Engin Uğur Ağır

Engin Uğur Ağır

enginuguragir@gmail.com

Tüm Yazıları

30 Ekim Sisam depreminin ardından tam bir yıl geçti.

Dün gibi hatırlıyorum.

Hele aradaki 15 saniyelik, beşik gibi sallantıyı ömrüm boyunca unutmayacağım.

İstanbul’da 1999 yılının 17 Ağustos’unda meydana gelen, 03.02’deki depremden daha şiddetliydi.

***

Sisam diyoruz, ancak İzmir’de 117 kişinin yaşamına mal oldu bu sarsıntı... Çok sayıda kişinin de yaralanmasına...

Ardından sayısız ev yıkıldı, birçoğu da kentsel dönüşüme gitti.

“Binamız sağlam değil, dönüşüme gidelim” düşüncesinde olan çok sayıda vatandaş da hâlâ beklemede.

Haberin Devamı

***

Evinin sağlam olmadığını beyan eden bir kişinin test başvurusunun kabul edileceği, çürük ise binanın dönüşüme gideceği söylenmişti.

Kendimden örnek veriyorum şimdi.

Oturduğum apartmanın sağlam olduğuna inanmıyorum ve 30 Ekim’deki sarsıntının ardından hem Çevre ve Şehircilik hem de Karşıyaka Belediyesi ekiplerine test yaptırdım.

Ellerinde çekiçle gelen görevliler, şöyle çatlak patlak yerlere baktı, sonrasında da az hasarlı raporu verdi.

***

Bunun üzerine apartman sakinleriyle online toplantı yaptık.

33 dairenin 27’si performans testinin yapılması konusunda anlaştı ve yaptırdık.

İlerleyen günlerde, ben ve altı daire sakini, “Performans testinden çıkan sonuç olumsuzluklarla dolu. Bizler binamızın zemin katındaki dükkânların kolonlarına sıyırma yaptıralım. Sağlamsa ne âlâ, değilse yıkılsın, dönüşüme gidilsin” diye beyanda bulunduk.

Diğer sakinler ise yanaşmadı.

Yedi kişi, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne bağlı bir ekiple sıyırma testi yapılması için anlaştık ve belediyeye başvurduk.

Geçen sürede kentsel dönüşüm görevlileri, zabıta ve test yapacak ekip binaya gitti.

Ancak hâlâ ikamet edenler, testin yapılmasına izin vermedi.

Bir süre sonra ekipler yine gitti, aynı manzarayla bir kez daha karşılaştı belediye görevlileri.

***

Bunun üzerine belediye, teste karşı çıkanların imzasını aldı, savcılığa suç duyurusunda bulundu.

Sonrasında yapılacak test için de polis kolluk kuvveti istedi.

***

Aradan aylar geçti ve adli tatil başladı.

Sonrasında mahkemeler yeniden açıldı.

Bizim dosya ile ilgilenen savcıyla bizzat görüştüm.

Haberin Devamı

“Bu konuya biz müdahil olamayız. Siz Sulh Hukuk Mahkemesi’ne dava açın” dedi.

Savcının bu sözleri üzerine, başımdan aşağı bir kazan kaynar su boşaldı.

***

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, kentsel dönüşümde yetkiyi belediyelere devretmişti.

Ama polis kolluk kuvvetinin çağrılma yetkisi, yerel yönetimlere verilmemişti.

Anlayacağınız, elimiz kolumuz bağlandı.

Bir kişinin başvurusuyla kentsel dönüşüme gidilemediği ortaya çıktı.

Bir mevzuat eksikliğinin olduğu fark edildi.

Şimdi polis kolluk kuvveti çağırma yetkisinin yerel yönetimlere verilmesini bekleyeceğiz.

Bakalım, ilerleyen günlerde nasıl bir karar çıkacak, hep beraber göreceğiz. Yani, bir yıldır boşuna beklemişiz...

Mevzuatta kolluk kuvveti karmaşası...

Prof. Hasan Sözbilir’in açıklamasına dikkat!

Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir’in depremle ilgili açıklamalarını, tüm yetkililerin dikkatine sunuyorum: “30 Ekim depremi İzmir değil, Sisam. İzmir faylarının ömrü 3 bin yıldı ve süre doldu. Sisam depremi, İzmir faylarını hareketlendirdi. Büyük sarsıntıyla ilgili zaman veremiyoruz, ancak 7 büyüklüğünde bir deprem bekliyoruz.”