Konfor alanı kişinin kendini güvende hissettiği ve düzenini bozmak istemediği alan olarak tabir edilebilir.
Herkesin konfor alanı farklı olabilir.
Bu kimi için, işyerinde sorumluluk almaktan kaçmak kimi için ise spora başlamak olabilir.
Bugün diyete başlamak ve konfor alanı ilişkisini inceleyeceğiz.
Diyete başlamak istiyorsunuz ama kafanızda soru işaretleri var, sürekli erteliyorsunuz. Bu konfor alanı dışına çıkamamak sebebiyle olur.
Sonrasında karar verip başlamak konfor alanı dışına çıkmak için bir adımdır.
Konfor alanı dışına çıktığımızda korku alanına geçeriz. Burada içinizden ve etraftan türlü türlü sesler gelmeye başlar. Kendinizi sürekli bahane üretirken bulursunuz. Yemek yemeyi çok sevdiğinizi, spor yapmaya vaktiniz olmadığını söyler durursunuz .Eğer bahaneleri aşar ve başladığınız yolda devam ederseniz korku alanından çıkabilirsiniz. Eğer aşamaz ve vazgeçerseniz tekrar konfor alanına dönerseniz ve başladığınız yerden bir adım öteye gidememiş olursunuz.
Fakat bahaneleri aşar yeni alana geçerseniz işte orası öğrenme alanıdı
Kasım ayının gelmesiyle birlikte,günler kısaldı.Güneş ışığından faydalandığımız saatler oldukça azaldı.
Güneşe maruz kaldığımız zaman diliminin azalması ile d vitamin eksikliğinin oldukça arttığı gözlemlenmektedir.
Kış aylarında D vitamininden zengin besinlerle beslenmek oldukça önemlidir.
Eksikliği ve yetersizliği durumunda halsizlik,depresyon,eklem ağrıları,zayıf bağışıklık sistemi ve kilo vermede zorluklar görülmektedir.
Herhangi bir eksiklik görülmediği durumlarda veya eksikliğin tedavisi sırasında besinlerle D vitaminini artırmak için günlük beslenmede D vitamini kaynaklarına yer verilmelidir.
D vitamini en çok balık, karaciğer ve yumurta sarısında bulunmaktadır. D vitamin yağda eriyen vitaminlerden biridir.Özellikle somon, uskumru, ton balığı, sardalya gibi yağlı balıklar D vitamininin iyi kaynaklarındandır. Bunun yanında günlük beslenmede süt, peynir, yoğurt, tereyağı gibi süt ürünlerine yer vererek D vitamini alımı arttırılabilir.
Kış aylarında özellikle bağışıklığınızı güçlendirmek,daha aktif bir yaşam sürmek için d vitamini seviyelerinizi kontrol ettirip, gerekiyorsa d vitamin takviyesi almayı ihmal etmeyin.
İyi beslenmenin formülü ruhumuzu da iyi besl
Her geçen gün yeni bir zayıflama ilacı akımının etkisinde kalıp sonrasında elinde hayal kırıklığı kalanlardansanız eğer bu yazı tam size gore!
Öncelikle sevinmelisiniz çünkü hala hayattasınız. Bildiğiniz üzere bu tarz ilaçlar kullanarak hayatını kaybedenlerin sayısı oldukça fazla.
Peki bu kadar ürkütücü olmasına ragmen nedir hala o ilacı almanızın sebebi?
Ya kilo verirsem umudu mu?
Sizce dünyanın en büyük problemlerinden biri olan obeziteye çözüm olacak bir ilaç bulunmuş olsa , 79-89 liraya bir de bir Alana bir hediye paketlerinde satılır mı?
Yukarıda ki cümleyi bir kez daha sorun kendinize, satılmaz değil mi?
Mantıklı düşündüğümüzde olmayacağını biliyorsak benim de bir beslenme uzmanı olarak bunu size hatırlatmak boynumun borcudur.
Mucize ilaç, mucize çay üzülerek söylüyorum ki henüz bulunmadı.
Detoks kelimesinin türkçe karşığı arınma,temizlenme.Eğer gerçekten gerek varsa doktor,diyetisyen,psikolog eşiliğinde yatarak tedavi şeklinde yapılmalıdır.
Fakat şimdilerde moda bir diyet şekline dönüştü bu kelime!
21 günlük şeker detoksu ,
10 günlük hurma detoksu,
3 günlük ayran detoksu,
Arınmanız gereken şey detoks kelimesi!
Detoks dediğiniz şey bunlar değil!
Bunlar 21 günlük-3 günlük gelip geçici kötü beslenme şekilleri!
2019 yılının en temel sağlıklı beslenme sorunlarından biri hiç başlayamamak!
Danışanlarımda gözlemlediğim kadarıyla sağlıklı beslenmek isteyen fakat ilk adımı nasıl atacağını bilemeyen kitle oldukça büyüyor.
İçimizdeki o isteği harekete geçirmek için 7 aşamalı bir yol izleyelim!
1- İNANIN!
Sağlıklı beslenmeyi gerçekten hayatımızın bir parçası haline getirip, sürekli olmasını sağlayacağımıza inanmak en önemli adım.
2- NE İSTEDİĞİNİZİ BİLİN, GERÇEKÇİ HEDEFLER BELİRLEYİN!
Obezite dünyada ki en önemli sağlık problemlerinden biri haline gelmiştir. Obezitenin ise bir çok sebebi var. Düzensiz beslenme alışkanlıkları, yanlış besin tercihleri, genetik faktörler, kronik hastalıklar, ilaç kullanımları, hareketsiz yaşam vb gibi bir çok örnek sayabiliriz.
Peki ya uyku?
İyi bir gece uykusu ve sağlık arasındaki bağlantıya bakarsak eğer çok büyük bir etkisi olduğunu görebiliriz.
Uykunun yeterli olmaması ve doğru saat aralığı arasında uyumuyor olmak kronik hastalıklara ve depresyona neden olmaktadır. Vucudumuzda bir çok mekanizmaya etki eden hormonların büyük bir bölümü gece uyku sırasında salınır. Örnek verecek olursak eğer melatonin hormonu gece 23.00-05.00 saatleri arasında salgılanan bir hormondur ve güçlü bağışıklık sistemi için oldukça önemlidir. Yapılan araştırma sonuçlarına gore düzensiz uykunun leptin denilen tokluk hormonunu azaltırken, açlık hormonu olan ghrelinin artmasına neden olmaktadır. Bu sebeple düzensiz uyku uyuyanların obezite oranın %65 arttığı gözlemlenmiştir. Obezitesi artan kişilerin de dolaylı olarak uyku problemlerinin arttığı da bilenen gerçekler arasındadır. Bu iki sistem birbirini etkiledikçe obezite seviyesnin artması kaçınılmaz