Ziyaretlerimi bu kez farklı bir şekilde gerçekleştirdim.
Gazeteci Pakize Sükan’ın organize ettiği etkinlikle, Hürriyet Gazetesi Ege Bölgesi Temsilcisi Deniz Sipahi, Posta Gazetesi Ege Bölgesi Temsilcisi Banu Şen, Demirören Bölgeler Reklam Grup Başkan Yardımcısı Mesut Bayraktar ve iş kadını Leyla Noyaner ile Marmaris Belediye Başkanı Mehmet Oktay’ın konuğu olduk.
Deniz Sipahi’yle yağmurlu bir yolculuğun ardından Muğla’nın bu şirin ilçesine ulaştık.
Yemyeşil ormanlarla çevrili Marmaris, yangının yarasını sarmaya başlamıştı.
İçmeler’deki felaketin ardından gördüğüm kötü manzara, yerini yeşil bir görüntüye bırakmıştı.
Tam 50 bin fidan dikilmişti...
Öğle yemeğinin ardından hep birlikte Selimiye’ye doğru yola çıktık.
Gördüğüm manzara bir kez daha yüreğimi dağladı.
Yanan ağaçların kesimi başlamıştı.
Turunç bölgesinde yolun sağı solu, her taraf kütüklerle doluydu.
İçim bir kez daha cız etti, çalışmaların iki yılı bulacağı belirtildi.
Yazık günah gerçekten, buna sebep olanları Allah’a havale ediyorum.
Marmaris’i üç dört kez ziyaret etmiştim, fırsat bulup dünya çam balının merkezi Osmaniye’ye, Bayır’a ve Selimiye’ye gidememiştim.
Kasım sonu olmasına rağmen Selimiye’de deniz suyu sıcaklığının 24 derece olduğunu öğrendim.
Mevsimden dolayı tabii ki her taraf kapalıydı.
Bir mekân bulduk ve birlikte denizi, doğayı izlemeye başladık, çayımızı yudumladık.
Gerçekten kelimelerle anlatılmaz, burasını mutlaka görmek lazım.
Hele hele Bayır’daki iki bin yıllık çınar ağacının heybetli yapısına hayran kaldım.
Yaşlıların söylemine göre, etrafında yedi tur atanın dilekleri kabul ediliyormuş.
Ben de turladım...
Sonrasında Başkan Mehmet Oktay’la sohbete daldık.
Oktay, yangın süresince gerçekten çok yorulmuştu.
O günlerde bizzat şahit olmuştum.
Ancak yaşamın devam ettiğini, yaraları el birliğiyle sarmaya başladıklarını belirtti.
Marmaris, Türkiye’nin en önemli turizm kenti olmasının yanısıra endemik bitkileri, yerfıstığı, sığla ağacıyla, kendine özgü ürünleri ve coğrafi işaret alan çam balıyla önemli bir merkez olduklarını söyledi Başkan Oktay.
Seçim döneminde de Marmaris’i sadece turizmle değil, diğer unsurlarıyla da bütünleşmiş bir kent haline getirmek istediğini ve unutulan tarımı gün yüzüne çıkarmak için çalışacağını söylemişti genç başkan.
Dünyaya tanıtmayı amaçlıyoruz
Marmaris Tarım Kooperatifi’nin kurulmasına öncülük ettiklerini, ilçenin has ürünlerini dünyaya tanıtmayı amaçladıklarını belirten Başkan Mehmet Oktay, “Ana hedefimiz, ata topraklarının satılmasını önlemek, üretimi teşvik etmek ve yeni neslin tarımla uğraşmasını sağlamak. İlk olarak Turgut’ta belediyenin tarlasına yerfıstığı ektik. 3 dönümlük tarlada 1 ton hasat sağladık. Bunu tohumluk olarak çiftçimize dağıttık. Yerfıstığı hasadının ardından patates ektik. Ürünü ihtiyaç sahibi vatandaşımıza dağıttık. Hisarönü ve Turgut’taki, belediyemize ait tarlalarda zeytin hasadı yaptık, yağ üretiminde bulunduk. Mesela, yöremize özgü defnemiz var. Dünya piyasalarının yüzde 80’i buradan karşılanıyor. Hem köylümüz kazanıyor hem de kooperatifleşmenin önemi bir kez daha anlaşılıyor. Marmaris çam balına coğrafi işaret aldık” dedi.
Tarımın yanısıra doğal olarak turizmi de önemsediklerini söyleyen Başkan Oktay, yangın sürecinde turistlerin yüzde 90’ının ilçeyi terk ettiğini, büyük yara aldıklarını vurguladı, “Facianın ardından ‘Marmaris tamamen yandı’ algısı oluştu. Ancak gördüğünüz gibi Marmaris hâlâ güzel, hâlâ keyifli ve hâlâ dünyanın incisi... Hemen çalışma yaptık ve ‘Marmaris sizi çağırıyor’ vurgusuyla, turizmi canlandırmaya çalıştık. Bu süreçte yerli turistin dışında Rusya, Ukrayna ve Arap ülkelerinden konuklarımız geldi. Ana pazarımız İngiltere’nin de ülkemizi kırmızı listeden çıkarmasıyla, küçük de olsa bir hareketlilik yaşadık. Önümüzdeki sezon için beklentimiz yüksek. Özellikle İngiltere’den yoğun turist bekliyoruz” diye konuştu.
Deniz, kum ve güneşin dışında farklı turizm alanları açmak için düşünceleri olduğunu belirten Oktay, şöyle devam etti: “Spor turizmi, ekoturizm, kültür ve doğa turizmi gibi alanlarda projelerimizi hayata geçirmek için fizibilite çalışması sürüyor. Mesela, Turizm Üst Kurulu’nu kurduk. İlçedeki acente temsilcileri, otel işletmecileri, oda yetkilileri de bu kurulun üyesi. El birliğiyle Marmaris’i daha ileriye taşımak istiyoruz.”
Leyla Noyaner’e kocaman alkış
Gazeteci arkadaşlarımın dışında gezimize katılan ve uzun süre Marmaris’te yaşayan iş kadını, yatırımcı Leyla Noyaner’in de yangın bölgesinde zarar görenlere destek olduğunu öğrendim.
Noyaner, rahmetli Maksim Gazinoları ve Kültürpark’taki Akasyalar Gazinosu’nun sahibi Atalay Noyaner’in kızı.
Babası gibi, yardımsever bir gönüllü.
Atalay Noyaner de çok sayıda kişiye destek vermiş, zor durumda olanlara el uzatmıştı.
Bundan sonrasını Leyla Noyaner’den dinleyelim:
“Önce 7 kadın arkadaşımla bir araya geldik, Marmaris’te zarar gören halka nasıl yardım ederiz diye konuştuk. Ardından da Marmaris Dayanışma Derneği Başkanı Hüseyin Derya’yla temasa geçtik. Marmaris Dayanışma Derneği ve Marmaris Ticaret Odası ile Çeşme’de özel bir gece düzenledik. Yaklaşık 300 kadının yer aldığı etkinlikte 500 bin lira para topladık. Bu parayla yaralara merhem olduk. Folkart da 100 bin lirayla katkı sağladı. Kovanı yanan, hayvanı telef olanların eksiklerini giderdik. Bu arada, 60 bin kutu da konserve gönderdik. Böyle felaketlerde tüm toplumun duyarlı olması lazım.”
Noyaner, örnek bir harekette bulunmuş, kendisini kutluyorum.
Ülkemizde birçok kadın kuruluşu var, bazılarının felaket zamanlarında destek için çaba harcadığını biliyorum.
Ancak hepsinden aynı duyarlılığı bekliyorum.
29 Temmuz Perşembe günü başlayan ve 5 Ağustos akşamı kontrol altına alınan yangında, yaklaşık 13 bin 600 metrekare ormanlık alanın yandığını, toplam 255 yapının zarar gördüğünü, bunların 108’inin konut, 35’inin depo, 60’ının ahır, 10’unun ticarethane, 4’ünün müştemilat, 14’ünün samanlık, 2’sinin okul ve 22’sinin resmi bina olduğunu kaydeden Başkan Mehmet Oktay, “Belediyenin 750 personeli, 8 gün süren alevlere müdahale etmek için, 24 saat, mesai kavramı gözetmeksizin, nöbet sistemiyle sahada görev aldı. Hemen hemen tüm birimlerimiz yangın bölgelerindeydi. 4 noktaya yardım merkezi toplama birimi kuruldu. Hem yardımlar toplandı hem de mobil ekipler aracılığıyla söndürme ekiplerine yiyecek, giyecek, su ve teknik malzeme ihtiyaçları gönderildi. Alevlerden kurtarılan evcil, yabani ve sokak hayvanları belediye bakımevine getirildi, tedavileri yapıldı. Aralarında kedi, köpek, koyun, inek, tavuk ve kaz gibi sahipli hayvanların yanısıra kaplumbağa, domuz, eşek, şahin gibi yabani hayvanların da olduğu 347 cana ev sahipliği yapıldı. Tedavilerinin ardından sahipli olanlar sahiplerine, yaban hayvanları da doğaya bırakıldı. İçmeler, Amos, Turunç ve Çiftlik’ten tahliye edilen vatandaşlara konaklama imkânı sağlandı. Ayrıca Marmaris’e gelen itfaiyeciler, gönüllü ekipler ve kurtarma ekipleri için otellerle görüşüldü, kalacak yer temin edildi. 152 haneye gıda, hijyen ve giyecek yardımı yapıldı. Hasar gören yapıların sıva, boya, çatı tamiratı gibi tadilatlara başlandı ve hâlâ devam ediyor. Osmaniye’de Yılmaz Ailesi’nin tamamen yanan evi, gönüllülerin de desteğiyle hiçbir ücret alınmadan beş günde yapıldı, teslim edildi. 50 aileye beyaz eşya, TV, mutfak gereçleri dağıtıldı. Ahbap Derneği’yle birlikte, hayvanlarını kaybeden köylülere 257 adet keçi dağıtıldı. 51 üreticiye su motoru, hortum, el arabası ve ilaç pompası gibi malzemeler temin edildi. Orman Genel Müdürlüğü, yanan ağaçları kesmeye başladı. Bugüne kadar, 1500 hektar alanda 710 bin metreküp ağaç kesildi, bunun 220 bin metreküpü ihale edilerek satıldı. 11 Kasım’da, İçmeler’de ağaç dikim etkinliği düzenlendi. Yangın şehitleri Görkem Hasdemir ve Şahin Akdemir adına 50 bin fidanlık hatıra ormanı oluşturuldu” şeklinde konuştu.
Şimdi kenetlenme zamanı
Başkan Oktay’ın da anlattığı gibi, Marmaris sadece turizmde değil, tarımda da iddialı.
Özellikle yerfıstığı ve defnede önemli bir yol katettiklerini belirten Oktay, “Marmarisimiz, dünyanın gözbebeği. Biz sadece turizmle değil, tarımla da yakından ilgileniyoruz. Yapılması gereken her şeyi seferber ediyoruz. Çünkü, başka Marmaris yok” dedi.
Oktay’ın anlattıklarına katılıyorum.
Sadece deniz, kum ve güneşle hatırlamayalım Marmaris’i.
Her ne kadar meşhur çam balı sekteye uğrasa da, tarımı da unutmayalım.
Sıkıntının zaman içinde aşılacağına inanıyorum.
Sürekli söylediğim sözü burada da tekrarlayacağım.
Tüm yerel yöneticiler biraraya gelirse hiçbir sıkıntı kalmaz; zorluklar aşılır, yine eskisi gibi güzel günlere dönülür. Haydi Marmaris, şimdi kenetlenme zamanı...