaşık 40 yıldır kangrene dönüşen plan süreci nihayet tamamlandı, planı onaylandı. 2015 yılından bugüne kadar işin çözümlenmesi için büyük çaba harcayan defalarca Ankara’ya gidip gelen İnciraltı Gelişim Derneği Başkanı Tayfun Karabulut’un emeği çok fazla. Gecesini gündüzüne katan, planların onaylanması için büyük çaba harcayan Karabulut, yıllar sonra rahat bir nefes aldı.
★★★
Planın 11 Ocak’tan sonra askıdan inerek kesinleşeceğini, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın hızlı şekilde 18 uygulamasını vatandaş odaklı devreye alacağını kaydeden Karabulut, “Amaç, 2024 yılında 18 uygulamayı tamamlamak, 2025 yılında kamusal alanları İzmirlilere hizmete kavuşturmaktır. 2026 yılında da nitelikli turistlerin İnciraltı’nda inşa edilecek sağlık ve turizm merkezlerinde ağırlanması düşünülüyor. Hükümetin hedefi de bu doğrultuda” dedi.
★★★
İnciraltı’nın 2021 yılında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile turizm gelişme bölgesi ilan edildiğini, sınırlarının yeniden belirlendiğini söyleyen Karabulut, “Bölgede yatırım yapacak turizmciler, termal turizm teşviğinden faydalanacak. Hem yatırımda hem de turizmde önemli bir adım olacak. Şehrin merkezinde son 32 yılın en düşük emsali verildi. Turizm alanları üç, konut alanları iki kat ile sınırlandırıldı. Günübirlik tesis alanlarına ise, bir kat sınırı getirildi. En düşük emsallerle plan yapıldı. Nitelikli yeşil ve kamusal alanların kazandırılması adına planlar gerçekleştirildi. Yeni bir kent ormanı daha İzmirlilerin hizmetinde olacak” diye konuştu.
★★★
Alt yapının tamamlanması ve duyurulmasının AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atila Kaya’nın takibinde ilerleyeceğini, toprak sahipleri olarak Kaya’yı kahraman ilan ettiklerini ifade eden Karabulut, şöyle devam etti: “Öncelikle kendisine teşekkür ediyoruz. Turizm ve ticaretin bir arada olduğu planlama gerçekleşti. Bu bölgede otel ve hastane yanyana olacak. Gelen turist hem tedavi görecek hem konaklayacak hem de denizden faydalanacak. Bölge, kentimize yılda iki milyar liralık katma değer ilave edecek. Proje bizim için dava haline dönüşmüştü. İnciraltı’nın hak ettiğini alması şehrin, ülkemizin ve hemşehrilerimizin hayrına olacak. Bizden önceki büyüklerimizden bayrağı devraldık ve 2015 yılından bu yana çaba gösteriyoruz. Artık işin sonuna geldik.”
★★★
Bölgenin 2000 ve 5000 olarak parsellere bölündüğünü, hazırlığı halkçı bir plan olarak gördüklerini belirten İnciraltı Gelişim Derneği Başkanı Tayfun Karabulut, şunları söyledi: “Parseller 10.000-15.000-20.000 m2 gibi yapılmış olsaydı, burada oturma hayalini bırakalım, elimize bir para geçmesinin bile hayalini kuramazdık. Toprak sahipleri 2000-5000 m2 alanlarda yaşamını sürdürmeye devam edecekler veya çocuklarına yatırımcılarla ortak miras bırakabilecekler. En önemlisi bölgenin artık has İzmirlinin olduğunu ispatlamıştır. 2200 hak sahibi projeden faydalanacak, böylece yıllardır süren bilmece sona ermiş olacak.”
★★★
Bundan sekiz yıl önce gencecik bir delikanlı iken, İnciraltı planlarının düzenlenmesi için yola çıkan Tayfun Karabulut, geçen sürede çok yoruldu. Ancak sonunda muradına erdi. Buradan arsa sahiplerine bir öneride bulunacağım. Zamanının neredeyse hepsini sizlerin mağdur olmaması için harcadı yıllardır. Bence Tayfun Karabulut’un bir heykelini dikin bölgenize, adını sonsuza dek yaşatın. Ne dersiniz?