Dr. Ümit Aktaş

Dr. Ümit Aktaş

umit.aktas@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Vitamin ve gıda takviyeleri konusunda çok fazla bilgi kirliliği var. Konuya açıklık getirmekte fayda olduğunu düşünüyorum.

Ne kadar ilginç değil mi? Bu kadar ciddi yan etkileri olan, hatta ölümcül olabilen kimyasal ilaçlar pervasızca kullanılırken, vitamin takviyelerini karalayan bilimsellikten uzak çalışmalar sık sık gündeme geliyor. Bir dönem beta-karoten takviyeleri akciğer kanseri yapıyor diye saçma sapan bir çalışma(1) çok ses getirmişti. ‘Bilim insanları’ olsa olsa birkaç havuçtan alacağınız miktarda beta-karoten içeren takviyeleri akciğer kanseriyle ilişkilendirdiler ve bu yayın medyatik olması nedeniyle hayli ses getirdi.

Haberin Devamı

Çalışmanın metodolojisinin hatalı olduğu bazı bilim insanları tarafından da dile getirilse de(2) beta-karotene kara çalınmıştı bir kere. Omega-3 takviyelerinin prostat kanseri riskini artırdığını iddia eden çalışmanın(3) nasıl bir şarlatanlık olduğunu ise daha önceki yazılarımda detaylı bir şekilde anlattım.

Hastalarına ciddi yan etkileri olan ilaçları reçete ederken imtina etmeyen ama besin takviyelerini, vitamin takviyelerini küçümseyen, hastalarını “Bırak onları bir işe yaramazlar, hatta zararlı bile olabilirler” diye uyaran tıp insanları var. Maalesef sayıları da öyle azımsanamayacak kadar çok.

Peki, bu karalama kampanyalarının arkasında kimler var hiç düşündünüz mü? Sağlığınızı destekleyecek, sizi hastalıklardan koruyacak bir besin takviyesi kimin oyununu bozar? Tabii ki ilaç endüstrisinin! Siz hasta olun, olun ki endüstrinin cebi dolsun.

Vitaminden ölen duydunuz mu?

Ama her sene binlerce kişi her evde bulunan sıradan ağrı kesiciler yüzünden hayatını kaybediyor(4). Özellikle romatizmal hastalıklarda kullanılan bir ağrı kesici tüm dünyada yüz binlerin kalp krizi geçirmesine, bunların pek çoğunun hayatını kaybetmesine neden oldu(5). Yan etkileri ölümcül olan öyle çok ilaç var ki…

2011 yılında yayınlanan bir çalışmada(6) ise 27 yıllık literatür tarandığında vitaminler yüzünden hayatını kaybeden tek bir kişiye bile rastlanmadığı belirtiliyor. Ama hedef tahtasında ilaçlar değil de besin takviyeleri var!

Haberin Devamı

Akla ziyan bir durum.

Hangi takviyeyi almalıyım

Multivitaminler işe yaramaz

Herkesin kolayına gidiyor. Bir multivitamin alıp sistemlerindeki bütün eksikleri takviye ettiklerini, sağlıklarını koruduklarını düşünüyorlar. Bu takviyelerin içine onlarca vitamin ve mineralden az miktarda konur. Bu miktarlar sağlığınızı destekleyecek dozların yanına bile yaklaşamaz. Yani, kapsülde bir sürü vitamin ve mineral bulunur ama hiçbiri işe yarar dozda değildir.

İdeal bir dünyada yaşasaydık

Bazen “Madem ilaca bu kadar karşısınız neden kitaplarınızda, yazılarınızda hap öneriyorsunuz?” şeklinde sorularla karşılaşıyorum. Öncelikle besin takviyelerinin ilaç olmadığını belirtmek istiyorum. Bu kapsül ya da haplar, diyetinizle yeterli miktarda alamadığınız, sisteminiz için elzem olan vitamin, mineral ve besin maddelerinden mahrum kalmamanızı sağlar.

“İyi besleniyorum vitamine falan ihtiyacım yok” diyorsanız, yanılıyorsunuz. İdeal bir dünyada yaşasaydık bu düşüncenizde sonuna kadar haklı olurdunuz. Ama tarım toprakları artık eskisi gibi zengin değil ve kullanılan tohumlara müdahale edildi. Dolayısıyla da yediklerimiz eskisi kadar çok vitamin ve mineral içermiyor. Yani bugün yediğimiz domates dedelerimizin, büyük dedelerimizin zamanındaki kadar çok besin maddesi içermiyor.

Haberin Devamı

Akılcı takviye kullanımı

Öncelikle her şeyin başının doğru beslenmek olduğunu aklınızdan çıkarmayın. İşlenmiş yiyecekler, tatlı ve karbonhidrat zengini bir diyetin verdiği zararları hiçbir takviye telafi edemez. Besin takviyesi seçerken sentetik olarak laboratuvarlarda üretilenler yerine doğal orijinli olanları tercih edin. Hangi besin takviyelerini, ne kadar miktarlarda kullanmanız gerektiği doktorunuz tarafından, bazı testlerden sonra belirlenmeli. Tabii önce besin takviyelerinin önemine, hastalıkları önlemedeki etkisine inanan bir doktor bulmalısınız. D vitamini eksikliği son derece yaygındır. Basit bir testle D vitamini rezervinizin dolu olup olmadığına baktırın. Eğer D vitamini eksikliği söz konusu ise mutlaka takviye kullanın. Sayısız sağlık faydaları olan Omega-3 yağ asitlerinden herkes faydalanmalı.

Maalesef probiyotiklerimizi kaybediyoruz. Probiyotik takviyesi almak şart oldu. Ama mutlaka bağırsakta çözünen kapsüllerde olan probiyotikleri kullanmalısınız. Kalp sağlığı için son derece önemli olan magnezyumu unutmayın. Magnezyum eksikliğiniz varsa destekleyin.

Hangi takviyeyi almalıyım

Madalyonun diğer yüzü

Önemli bir miktarı vücut tarafından üretilen glutatyon bilinen en güçlü antioksidandır. Bu değerli maddenin son derece önemli bir meziyeti daha vardır: C ve E vitaminlerinin antioksidan özelliklerini korumasına yardımcı olur.

Piyasada glutatyon takviyeleri satılıyor ama pek işe yaramıyorlar. Çünkü söz konusu antioksidan dışarıdan alındığında vücut ondan faydalanamıyor. Yapılabilecek tek şey var o da vücudun daha fazla glutatyon üretebilmesi için ona gereken besinleri, vitaminleri vermek. Kıssadan hisse: Dersinizi iyi çalışın! İlaçların zararlarından korunmak istiyorsanız, doğru takviyeleri almanız gerekir.

1 “Beta-carotene supplementation and cancer risk: a systematic review and metaanalysis of randomized controlled trials.” Druesne-Pecollo N, Latino-Martel P, Norat, Int J Cancer. 2010 Jul 1;127(1):172-84.

2 https://www.nutraingredients.com/Article/2009/03/06/Beta-carotene-lung-cancer-study-flawed-Experts

3 “Plasma Phospholipid Fatty Acids and Prostate Cancer Risk in the SELECT Trial”Theodore M. Brasky, Amy K. Darke, Xiaoling Song, J Natl Cancer Inst (2013) 105 (15): 1132-1141.

4 “Gastrointestinal Toxicity of Nonsteroidal Anti-inflammatory Drugs”, Wolfe M., Lichtenstein D. and Singh Gurkirpal, The New England Journal of Medicine, 17 Haziran1999, Vol. 340, No. 24, pp. 1888-1889.

5 https://www.nytimes.com/2004/11/14/business/despite-warnings-drug-giant-took-long-path-to-vioxx-recall.html

6 “Zero Deaths from Vitamins, Minerals, Amino Acids or Herbs: Poison Control Statistics Prove Supplements’ Safety Yet Again” Orthomolecular Medicine News Service, January 5, 2011