Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras ile buluştuk. Başkanlık döneminden günümüze yaptıkları çalışmaları analiz ettik. Bodrum Cup ile ilgili önümüzdeki süreçte beklentilerinden bahsetti. Etkinliği uluslararasına dönüştürmek için çaba gösterdiklerini dile getirdi. Normal görevinin dışında kentinin daha iyi bir noktaya gelmesi için çaba harcadığını söyledi. Aras ile güzel bir söyleşi gerçekleştirdik.
Bodrum Cup ile ilgili ne söyleyeceksiniz? Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat, etkinliğin bundan böyle Bodrum-Milas Cup ile anılacağını söyledi. İsmi değişir mi?
İsmi değişmez. Biz kardeş kentiz Milas’la. Her zaman birlikteyiz. Milas’ın da çok güzel kıyıları var. Çökertme, Milas’a ait bir mahalle. Bir tarafta da Güllük var. Burada yelkenle ilgili çocuklara yönelik güzel çalışma yapılabilir. Bodrum Cup’tan Muhammet Başkan etkilendi. Milas’a da yelkenle ilgili altyapı eğitim çalışması planlıyor. Bunun dışında Bodrum Cup bir kültür, artık 33. yılında. Erman Aras yıllarca Bodrum’da çarter işi yaptı, onların bir acentası vardı. Ve o acenta üzerinden birçok yerli yabancı turisti hep bu Gökova’nın mavi koylarında, güzel doğal yerlerinde gezdirdi. Bodrum turizmine büyük hizmeti var. Daha sonrasında da yine çocuklar için düşüncesi optimist kulübüydü. Bir yelken kulübü kurdu ve orada çok çocuk yetişti. O çocuklar zaman zaman Avrupa’da ve dünyada dereceye girdi. Yelkenle Bodrum’u da buluşturdu. Arkasından yine bu mavi yolculuğun yelkenle entegrasyonunu sağlamak için Bodrum CUP’ı akıl etti. Her şey fikirle başlıyor. O da bunu kafasında planlamış ve 33 yıl önce ilk defa hayata geçirmiş. Ben de bunun birçok sürecinde yer aldım. Eğer buradaysam hep katılırdım. Gerçekten çok güzel anlar yaşıyorsunuz. Çünkü tamamen Bodrum yapısı guletlerimiz, treylerimiz var. Doğanın içerisindeyiz, dostluk, barış, kardeşlik, mücadele bir taraftan rekabet her şey bir arada rüzgarla, güneşle, havayla yoğrulan insanlar. Muhteşem bir etkinlik. Bir ara kısıtlama yokken Yunanistan’la aramız iyiydi. Vereskos, Kalimnos gibi adaları da ziyaret ediyorduk, yarış oraları da kapsıyordu. Müthiş bir kardeşlik. Bizim yaptığımız bu tür girişimler Doğu Akdeniz, Fıratlıdır, kıta sahanlığı sorunlarıdır, barış ikili ilişkilerden geçiyor. Dostluk köprüleri bu şekilde kuruluyor. Ama yine olacak. Bodrum Cup, proje bütünüyle içinde birçok faktörü bulunduran bir etkinlik, bir festival, bir kültür olayı, bir gelenek, bir denizcilik faaliyeti. O yüzden Bodrum’u çok iyi yansıtan bir yönü var, biz de onu çok iyi biliyoruz. Bodrum Cup, Bodrum’u temsil ediyor.
Oruç, Hızır ve Turgut reisler
Bir tık daha üste çıkaracak projeler var mı?
Çılgın proje gibi çok sayıda düşünce var. Arkadaşlarımız 33 yıldır birçok şeyi yaptı. İstanbul’da Boğaz serisi yapıldı mesela. İnanılmazdı. Boğaz’da yarış o bizim güzel gelin gibi teknelerimizin süzülmesi inanılmaz görsel şölen yaşattı. Ben de okul gemisiyle Dolmabahçe’nin önünden geçtim. Sanki Atatürk bize camdan el sallıyormuş gibi. Sonuçta tarihle günümüzün bağlantısını kuracak her türlü etkinlik oturuyor yere. Denizcilik kültürüyle Bodrum Cup o kadar birbiriyle örtüşüyor ki, süngercilik kültürü, ondan önce denizciler Bodrum denizcileri ve balıkçıları ve mavi yolculuk beraber bunlar yürüdü. Tarihle bir bağlantı kurup temel atabilirseniz mükemmel. Burada Rodos Şövalyeleri var. Bodrum St. Peter Kalesi’ni yapan. Onlar burada yaklaşık 100 yıl yaşamış, kaleyi yapmış. Sonra buradan Rodos’a, Rodos’tan Mora’ya, Mora’dan Amalfi’ye, Amalfi’den Malta’ya gitmiş ve Malta’yı kurmuşlar. Malta’yla bizim Malta Kuşatması vardır. Malta’yla da ilişkilerimiz devam etmekte, yani benim Malta’ya burdan tekrar bayrak açıp, bu bizim guletlerimiz, treylerimizi götürmek gibi bir hayalim var. Müthiş bir olay olur, Akdeniz kardeşliği. Yüzlerce yıl Akdeniz’de Cenevizliler bir tarafta Venedikliler bir taraftan Osmalı Barbaroslar, Hızır Reisler, Turgut Reisler, Oruç Reisler. Onlar Akdeniz’in büyük denizcileri. Yani yine sadece bize ait değil, daha İspanyollar, Fransızlar yani Andrea Dorio’lar falan bu işten inanılmaz bir büyüklük, derinlik var. Onları bir araya toplayabilecek, her bölgeden hatta Kuzey Afrika’dan aynı şekilde. Çünkü bizim orada da yatan çok önemli denizcilerimiz var. Oraları da işin içine koyup bir Akdeniz festivaline dönüştürebiliriz. Bu bir Bodrum değil, Akdeniz festivali olabilir. Belki Mediterranean Turizm Fonu’yla beraber bunu Akdeniz festivaline dönüştürebiliriz.
Peki, Malta ile ilişkileriniz oldu mu?
Malta’ya gittim. Orada da konuştuk zaten, şimdi Akdeniz Turizm Forumu’nu planlıyoruz 2022 için. Orada Cezayir’den, Tunus’tan, İtalya’dan, Fransa’dan, İspanya’dan, Yunanistan’dan, Mısır’dan. Bir kardeşlik dostluk barışı aslında bu tür faaliyetlerle geliştirebiliyorsunuz. Ya çocukları bir araya getireceksiniz 23 Nisan’da Atatürk’ün yaptığı mesela. Bizim yaptığımız yelken yarışları var Dünya Optimist Şampiyonası geliyor şimdi. 30’a yakın ülkeden 300 sporcu gelecek. Bu Temmuz 2022 için. Yakın zamanda Bodrum Uluslararası Optimist Yarışması’nı düzenledik. 16 ülkeden 252 sporcu geldi, çocuk bunlar. Öyle bir kaynaşıyorlar ki Ukraynalılar, Yunanlılar, Ruslar, Amerikalılar var. Bu çocuklar ilerinin politikacıları, yöneticileri, sporcuları. Şimdi birlikte yelken yaptığı arkadaşıyla kavga edebilir mi? Bizim dünyada hedefimiz bir olmalı, dünyayı korumak.
Karbon ayak izine uymayan ülkeler oyun dışı kalacak
Karbon ayakiziyle ilgili neler söyleyeceksiniz?
Gazeteci Meliha Okur karbon pasaportu dedi, doğru. Yakın zamanda Brüksel’deydim. Brüksel’de Avrupa Birliği’nin gündemi tamamen yeşil mutabakat. Bunun içinde birçok faktör var. Sürdürülebilir tarım tabii ki karbonla ilgili olan yenilenebilir enerji kaynakları var. Denizlerin temizliği, atık ve su yönetimi var. Kentlerin, vatandaşlarını yeşil mutabakata göre hazırlaması var binaların tasarımından tutun, karbon ayakizini sınırda tutmanın çalışmalarını yapıyorlar. Bu sisteme ayak uyduramayan ülkeler oyun dışı kalacak. Siz eğer karbon salımınızı sınırda tutamazsanız sizi zorlayacak tedbirler alacaklar. Mesela, termik santraller inanılmaz tartışılıyor. Çünkü, hava kirliliği ve karbon emisyonu yaratıyor. Ben de Bodrum’da bir an önce eylem planıyla bu değişikliklere uyum sağlamamız gerektiğini düşünüyorum. Asıl Türkiye’nin yapması gerekiyor.
Sekiz uzmanla ormanlarımız incelendi
Orman yangınlarıyla ilgili son durum nedir?
Doğa kendini toparlıyor. Yangında büyük bir mücadele verildi. Hatta vatandaşın biri gelmiş, ‘Ben tatile geldim, yangın olunca otelden bir motor buldum, atladım geldim. Bana bir görev verin’ dedi. İnsanlar çok duyarlıydı. Şimdi rehabilitasyon iyileşme dönemi var. Ormanların iyileştirilmesiyle ilgili çalışmalar sürüyor. Tarım ve Orman Bakanlığımız ekiplerini gönderdi, temizlik ve yanan ağaçların bertarafı çalışmaları devam ediyor. Bir taraftan biz belediye olarak yaklaşık 8 uzmanla beraber bütün sahayı inceledik. Hem orman alanlarını hem köylünün yanan zeytinliklerini hem de diğer floryayı bitki örtüsünü her şeyi inceledik. Onlar bir rapor çıkardı, bunu da bakanlığımıza sunduk. Bizim üzerimize düşen ne varsa yapıyoruz.
En büyük projemiz korumak
Kent merkezinde neler yapıyorsunuz?
Çarşılarımızı tekrar eski canlılığına kavuşturmak ilgili projelerimiz var. Bodrum zaten büyük bir kültür merkezi, Bodrum’u korumamız lazım en büyük proje korumak. Çünkü çok kalabalıklaştık. Yerel kültürün kaybolması demek çok büyük bir acı olur. Buranın birçok kültürü var. Adalardan gelen Giritliler, Anadolu’dan gelen Yörükler burada birbiriyle kaynaşmış. İnanılmaz bir kültür oluşmuş. Bunu korumak aynı zamanda da Bodrum’un Cevat Şakir’den yani 90’lar 2000’lerdeki o havasına yeniden kavuşturmak. Bodrum, insanları yormaya başladı. Bodrum’da stres altında. Bodrum’a gelen rahatlardı, şimdi stres altında. Onu çözebiliriz. Avrupa’da birçok yerde güzel şehircilik örnekleri var. Tertemiz, pırıl pırıl, doğaya saygılı, fazla trafiğin olmadığı, her şeyin düzenli olduğu öyle bir kent tekrar olacak.