Evettt, 2021’i de günahlarıyla, sevaplarıyla, acısıyla, tatlısıyla uğurluyoruz.
2021’de 2020 gibi çok hızlı geçti, jet gibi.
Sel felaketleri, tsunamiler, hortumlar, depremler, pandemi ve ekonomik kriz resmen bizi bizden aldı.
2020’nin mart ayında ülkemizde de görülen virüsün kötülüğü hala sürüyor.
Binlerce vatandaşımızı kaybettik, kurallara uymadığımız için, hala da canlarımız gidiyor.
Maske, mesafe, hijyen dedik dedik, kendimiz çaldık, kendimiz oynadık!
Sokakta, mekanlarda, statlarda, kimsenin umursadığı yok.
Hele hele tokalaşma, sarılma, öpüşme, almış başını gitmiş.
Vekili, valisi, kaymakamı, belediye başkanı, müdürü onların da çoğu unutmuş önlemleri.
Ancak, her gördüğüm yerde her kim olursa olsun uyarıyorum.
Tokalaşma yok, yumruk yok, ten tene değmeyecek diyorum.
Belki tepki gösteriyor olabilirler, ancak bu kuralları uymak zorundayız.
Üst düzey yöneticiler elini uzatıyorsa, bunu gören vatandaş ne düşünür?
Haaa, bizleri yönetenler tokalaşıyor, sarılıyor.
Demek ki virüs bitmiş düşüncesi içine girmez mi?
Bu yüzden kurallara uymaya devam.
İlk yazılarımda da belirtmiştim.
2023’ün sonuna kadar da maskemi takmaya devam edeceğim.
Kimseyle tokalaşmayacağım.
Kendimi koruyabildiğim kadar koruyacağım.
Bu dünyaya bir daha gelmeyeceğim.
Bu arada tabii ki 2022’den de beklentim büyük.
Birincisi, önce sağlık, ardından huzur diliyorum.
Market fiyatlarının da bir an evvel düşmesini, vatandaşın alım gücünün artmasını temenni ediyorum.
İşsizliğin sona ermesini, istihdamın, ihracatın yükselmesini, vatandaşımın kavgasız dövüşsüz huzur içinde yaşamını sürdürmesi en büyük isteğim.
Kalın sağlıcakla...