Depremin vurduğu üç mahalle; Manavkuyu, Mansuroğlu ve Osmangazi.
Bu bölgeleri 1966 yılından bu yana iyi bilirim.
Çocukluğumun geçtiği yerler.
Mahalle arkadaşlarımla bahçelerden erik, kayısı toplar, sonra eski Algül Bisküvi Fabrikası’nın yanından geçen tren yoluna oturur, bir sana bir bana diye dağıtım yapardık.
Hak geçmesin diye de fazla olanı atardık.
Bu felaket beni geçmişe götürdü.
O günler ile bugünleri karşılaştırıyorum ve inanın gözlerim doluyor.
Patika yollar arasından sağlı sollu taş duvarlı bahçeler, tarlalar İzmir’in adeta akciğeri niteliğindeydi.
Her taraf yemyeşil, tertemiz.
Sebze, meyve ne ararsan var.
Bol bol...
Bornova’nın meşhur kınalı bamyası da, bu topraklarda üretilirdi.
Hatta bir manavımız vardı, at arabasıyla sokak sokak gezer, “Bornovalı Nuri’nin kınalı bamyası geldi” diye bağırırdı.
Hey gidi günler hey...
Nerelerden nerelere geldik.
60’lı yılların sonu 70’li yılların başında bölgenin imara açılmasıyla güzelim elverişli topraklar, yerini binalara terketmek zorunda kaldı.
Pıtrak gibi başladı inşaatlar...
Tarlalar birbir yok oluyor, evler yükseliyor, yeni yeni mahalleler ortaya çıkıyordu.
Bunlardan biri de Özkanlar Mahallesi.
Bu bölge de ilçenin üretim merkeziydi, diğerleri gibi.
Ama geçen sürede ne Mansuroğlu, ne Manavkuyu, ne Osmangazi, ne de Özkanlar kaldı.
Yumaşak toprağın üstüne dikilen 8-10 katlı binalar, aradan geçen sürede yükseldi, yükseldi, bir karış toprak bırakmadı.
Elverişli toprakların imara açılmasında kim etkili olduysa, şimdi ne düşünüyordur diye merak ediyorum.
Sağ ise Allah uzun ömür versin, öldüyse Allah rahmet eylesin.
Ne diyeyim ki...
Yoktan var olan ilçe: Bayraklı
30 Ekim depreminin merkez üssü gibi görülen Bayraklı’nın ilçe olması, 12 yıl öncesine dayanıyor.
Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün onayıyla İzmir, iki ilçeye daha kavuşmuştu.
Bayraklı ve Karabağlar.
Bayraklı; Bornova’dan üç, Karşıyaka’dan da 21 mahalleyi bünyesine aldı.
Bornova eski Belediye Başkanı Sırrı Aydoğan, ilçelerindeki Manavkuyu, Mansuroğlu ve Osmangazi mahallelerinin Bayraklı’ya bağlanacak olmasına şiddetle karşı çıkmıştı.
Dönemin CHP İzmir Milletvekili Kemal Anadol da, “Üç mahallede 22 bin oyumuz var. Bornova’nın 100 bin nüfusunun Bayraklı’ya dahil edilmesi yanlış bir karar” demişti.
12 yıl önce Karşıyaka Kent Konseyi, Kadın Meclisi ve gönüllüler de, “Karşıyaka Bölünmesin” diye imza kampanyası başlatmıştı.
Ancak, yapılan tüm toplantılar, protestolar ve karşı çıkmalar lafta kaldı, iki ilçe resmen kurulmuş oldu.
2008’de ilçe olan Bayraklı, 2009’da yerel seçimlere dahil edildi. CHP’nin adayı Hasan Karabağ, yüzde 43.4’le ipi göğüsledi, ilçenin ilk belediye başkanı oldu.
AK Parti adayı Selim Gökdemir, yüzde 36.4’te kaldı.
2014 yerel seçimlerinde Hasan Karabağ, bu kez yüzde 44.08’le ikinci kez belediye başkanı seçildi.
AK Partili İsmail Sarı yüzde 37.81 oy aldı.
2019’un 31 Mart yerel seçimlerinde Karabağ’ın yerine aday gösterilen CHP’li Serdar Sandal, yüzde 55.11’lik oy oranıyla yeni belediye başkanı oldu.
AK Partili Ali Aslan, yüzde 41.10 oy alabildi.
İşte 100’den fazla vatandaşımızın hayatını kaybettiği Bayraklı’nın ilçe olma öyküsü böyle.
Kahramanlara da kocaman bir alkış
30 Ekim’de meydana gelen depremin ardından bir hafta geçti. Kurtarma çalışmalarında, özellikle küçük çocukların mucizevi şekilde yaşama tutunup, kollarını ekiplere açması, duygu seli yaşattı toplumda.
Önce Elif, ardından da Ayda, hepimizi sevince boğdu!
Televizyondan izleyip de gözleri dolmayan kimse yoktur herhalde.
Bravo ülkenin dört bir yanından gelen kurtarma ekiplerine ve AFAD’a.
Pandemi sürecinde geceler boyu hemşirelerimizi alkışlamıştık.
Şimdi sıra günlerce uyumayan, bir can kurtarma heyecanı ile işlerine dört elle sarılan kurtarma ekiplerine geldi.
Haydi, her akşam saat 21.00’de çıkın balkonlarınıza, pencerelerinize alkışlayın bu kahramanları...
Pandemi mandemi kimin umurunda...
Gidip gördüğüm ve televizyonlardan izlediğim kadarı ile kurtarma çalışmalarının bulunduğu mahallelerde pandemi unutulmuş.
Ekipler gece-gündüz bir canlıya ulaşmak için çaba harcıyor, yeri geldiğinde istemeden yakın temasta bulunuyor.
Peki, bu seyircilere ne demeli. Ellerinde telefon yok sağa, yok sola bir oyana bir bu yana çekim yapıyor.
Kendini kameraman sanıyor!
Olmadı, yeniden başa alayım.
Sen şöyle dur, arka planı göremiyorum gibi...
Yapmayın Allah aşkına, nedir bu sevda...
Ne olacak yani, çektin Instagramda yayınlandın.
Boyun bir karış uzadı mı?
Bir hafta sonra meraklı izleyicilerin yüzde 90’ının testi pozitif çıkacak.
Oldu mu şimdi?