Modern yaşamla birlikte kaçınılmaz bir tehlike olarak hayatımıza giren ağır metal yükünün zarar verdiği ilk nokta, hastanın bağışıklık sistemidir.
Koronavirüs tehdidiyle hemen herkes bağışıklık fonksiyonlarını güçlendirmek için beslenmesine özen göstermeye, diyetini besin takviyeleriyle desteklemeye başladı. Bunlar güzel gelişmeler, pandemi sonrasında da devam etmesini umuyorum. Ama yeterli olmayabilir. Bugün bağışıklık sistemini felç eden, bağışıklığı baskılayan bir tehlikeye dikkat çekmek istiyorum: Ağır metal zehirlenmesi. Modern yaşamla birlikte kaçınılmaz bir tehlike olarak hayatımıza giren ağır metal zehirlenmesi bağışıklığımızı tehdit ediyor. (1)
Sık rastlanıyor ama araştırılmıyor
Bilim insanları, ağır metallerin bağışıklık sistemini olumsuz etkilediği, tüm vücuttaki dokulara, özellikle de beyin hücrelerine zarar vererek dejeneratif hastalıklara neden olduğu konusunda hemfikir. (2) Nedeni açıklanamayan hâlsizlik şikâyetinde, enfeksiyonlara karşı dirençsiz olanlarda sık sık grip olan, soğuk algınlığına yakalananlarda vücutta ağır metal yükü olabileceği göz önüne alınmalı. Otoimmün hastalıkların tamamında, Alzheimer ve Parkinson gibi dejeneratif hastalıklarda, bir türlü geçmeyen kas ve eklem ağrılarında ilk yapılması gereken sorunun arkasında ağır metal zehirlenmesi olup olmadığını araştırmak olmalı. Maalesef bu olasılık çok sık atlanıyor, akla bile gelmiyor. Düşünün Alzheimer ya da Parkinson teşhisi konmuş bir hasta... Bu hastaya şelasyon tedavisi yapılsa iyileşecek ama bu olasılık değerlendirilmediği, araştırılmadığı için semptomlar ağırlaşarak ilerliyor.
Üç adımda ağırlıkları atın!
Yukarıda da belirttiğim gibi, az ya da çok hepimiz ağır metallere maruz kalıyoruz. Ağır metallerden tam olarak kaçınamasak da üç adımda maruziyeti azaltmak mümkün. Bu da hem genel sağlığa hem de bağışıklık sistemine binen yükü hafifletmek anlamına geliyor. Peki atmamız gereken adımlar, almamız gereken önlemler neler?
1 Her şeyden önce, ağzınızdaki tehlikeden kurtulun. Sakın amalgam dolgu yaptırmayın. Amalgam dolgularda kullanılan cıva bir zehirdir. Eğer dişlerinizde amalgam dolgu varsa, diş hekiminizden bunları daha sağlıklı dolgu maddeleriyle değiştirmesini isteyin. Ağızda ne kadar çok amalgam dolgu varsa sisteme sızan cıva miktarı da o kadar artıyor.
2 Büyük balık tüketmeyin. Kılıç balığı, köpekbalığı gibi büyük balıklar bol miktarda ağır metal, özellikle de cıva içerir. Aklınızda olsun; kirli suları pek seven midye de tam bir ağır metal mıknatısıdır.
3 Evinizi arındırın. Ama öncelikle evinizin otobandan, yoğun trafikten uzak bir yerde olmasına özen göstermelisiniz. Böylece pencerenizi her açtığınızda aldığınız her solukla zehirlenmez, ağır metallere maruz kalmazsınız. Sırada mutfak var: Vücudumuza aldığımız ağır metallerin çoğu mutfak malzemelerinden gelir. Mesela alüminyum folyo kullanmayın. Folyoya sararak yemek ısıtmak, fırına verdiğiniz tepsiyi alüminyum folyoyla kaplamak yemeğinizin içine bol miktarda alüminyum karışmasına neden olur! Diğer bir tehlike ise yapışmaz özellikli tencereler, tavalar. Teflonları, seramik tavaları tüm mutfak malzemelerinizi çelik olanlarıyla değiştirin.
Metal-savar besinler
Bazı besinler vücuttaki ağır metalleri atmakta son derece etkilidir. Bu besinleri sofranızdan eksik etmeyerek, vücudunuzdaki ağır metal yükünü hafifletmek mümkün.
Zerdeçal: Zerdeçalın aktif maddesi kurkuminin güçlü detoks etkisi vardır. Modern yaşamda maruz kaldığımız ağır metalleri vücuttan atar.
Enginar: Bu şifalı besin karaciğer ve böbreklerde biriken kurşunu vücuttan atmakta son derece etkilidir.
Kemik suyu: Vücuttaki kurşun, cıva gibi ağır metallere bağlanarak vücuttan atılmalarını sağlar. Yemeklerinizi kemik suyuyla pişirin.
Kişniş otu: Özellikle cıvayı vücuttan atmada son derece etkili bir detoks ajanıdır.
Ev yoğurdu: Yoğurt vücuttan ağır metallerin atılmasına yardımcı olur. Maden işçilerine, zehirli metallerle çalışılan fabrikalarda çalışan işçilere yoğurt verilir. Ama tabii ki ev yoğurdu olmak zorunda! Yoğurt, özellikle arsenik ve cıva zehirlenmelerinde hayat kurtarıcıdır.
Limon suyu: İçindeki sitrik asit cıva, kadmiyum gibi ağır metalleri kendine bağlayarak vücuttan atılmasına yardımcı olur. Su içerken limon sıkmayı alışkanlık haline getirin.
Kabak çekirdeği: Bol miktarda magnezyum içerir. Bu mineral olmadan vücuttaki detoks mekanizması etkili bir şekilde çalışamaz. Magnezyumun alüminyum ve kurşun gibi ağır metallerin vücuttan atılmasında etkili olduğu biliniyor.
Sülfür zengini sebzeler: Soğan, sarımsak, pırasa, brokoli, pırasa ve lahanayı sofranızdan eksik etmeyin. Bu sebzeler bol miktarda sülfür içerir. Sülfür vücuttaki glutatyon üretimini artırır. Glutatyon da güçlü detoks etkisiyle başta cıva olmak üzere ağır metalleri sistemden atar. (3)
1 “Immunological effects of occupational exposure to lead (Review)” C.Fenga, Medicine Reports, 24 Mart 2017 https://doi.org/10.3892/mmr.2017.6381
2 “Heavy metals (Pb, Cd, MeHg, As) as risk factors for cognitive dysfunction: A general review of metal mixture mechanism in Brain” V. Karri, DOI: 10.1016/j.etap.2016.09.016
3 http://www.immunehealthscience.com/glutathione.html