Depremin ardından sadece İzmir ve ilçelerimiz değil, yurdun dört bir yanından kurtarma ekipleri yardıma koştu.
Yıkık binaların altından bir canlıya ulaşmak için gecelerini gündüzlerine kattı.
Üç yaşından 70 yaşına kadar çok sayıda yurttaşımızı sağ kurtardı, gönül kahramanlarımız.
Daha sonra da memleketlerine döndü mutlu şekilde.
***
İlk günler Bayraklı adeta çadır kente dönüştü.
Hemen hemen bölgemizdeki tüm belediyelerin belli yerde konuşlandığını, depremzedelerin elinden tutmak için var güçleriyle çalıştığını gördüm.
***
Kurumların dışında elinde battaniye, havlu, kıyafet veya yiyecek torbalarını toplanma alanına götürüyordu yardımsever İzmirliler.
Mutlu olmuştum gördüğüm manzara karşısında.
Mırıldanarak, “İşte İzmir bu” diyordum.
***
Geçen sürede yaralar sarılmaya başlandı. Ev sahipleri ve kiracılara konut, para ve eşya desteği sağlandı. Buraya kadar her şey güzeldi. Ancak iki olumsuzluk, kentimizi derinden üzdü.
***
Depremzedeler için gönderilen battaniyelerin para karşılığı satıldı ihbarı geldi Konak Belediyesi’ne...
Zabıta, belirtilen adrese baskın yaptığında gözlerine inanamadı.
Seyyar satıcılar, battaniyeleri satıyordu.
Hemen işlem yapıldı, ürünler toplanıp belediyenin deposuna kaldırıldı.
Satanlar da gözaltına alındı.
***
Yukarıda belirttiğim adli vakanın ardından asıl içimi parçalayan olay, kiralardaki fahiş fiyattı.
Yine kendini bilmez, gözünü para hırsı bürümüş, başka kimseyi düşünmeyen densizler, kiraları bir anda yükseltmişti. İzmir genelinde başını sokacak ev bulmak artık zorlaşmıştı. Düne kadar iki-üç bin liraya kiraya verdikleri konutlara, yüzde 100 zam yapmışlardı.
***
Bazılarımızda gerçekten hiç insaf kalmamış, yuh yani.
Bu durumu lehine çevirmek için canlarını yitirenlerin sırtından para kazanmayı düşünmek insanlığa sığar mı?
Kendinizi o zorda kalan insanların, canlarını ve mallarını yitirenlerin yerine koyun.
Onların yaşadıkları sizin başınıza gelse nasıl yorumlayacaktınız o zaman bu durumu?
Yapılan haksızlık yanınıza kar kalmaz, bunun acısı elbet bir gün çıkar.
Şunu unutmayın, ileride ahlar vahlar bir işe yaramaz.
Kafanıza iyice koyun!
Siz siz olun konutlarınızı rayiç bedelden yüksek kiraya vermeyin...
7’ye kadar bana, 7’den sonrası Allah’a kalmış
30 Ekim’de ülkemizin batı yakasını derinden sarsan 6.6’mı, 6.9’mu 7.1’mi tam bilemeyeceğim Samos merkezli depremin acılara devam ediyor.
Faciada 116 vatandaşımız canını yitirdi. 1000’den fazlası da yaralandı. Geride 10 binlerce gözü yaşlı eş, dost, akraba ve arkadaş bıraktı. Sonrasında artçılar peş peşe sıralandı. Yürekler ağza geldi, korkudan evlere girilemez oldu.
***
Tıpkı, 17 Ağustos 1999’daki Marmara depremindeki gibi yine yollara düştük. İstanbul’da günlerce uykusuz kalmıştık.
Parklarda, bahçelerde sabahlamaktan bitkin düşmüş, resmen İzmir’e kaçmıştık. Aynı sıkıntıyı yaşamamak için bu kez soluğu Karaburun’da aldık. Demek ki, depremden kaçış yok.
***
Bu arada, uzaktan çalışmaya tabii ki devam ediyoruz.
Ancak en büyük sıkıntı bu ilçede, cep telefonunun çekmemesi. Nasıl konuşacağız bilemiyoruz. Buradan tüm şirketlere sesleniyorum.
İzmir’in en ucundaki Karaburun’un güçlendirilmesi için harekete geçmelisiniz.
Çünkü normalde 10 bin olan nüfus, bugünlerde 50 bin sınırına dayanmış durumda...
***
Gelelim, Karşıyaka’daki binamızın durumuna.
Yaklaşık 22-23 yıllık.
İlk üç katında çok sayıda çatlak var. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile belediye ekipleri incelemeye geldi.
“Az hasarlı oturabilirsiniz” dedi, her iki kurum da...
***
21 yıl önceki 7.2’yi gören, 45 saniye devam eden bir felaketi yaşadıktan sonra ister istemez kurumlara da güvenemiyorsunuz.
Hele hele müteahhidimizin, “7’ye kadar bana ait, 7’den sonrası Allah’a kalmış” demesi, kişinin ne kadar vurdumduymaz olduğunu gösteriyor.
***
Bir süre önce kapsamlı bir tadilat yapmıştık. Duvarların dışında bir şey kalmamıştı, hepsini yenilenmiştik evimizin.
Yıkım sırasında görmenizi isterdim, özellikle fayansların sökülüşünde gözlerime inanamadım.
Çimento diye bir şey yok.
Sadece kireç ve kum.
Fayansın ortasına bir avuç sıva, sonra yapıştırılmış.
Patır patır dökülüyor.
Siz kendinizi benim yerime koyun, nasıl bu az hasarlı binada oturabilirsiniz?
Şimdi karot testi yaptıracağız, kolan ve kirişlerden parça alınacak analiz edilecek, ona göre yol haritamızı çizeceğiz.
***
Diyelim ki, oturulmaz raporu çıktı. Ne yapılacak, kime danışılacak. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Karşıyaka Belediyesi, nasıl yardımcı olacak.
Bunların hepsinin madde madde sıralanıp anlatılması gerekiyor. Kurumların hemen bugün harekete geçip, vatandaşı bilgilendirmesini bekliyoruz...
Karaburun tamam şimdi sıra diğer ilçelerde
Bir yandan deprem, bir yandan koronavirüs, insanları perişan etti.
Vaka sayısının artması üzerine 81 ilde 65 yaş üstü vatandaşlara yine kısıtlama getirildi.
Ancak, pazaryerlerinde, marketlerde giriş çıkışlarda hala bildiğimizi okuyoruz, ne sosyal mesafe, ne hijyen, ne de maske...
Kimi takıyor, kimi takmıyor.
Umursamıyoruz, umursamak da istemiyoruz.
Çok korkusuz bir milletiz
Helal olsun vallahi!
***
Mesela geçtiğimiz hafta çarşamba günü Karaburun pazarındaydım.
Esnafın hepsi tezgâhın önüne bariyer çekmiş, sen seçmiyorsun.
Ne istiyorsan kendi veriyor.
Mesafeyi koruyor.
Güzel uygulama.
Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan’ı kutluyorum.
İzmir genelinde de tüm pazaryerlerinde aynı şeyi görmek istiyorum...