Geçtiğimiz hafta gazetelerde, “İzmir, büyük maratona hazır” başlığıyla haber yer aldı.
Vee, dün 10 ve 42 kilometrelik parkurda yabancıların da katılımıyla etkinlik gerçekleşti.
Büyükşehir Başkanı Tunç Soyer, başka bir programı nedeniyle etkinlikte yer almadı.
İzmir’de ilk kez yapılan uluslararası maratonu, dünya sporcuları da öğrenmiş oldu.
***
Bu etkinliğin hayata geçmesi için 30 Aralık 2019 tarihindeki köşemde öneride bulunmuştum.
O gün, ‘İzmir Maratonu nisan ayında’ başlığıyla, İzmir Büyükşehir Belediyesi Spor Daire Başkanı Hakan Orhunbilge’nin, ‘Gelin 21 Aralık’ta Üçkuyular’da buluşalım, birlikte koşalım, farkındalık yaratalım’ açıklamasını gündeme getirmiştim.
Orhunbilge’yi, Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü Başkanı Ersan Odaman’ın da desteklediğini belirtmiştim.
***
Ardından da “Her yıl İstanbul’da 42 kilometrelik Avrasya Maratonu düzenleniyor. İstanbul’un adını dünya duyuyor. 9 Eylül Uluslararası İzmir Yarı Maraton var. Ancak biz İzmir Maratonu’nu neden hayata geçirmeyelim? İzmirimizin adını dünyaya duyuralım” diye kaleme almıştım.
***
Önerimin ardından 10 gün sonra Büyükşehir Başkanı Soyer, “2020’de Avrasya Maratonu’ndan sonra ülkenin en büyük maratonunu düzenleyeceğiz” diye açıklama yapmıştı.
Aradan tam 277 gün geçti ve iki farklı kategoride sporcular dün yollara düştü.
Muhteşem bir yarış oldu.
Artık, İzmir’imizin de bir maratonu vardı.
Ne mutlu!
Emeği geçenlere teşekkürler...
CEYHAN SALDANLI BAŞARDI İSTEYİN, SİZ DE BAŞARIN...
İnsan istesin, azmetsin yapamayacağı hiçbir şey yoktur derler.
Bu söylemin en güzel örneğini Denizlili Ceyhan Saldanlı yaşadı.
Saldanlı, 1975-1980 yılları arasında PTT’de memur olarak iş hayatına başladı.
Bir gün dağda ulaşım hattı çektiği sırada donma tehlikesi yaşadı, işten soğudu.
Sonra Denizli’ye geldi.
***
Fabrika kurmak istedi, ancak elektrikler her gün dört saat kesiliyordu.
Vazgeçti, sonra makinelerini kendisi yaptığı kablo fabrikasını hayata geçirdi.
Bir süre sonra şirketi büyüttü, enerji sektörüne girdi.
***
O dönemde Avrupa’dan aldığı 500 bin mark hibe ile hidroelektrik santralini faaliyete başlattı.
Santral çalışıyordu ancak işleri istediği gibi yürümüyordu.
Arkasından Dalaman’da yeni bir santral kurdu.
***
Azimliydi, kafasına koymuştu bu işte başarılı olacağını.
Hatta o sıralar bazı bankacıların kendileri için, “Bunlar yakında batar. Kendilerini ne sanıyorlar” gibi söylemlerinin kulağına geldiğini ancak hiç umursamadığını belirtti Saldanlı.
Batmak yerine krizden çıktıklarını, yollarına devam ettiklerini söyledi.
***
Enerjide yenilenebilir kaynakları kullanmanın gerektiğini, çevreye duyarlılıktan kesinlikle ödün vermediklerini kaydetti Saldanlı, “Bir hidroelektrik santrali, fosil yakıtlara göre, 1 megavatı 121 bin çam ağacının sağladığı oksijeni sağlıyor. Oksijen tüketmeyerek oksijen sağlamış oluyor. Biz çevre ödülleri aldık. Karbon azaltan firmaların arasında birinci olduk” diye konuştu.
***
Saldanlı’nın hayatı neredeyse roman gibi.
Belki de senaristler kendisini tanımış olsa, hayatında yaşadığı kesitleri bilmiş olsa, film bile düşünebilirler.
Bir insanın azmiyle, isteğiyle, ilerisini görüp hayata geçirdiği projeleriyle nerelerden nerelere geldiğinin en güzel örneğini sergiliyor Egeli işadamı.
Yazımın başında söylediğim gibi, insan isteyince yapamayacağı iş yok. Yeter ki istemesini bilin, çalışın, çalışın, çalışın.
En önemlisi yaptığınız işi sevin.
Tembelliği hiç ama hiç aklınıza getirmeyin...
BÜLENT ARSLAN ÖLMEDİ KALPLERDE YAŞAYACAK!
Bülent Arslan, Çamdibi’nde Sıdıka Rodop Lisesi’ni bitirdi.
Geçen sürede futbola düşkünlüğü ağır bastı.
Sırasıyla Edremitspor ve Tarişspor’da forma giydi.
***
Bir kız ve bir erkek babası başarılı sporcu Arslan, Çamdibi Makedonya Göçmenleri Master Futbol Takımı’nda da yoluna devam etti.
20 Eylül’de Kuşadası’nda kaldığı otelde kalp krizi geçirdi, iki kez kalbi durdu, beynine oksijen gitmediği için de 26 Eylül’de 40 yaşında beyin ölümü gerçekleşti.
29 Eylül’de de Bornova Hacılarkırı Mezarlığı’nda son yolculuğuna uğurlandı.
***
Ailesi, sporcu Arslan’ın organları çürümesin, başkalarına şifa olsun diye bağış kararı aldı.
Böbrekleri, karaciğeri, kalp, göz korneası bağışlandı.
Şimdi Arslan’ın birçok organı çok sayıda kişiyi hayata bağlayacak, herkes ailenin davranışını konuşacak, alkışlayacak, dua edecek.
Siz siz olun organınızı bağışlayın, toprak altında çürümesine izin vermeyin...