Dr. Ümit Aktaş

Dr. Ümit Aktaş

umit.aktas@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Nedense sadece grip olduğumuzda aklımıza gelse de, tüm hastalıkların kökeninde bağışıklık sisteminin etkin bir şekilde çalışmaması yatar. Maalesef modern tıp ekolü bağışıklık sistemiyle pek ilgilenmez. Hâlbuki hastalıkları önlemek tedavi etmekten kolaydır. Hastalık oluşmadıysa reçete edilecek bir ilaç da yoktur, dolayısıyla da tıbbın ilgi alanına girmez.

Bağışıklık sisteminin orkestra şefi: Bağırsaklar
Mesela kanseri ele alalım. Kanserin ortaya çıkmasıyla kanser tohumunun atılması arasında yaklaşık 10 ile 40 sene arasında bir zaman dilimi vardır. Yani, hücresel bir anomalinin tetkiklerle belirlenebilecek kanserli bir tümöre dönüşmesi onlarca yıl sürer. Kanser teşhis edilebilecek duruma geldiğinde iş işten geçmiştir. Hâlbuki vücut güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olsaydı, ileride kansere dönüşecek o hasarlı hücreyi tespit edip, sonra da yok ederdi. Tedavisi son derece zor olan kanser hastalığını henüz bir hücre boyutundayken tespit edip yok edebilecek tek sistem, kişinin kendi bağışıklık sistemidir.

Bakterilerin ne kadar sağlıklıysa sen de o kadar sağlıklısın

Vücudumuzda taşıdığımız en büyük organ, bağırsaklarımız. Her birimiz, 350 m2 büyüklüğünde bağırsaklara sahibiz. Bu bağırsakların çevresinde enterik sinir sistemi dediğimiz bir yapı mevcut. Enterik sinir sisteminde, beynimizdeki kadar sinir hücresi taşıyoruz. Üstelik, bağırsaklarımız probiyotiklerimizin yuvası. Her birimiz, vücudumuzdaki hücre sayısının 10 katı kadar probiyotik bakteriyi bağırsaklarımızda taşıyoruz.

Haberin Devamı

Bağışıklık sistemi hücrelerinin yüzde 70’inin bağırsaklarda olduğunu biliyor musunuz? Evet, eskiden sistemin atıklarını dışarı atmak dışında hiçbir görevi olmadığı düşünülen bağırsaklardan söz ediyorum! Bu haliyle bağırsaklarımız, aslında en büyük bağışıklık sistemi organımız.

Sayısı gün geçtikçe artan bilimsel araştırmalar, dost bakterilerle bağışıklık sistemi arasında daha önce haberdar olmadığımız bir ilişkinin varlığını işaret ediyor. Probiyotik zengini besinler tüketerek güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olabilirsiniz.

Tıp ders kitaplarının yeniden yazılmasını gerektiren son derece önemli bulgular bunlar!

Unutmayın, bağırsaklarınızdaki probiyotikler ne kadar çok, ne kadar çeşitliyse sağlığınız da o kadar güvence altındadır. Çünkü…

Bağırsaklarımızdaki faydalı bakterilerle bağışıklık sisteminin savaşçı hücreleri devamlı bir iletişim halindedir.1

Sağlıklı bir insanda bu iletişim mükemmel bir şekilde işler. Ama kötü beslenme, bilinçsiz kullanılan antibiyotikler ve mide ilaçları yüzünden dost bakteriler zarar gördüğünde bu iletişim bozulur. 2

Probiyotikler, bağışıklık sisteminizin ilk savunma duvarıdır. Probiyotikler olmadan güçlü ve dengeli bir bağışıklık sisteminden bahsedilemez.

Haberin Devamı

Şeker, trans yağlar, koruyucular katkı maddeleri, lezzet artırıcı aromalar içeren işlenmiş yiyeceklerin sağlık için kötü olduğu her zaman biliniyordu. Ama artık ardındaki mekanizmayı da biliyoruz: İşlenmiş yiyecekler bağırsak florasına zarar veriyor, faydalı bakterileri öldürüyor. 3 Böylece, sistemde bir sorun oluştuğunda tehlikenin varlığı bağışıklık sistemine iletilemiyor.

2013 yılında yayınlanan bir araştırma4, kalp hastalıkları, alerjiler, kanser ve diyabet gibi hastalıkların kökeninde fonksiyonlarını yerine getiremeyen bir bağırsak mikrobiyomunun yattığına dikkat çekiyor. Probiyotiklerinizi kaybederseniz, alerji, kanser, kalp hastalıkları ve diyabete yakalanma riskiniz kat kat artıyor.

Tüm bunlar ne anlama geliyor? Fermente besinler tüketerek ve fermente besinlerle vücudunuza aldığınız probiyotiklerinizi koruyarak pek çok hastalıktan korunabilirsiniz.

Sağlıklı ve uzun yaşamak istiyorsanız, bol bol ev sirkesi, ev turşusu, ev yoğurdu ve ev kefiri tüketin. Bunların hazır olanlarından uzak durun, çünkü hiçbiri probiyotik içermez.

Haberin Devamı

1- Intestinal bacterial colonization induces mutualistic regulatory T cell responses, Geuking MB, Cahenzli J, Lawson MA, Ng DC, Slack E, Hapfelmeier S, McCoy KD, Macpherson AJ: Immunity 2011, 34:794-806

2- Diet-induced dysbiosis of the intestinal microbiota and the effects on immunity and disease. Brown K, DeCoffe D, Molcan E, Gibson DL, 2012

3- Fast food fever: reviewing the impacts of the Western diet on immunity. I.A. Myles. Nutrition Journal. Vol. 13, June 2014, p. 61. doi:10.1186/1475-2891-13-61

4- The role of Intestinal Microbiata and the Immune System, F.Purchıaroni. A.tortora, M. Gabrielli, F. Bertucci, G. Gigante, G. Ianıro, European Review for Medical and Pharmacological Sciences, 2013 17: 323-333

Bağışıklık sisteminin orkestra şefi: Bağırsaklar
Kefir: Türk kavimlerinin sağlık sırrı

Yiyeceklerdeki probiyotiklerin varlığı ilk olarak Çarlık Rusya’sında bir bilim insanı olan Elle Metchnikoff tarafından 1907’de keşfedilmiş. Metchnikoff, Kafkas halklarının nasıl bu kadar sağlıklı ve uzun yaşadığını merak ediyor. Sebebini bulmak için de uzun bir araştırmaya girişiyor. Bol bol kefir içtiklerini görünce, elindeki basit bir mikroskop ile kefiri incelemeye başlıyor ve dünyada ilk defa probiyotikleri keşfeden bilim adamı oluyor. Metchnikoff, uzun ve sağlıklı yaşamın sırrının, kefir ve içerdiği probiyotikler olduğunu açıklıyor.

Bağışıklık sisteminin orkestra şefi: Bağırsaklar

10 süper besin: PREBİYOTİKLER

Dost bakteriler, diyetinizdeki sebze ve meyvelerle gelişip, çoğalırlar. Ama onların da favorileri var. İşte probiyotiklerin beslenip çoğalması için uygun ortam hazırlayan gıdalara, prebiyotikler diyoruz. İşte prebiyotik gıdalar:

- Rezene
- Enginar
- Pırasa
- Soğan
- Kuşkonmaz
- Yer elması
- Muz
- Sarımsak
- Lahana
- Yeşil mercimek

Bağışıklık sisteminin orkestra şefi: Bağırsaklar
Probiyotik kaynakları

- Anne sütü
- Ev kefiri
- Ev yoğurdu
- Ev turşusu
- Ev sirkesi
- Şirden mayasıyla yapılmış peynirler