İzmir’de 30 Ekim’de meydana gelen kimine göre 6.6, kimine göre 6.9, yabancı ajanslara göre de 7.1 büyüklüğündeki depremin ardından yaralar sarılmaya başlandı.
Kurtarma ekipleri yıkılan binalarda can kurtarmak için gecesini gündüzüne veriyor.
Canlı bir yurttaşımız çıkarıldığı zaman alkış tufanı kopuyor.
Bölgemizdeki tüm belediyeler de yardım için seferber olmuş durumda.
***
Yapılan açıklamalarda Bayraklı bölgesinde 58 ağır hasarlı bina olduğu belirtiliyor.
Ancak bu deprem sadece Bayraklı’yı değil, İzmir’in hemen hemen tüm ilçelerini etkiledi.
Örnek verecek olursak, benim oturduğum Karşıyaka ilçesinde de birçok hasarlı yapı var.
Sekiz katlı binamızın ilk üç katının duvarları tamamen çatlamış durumda.
Zemindeki kiriş boydan boya ikiye ayrılmış.
Ben şimdi evimde nasıl oturacağım, sorarım sizlere.
Diğer ilçelerde de benzer çok sayıda yapının olduğu gelen bilgiler arasında...
***
Yıllardır defalarca yazdım, yazmaya da devam edeceğim.
Dönüşüm, dönüşüm, dönüşüm.
Nerede bu dönüşüm soruyorum.
Sözde dönüşümle binalar hep yerinde yenilendi.
Ada bazı söylemi hep lafta kaldı.
Artık çok geç olmadan dönüşümün kapsamlı şekilde sadece İzmir’de değil, tüm ülkede başlatılması lazım.
30 Ekim depreminin milat kabul edilip, bundan sonraki süreçte kesinlikle eski yapının yıkılıp, yerinde yenilenmesine izin verilmeli.
Hükümet başta olmak üzere, tüm yerel yönetimler acilen ada bazında kentsel dönüşümü başlatmalı.
Nasıl ki, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan artık yüksek binaların yapılmasını istemiyorsa, bundan sonraki inşaatların dikey değil, yatay olarak hayata geçirilmesi için acil adım atılmalı.
***
AK Parti İzmir Milletvekili Necip Nasır, İzmir’deki binaların yüzde 70’inin acilen dönüşmesi gerektiğini söylüyor.
Hemen hemen her fırsatta da bu talebini dile getiriyor.
İzmir’deki yapı stoğunun sadece yüzde 30’unun sağlam, geri kalanın sorunlu olduğunu kaydeden Nasır’ın şu açıklamasına da kulak vermeliyiz:
“Şimdi daha büyük sıkıntıyla karşı karşıyayız. Depreme dayanıklı olmayan yapı stoğu artık daha fazla tehlike arz ediyor. İzmir ile ilgili yapılabilecek bütün çalışmaları hızlı şekilde gerçekleştirmeliyiz. Yaşadığımız depremin ardından ‘Oldu, bitti’ diyemeyiz. Evlerinde hasar oluşan vatandaşlarımız konutlarına girmesin” dedi.
***
İzmir’in aktif fay hatları üzerinde yer alması nedeniyle büyük risk altında olduğunu söyleyen Nasır, “İzmir, 7 büyüklüğünde deprem üretebilecek 17 fay hattının merkezinden geçiyor. Bu yüzden çok riskli. Bugüne kadar İzmir’de dönüşümle ilgili sadece 455 konut 38 bölüm hak sahiplerine verildi. Deprem, siyaset üstü bir konu, işbirliği içinde çalışılmalı. Depremden sonra yaşanacak acılara suçlu aramanın hiçbir faydası olmayacak. Üzerimize düşen her türlü göreve hazırız.”
***
Nasır’ın açıklamalarının ardından hemen bugün, yarını beklemeden ülke genelinde ciddi şekilde dönüşüm başlamalı.
Tüm kurumlar kafa kafaya verip ne yapılaması gerektiğinde hem fikir olmalı.
Bu depremin İzmir depremi olmadığı uzmanlar tarafından da açıklandı.
Ne olur, çok geç olmadan olumlu adımlar atın, ada bazında sadece İzmir’de değil, tüm ülkede kentsel dönüşümü başlatın...