Tuzun değil asıl tuzsuz kalmanın öldürdüğünü gösteren bilimsel araştırmaların sayısı giderek artıyor. Tuzun en doğal halini, yani kaya tuzunu sofralarınızdan eksik etmemeniz için pek çok neden var…
Gerek yazdığım kitaplarda gerekse katıldığım televizyon programlarında “Kaya tuzu tüketin” derken bu konuda yapılmış bilimsel araştırmalardan yola çıkıyorum. Buğdaya, şekere, vücudun dengesini bozan ilaçlara karşı çıkarken de kaya tuzunu tavsiye ederken de referanslarım bu konuda yapılmış ciddi araştırmalar, yayınlar oluyor. Öncelikle şunu açıklığa kavuşturalım: Tuz, vücut fonksiyonlarının doğru düzgün çalışması için elzemdir. Ama hangi tuz? Tabii ki doğada bulunduğu haliyle soframıza gelen tuz, yani kaya tuzu. Rafine tuzun içi diğer işlenmiş yiyeceklerde olduğu gibi kimyasallarla, zehirli maddelerle doludur. İddia edildiği gibi tuz değil, tuz yasağı öldürür!
Eğer bir şeyi defalarca tekrarlarsanız herkes inanmaya başlar. Tuz için de aynı şey geçerli. Kalp ve damar sağlığı için önemli bir tehdit olduğu iddia edilen tuzla ilgili bir başka çalışma (3) için 3 bin 700 kişi tam 6 yıl boyunca gözlenmiş. Tuz tüketim miktarlarına göre üç gruba ayrılan katılımcılar içinde en fazla ölüm oranı hangi grupta gözlenmiş biliyor musunuz? En az tuz tüketenlerde! Düşünün en az tuz tüketenler arasında 50 kişi hayatını kaybederken en çok tuz tüketen gruptaki ölüm sayısının sadece 10 olduğu rapor edilmiş. Tekrar ediyorum kaya tuzu sağlıklı vücut fonksiyonları için gereklidir. Diyetinizde yeterli tuz olmadığında…
- Depresyona girersiniz
- Kemik erimesine yakalanırsınız
- Beyin fonksiyonlarınız düzgün çalışmaz
- İnsülin direnciniz artar, kilo alırsınız ve diyabet hastası olursunuz (4)
Tuzla ilgili esas odaklanılması gereken tuz tüketip tüketmemekten ziyade hangi tuzun tüketilmesi gerektiği olmalıdır!
Önemli olan hangi tuzu tükettiğiniz
Yaklaşık yüzde 83 oranında sodyum içeren kaya tuzunun geri kalan yüzde17’si ise insan sağlığı için önemli minerallerden oluşur. Magnezyum, lityum, fosfor, kalsiyum bunlardan sadece birkaçı. Her biri eser miktarda bulunsa da sağlık için son derece önemli maddeler bunlar. Zaten vücudun ihtiyacı da eser miktarda. Üstelik kaya tuzunda öyle mineraller vardır ki, diğer başka hiçbir besinden alamazsınız. Sözün özü, kaya tuzu hem vücudun pek çok metabolik fonksiyonunda yer alan sodyumu en doğal haliyle sunar hem de eşsiz bir mineral kokteylidir.
Sodyum oranı yüzde 93 civarında olan rafine tuza bir bakalım şimdi de… Öncelikle sodyumdan geri kalan yüzde 7’de mineral falan bulmayı beklemeyin. Sofra tuzunda kaya tuzuna özgü o değerli minerallerin yerini ferrosiyanat gibi zehirli kimyasallar alır. Sofra tuzu 650 derecelik bir ısıya maruz bırakılır. Bu yüksek ısı hem zehirli kimyasalların ortaya çıkmasına hem de tuzun kimyasal yapısının değişmesine neden olur. Kaya tuzu demişken öyle uzaklara Himalayalar’a gitmeye falan gerek yok âlâsı bizde var: Yerel nimetlerimizden biri olan Çankırı’daki kaya tuzu madenlerinden çıkarılan tuz, temizliği, bileşenleri, mineral zenginliği ile son derece özel bir yere sahiptir..
Potasyum ve sodyum dengesi önemli
Ne kadar tuz tükettiğinizden ziyade hangi tuzu tükettiğinizin önemli olduğunu artık biliyorsunuz. Bilimsel yayınlar, bu konuda ön plana çıkan bir faktörün daha altını çiziyorlar: Tuz ve potasyum dengesi. Hipertansiyon ve kalp krizi riskini belirleyenin sodyum tüketimi değil, vücuttaki potasyum ve sodyum oranı olduğunu gösteren pek çok çalışma mevcut. (4) (5) Bu oran ne kadar büyürse risk de o kadar artıyor. Yani potasyum değeriniz çok yüksek sodyum değeriniz düşükse risk altındasınız. Aynı tehlike tersi için de geçerli: Sodyum değeriniz çok yüksek potasyumunuz düşükse yine risk altındasınız. Bu neyi gösteriyor biliyor musunuz? “Sebzede, ette tuz var zaten, ihtiyacını oradan alıyorsun. Her türlü tuzdan uzak dur, kalbini koru” önerisinin neden sizi korumadığını! Merak etmeyin. Sağlığınızı korumak için ince hesaplar yapmanıza gerek yok. Sağlıklı bir beslenme modeli zaten ideal potasyum-sodyum dengesini sağlayacaktır. Brüksel lahanası, brokoli, kuşkonmaz, ıspanak gibi potasyum zengini yiyeceklerden bolca tüketecek, vücut fonksiyonları için elzem olan sodyumu da kaya tuzundan alacaksınız.
2 “Reduced dietary salt for the prevention of cardiovascular disease: a meta-analysis of randomized controlled trials” Am J Hypertens. 2011 Aug;24(8):843-53. doi: 10.1038/ajh.2011.115. Epub 2011 Jul 6, Taylor RS, Ashton KE, Moxham T, Hooper L.
3 “Fatal and Nonfatal Outcomes, Incidence of Hypertension, and Blood Pressure Changes in Relation to Urinary Sodium Excretion” Katarzyna Stolarz-Skrzypek, MDJAMA. 2011;305(17):1777-1785. doi:10.1001/jama.2011.574
3 “Hyponatremia associated with large-bone fracture in elderly patients” Harminder S. Sandhu Emmanuelle Gilles International Urology and Nephrology September 2009, Volume 41, Issue 3, pp 733737
4 “Low-salt diet increases insulin resistance in healthy subjects” Williams GH, Hurwitz S, Brown NJ, Hopkins PN, Adler GK. Metabolism. 2011 Jul;60(7):965-8. doi: 10.1016/j.metabol.2010.09.005. Epub 2010 Oct 30.
4 “Sodium-to-Potassium Ratio and Blood Pressure, Hypertension, and Related Factors “ Vanessa Perez,
Ellen T. Chang4 Adv Nutr. 2014 Nov 14;5(6):712-41. doi: 10.3945/an.114.006783. Print 2014 Nov.
5 “Sodium and Potassium Intake and Mortality Among US AdultsProspective Data From the Third National Health and Nutrition Examination Survey” Elena V. Kuklina, MD, PhD; et al Arch Intern Med. 2011;171(13):1183-1191. doi:10.1001/archinternmed.2011.257