CHP’li belediyeler Genel Başkanları Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamasından sonra adeta maaş zammı yarışına girdi.
3100 lira baz alındı.
Bazı belediyeler dört bin lira sınırına kadar yaklaştı.
***
Ancak Buca Belediyesi, yaptığı sözleşme sonucu 1300 personeline yaptığı zamla resmen fark yarattı, tüm dikkatleri üzerine çekti.
En düşük maaşı beş bin liraya yükseltti.
***
Bu durumdan en çok Belediye Başkanı Erhan Kılıç mutlu oldu.
Tabii ki çalışanlar da.
Tüm birimler belediye önünde toplandı, Kılıç’ın da katılımıyla halaylı, türkülü kutlama gerçekleşti.
Kılıç, burada yaptığı konuşmada, ücret adaletsizliğini ortadan kaldırdıklarını belirtti, “Bu zam ananızın ak sütü gibi helal olsun” dedi.
Bakalım önümüzdeki günlerde diğer belediyeler nasıl bir tavır takınacak, beş bin lira barajı geçilecek mi geçilmeyecek mi hep birlikte göreceğiz...
BİNAMIZ YIKILIRSA BUNUN VEBALİNİ KİM ÜSTLENECEK?
Deprem, deprem, deprem.
Depremle yatıp, depremle kalkıyoruz son günlerde.
Yine sallanmaya başladık.
***
30 Ekim’deki büyük sarsıntının ardından binamıza yaptırdığımız karot ve similasyon testinde yüzde 70’e yakın risk çıktı.
Apartman sakinleri olarak ikiye bölündük.
Kimi, “Ben otururum binamız sağlam” diyor.
Benim gibi düşünenler de evini barkını bırakıp, kiraya çıkıyor.
***
Apartmanın durumuyla ilgili bilgi için Karşıyaka Belediyesi’nde, imar bölümünün yolunu tuttum.
Ön ve arka cephede bahçemiz olduğunu, bu bölümlerin inşaata dahil edilip edilemeyeceğini sordum. Olumsuz yanıt aldım. Daha sonra yeni kurulan Kentsel Dönüşüm birimine yönlendirdiler.
Buradaki yetkiliye durumu anlattım.
“Binamıza güvenmiyorum. Dönüşüme gitmek istiyorum, nasıl bir yol izlemeliyim” dedim.
“Test yapan akredite kuruluşun başvurması gerekiyor” yanıtını aldım.
Yetkili firmayı aradığımda da zeminde yeniden test yapılması gerektiği belirtildi.
***
Şimdi, yaşanan bu durum karşısında nasıl bir yol izleyeceğiz bilemiyorum.
Kim bilir benim gibi kaç kişi aynı sıkıntıyı yaşadı veya yaşıyor.
Çevre Şehircilik’in tüm yetkilerinin belediyelere devredildiği söyleniyor.
Gel çık işin içinden.
***
Şimdi soruyorum.
Sürekli deprem oluyor bölgemizde ve ülkemizin çeşitli kentlerinde.
Yarın 5.5 veya 6 büyüklüğündeki bir depremde binamız yıkılırsa bunun vebalini kim üstlenecek?
YETER Kİ TÜM KURALLARA UYUN YETKİLİLER DUYARSIZ KALMAZ!
GÜNLERDİR yazılıp çiziliyor.
Kafe ve restoranlar ne zaman açılacak diye?
Sürekli hükümete bu işin bir an önce çözülmesi yönünde telkinde bulunuluyor.
***
Açılmasın demiyorum.
Ancak geçtiğimiz dönemde tüm kısıtlamalara rağmen birçok işletmede yaptırımların hiçe sayıldığını gördük.
Ne sosyal mesafe ne hijyen ne de maske kurallarına uyulmadığına şahit olduk.
Eğer böyle olacaksa açılmasın!
Peki, açılsın.
Siz işletmeler olarak tüm eksikleri gidereceğinize, kuralları A’dan Z’ye uyacağınıza söz veriyor musunuz?
Yoksa yine bildiğiniz gibi masaları mesafesiz şekilde yanyana sıralayıp, daha fazla müşteri alma çabası içine mi gireceksiniz, zararınızı kurtarmak için...
Eğer böyle düşünüyorsanız, yanlış yaparsınız.
***
Sadece mekan sahipleri olarak siz kendinizi değil, yanınızda çalışan çok sayıda kişiyi de düşünmek zorundasınız.
Çünkü, onlar aylardır evlerine bir lokma ekmek götüremiyor.
Borç harç içinde ayakta durmaya çalışıyorlar yakınları sayesinde.
Kesinlikle kurallara uyacağınıza söz verin, gereken yapılacaktır diye düşünüyorum.
GÜZELBAHÇE KADINLARI YEMEK AMBARGOSUNDA!
Esnaf sıkıntıda, borç batağında...
Dükkanını açsa bir dert, açmasa ayrı dert.
Siftahsız kepenk kapatan o kadar işyeri var ki...
Hükümet tarafından destek sağlanıyor ancak yeterli olmuyor.
***
Yaşanan bu olumsuzluklara CHP Güzelbahçe İlçe Başkanı gazeteci dostum Çağlayan Bilgen duyarsız kalmadı.
Eşi ve kadın temsilcileriyle yaptıkları görüşmede bir karar alındı.
10 gün yemek yapılmayacak, tüm gıda ihtiyacı esnaftan karşılanacak.
Güzel bir düşünce.
Bir nebze olsun soluk aldıracak esnafa, küçük işletmeye.
Ne diyelim hayırlı olsun...
***
Bu arada Bilgen, CHP İl Başkanlığı’nın diğer ilçelere de benzer projenin hayata geçirmesi yönünde tavsiyede bulunacağını belirtti.