Koronavirüs yüzünden bir ayı aşkın bir süredir tüm ekip olarak evden çalışıyoruz.
Tabii, gazetede ki gibi olmuyor ama yapacak bir şey yok.
***
Önceki gün işim dolayısıyla “aşk yuvama” gittim.
Aşk yuvam dedim, yanlış anlaşılmasın, gazeteme...
Mesleğimi ne kadar sevdiğimi, tanıyanlar iyi bilir.
Boş masaları görünce içim burkuldu, gözlerim doldu.
***
Düne kadar klavye tuşlarının havada uçuştuğu, işi gereği konuşmaların had safhaya ulaştığı gazete, düşmandan bomba yemiş gibiydi!
Sadece Reklam Müdürümüz Gülhan Kepençü, İdare Müdürümüz Mesut Tengiz ile elimiz ayağımız Emine Kaçar ve ben vardım.
Bizler de işimizi bitince sessiz sedasız evimizin yolunu tuttuk.
***
Sabah bir şey dikkatimi çekti.
Trafik o kadar yoğundu ki, anlam veremedim.
Demek ki bizim gibi dışarı çıkması gereken kişiler de varmış!
***
Şu günlerde biraz sabır.
İzolasyonu elden bırakmayalım.
Bu mikrobu ortadan kaldıracak olan yine bizleriz.
Aşı üretimi başlayana kadar dişimizi sıkmaya devam edelim...
Korona, sen nelere kadirsin!
Lanet mikrobun ülkemizde görüldüğü günden bu yana, sosyal medyada haberler, karikatürler, yazılar, videolar, güzel sözler havada uçuştu!
Belediye başkanları da boş durmadı, malzeme verdi.
Kimi traktörle tarla sürdü, kimi pulluğu alıp nadasa daldı, kimi de elinde fide tarlaya koştu.
***
Bazı marketler ekmeği bir ay ücretsiz dağıtacağını açıkladı.
Bazıları da ıslak mendilin ücretsiz olduğunu duyurdu.
Robin Hood’lar ise veresiye defterlerini kapatmayı sürdürdü.
Özellikle sağlık çalışanlarının evde bıraktıkları çocuklarının yazdığı “Evde Kalın” çağrısı, yürekleri dağladı.
***
Neler neler, saymakla bitmez.
Sizlere toparlayabil-diklerimi sunuyorum.
Mizahi düşüncemizin ne kadar yüksek olduğunu bir kez daha kavramış olduk.