Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Cezayir, Gambiya ve Senegal ziyareti, hem Libya krizi, hem de Türkiye’nin Afrika politikası açısından daha yakından bakmayı gerektiriyor. Erdoğan’ın turunun ilk ve en önemli ayağı Cezayir. Libya krizinde Cezayir, Tunus ile birlikte en çok etkilenen ülke. 2015 yılına kadar Libya’da taraflar arasında yoğun arabuluculuk rolü üstlendi. Cezayir geçtiğimiz yılı, 20 yıl yönetimde kalan Abdülaziz Buteflika’ya yönelik uzun süren kitlesel protestoların eşlik ettiği çalkantı ve belirsizlik içinde geçirdi. 2019 Aralık ayında eski Başbakan Abdülmecid Tebbun cumhurbaşkanı seçilmesiyle ülkede siyasi tablo netleşti. Böylece, iç meseleleri nedeniyle yeterince enerji sarf edemediği Libya dosyasını tekrar ele alma imkânına kavuştu. Tebbun’un yemin töreninde ‘Trablus kırmızı çizgimizdir’ demesi Cezayir’in dış politikaya tekrar ağırlık vereceğinin işareti olarak yorumlandı.
‘İnce işçilik’
Türkiye bir süredir, Cezayir ve Tunus’un Libya konusunda işletilen mekanizmalara dâhil edilmesinde ısrarcı. Dolayısıyla buna bağlı olarak Cezayir’deki gelişmeleri de yakından izledi. Bu anlamda deyim yerindeyse Türkiye inci işçilik sergiledi. Erdoğan’ın ziyaret takvimi bunun göstergesi oldu. Öncelikle Erdoğan’ın ziyaret rotası başta; Fas, Gambiya ve Senegal olarak planlanıyordu. Ancak, kısa süre önce ziyaret takviminde Fas’ın yerini Cezayir aldı. Cezayir’in yeni büyükelçisi Mourad Adjabi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güven mektubunu 2 Ocak’ta sundu. 6 Ocak’ta ise Türkiye’nin yeni büyükelçisi Mahinur Özdemir Göktaş, Cezayir Dışişleri Bakanı Sabri Bukadum’a güven mektubunun örneğini takdim etti. Aynı günün akşamı Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun uçağı da, yeni kurulan hükümeti tebrik ve Libya konusunu ‘enine boyuna ele almak için’ Houari Boumediene Havalimanı’na indi. Tebbun’un göreve gelmesinden ardından büyükelçi Göktaş güven mektubu sunan ilk büyükelçi, Erdoğan da ziyaret eden ilk devlet başkanı oldu.
Konferans notları
Erdoğan ve Tebbun, bu ziyaretten önce, geçtiğimiz hafta Berlin’de Libya toplantısında buluştu. Tebbun, Berlin’de, Libya’da taraflar arası diyalog sürecine ev sahipliği yapmaya hazır olduklarını açıkladı. Hemen ardından da Libya’nın 6 komşusunun; Mısır, Tunus, Sudan, Çad, Nijer ile Mali dışişleri bakanlarının katıldığı “Libya’ya Komşu Ülkeler Konferansı”nı düzenledi. Ev sahibi Bakan Bukadum’un, “Libya’ya komşu ülkeler, diğer girişimlerle rekabet içerisinde değil. Ancak herkesle paylaşacağımız görüşlerimiz var” ifadesi dikkat çekici. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyareti de, hem bu görüşleri almak, hem de Türkiye’nin yaklaşımının, Libya konusunda etkinliği artacağı anlaşılan Cezayir’e aktarılması açısından önem taşıyor.
İyi ilişki örnekleri
Erdoğan’ın ikinci durağı Gambiya, üçüncü durağı Senegal. Türkiye’nin iki ülke ile de iyi ilişkileri var. Her iki ülke de 15 Temmuz darbe girişiminden sonra FETÖ ile mücadeleye kararlı destek vererek Afrika kıtasında öne çıktı. Gambiya kıtada FETÖ okullarını kapatan ilk ülke. Cumhurbaşkanı Erdoğan daha önce, Senegal için de “kara gün dostu olduğunu 15 Temmuz’da ispat etmiştir” dedi. Senegal ile yakın ilişkinin bir başka göstergesi ülkenin en yüksek devlet nişanının Erdoğan’a verilmiş olması. Son dönemde Ankara’ya FETÖ’nün ülkedeki bazı okulların Maarif Vakfı’na devrini engellemeye çalıştığı bilgisi ulaşıyor. Dolayısıyla FETÖ başlığı ziyaretlerde öne çıkıyor. Ancak öte yandan her iki ülkenin de komşusu Mali ve orada da Fransa’nın askeri varlığı, yürüttüğü operasyonların etkileri oluyor. Bu etkilerin de üzerinden geçilmesi muhtemel.
3. zirveye hazırlık
Dış politikada ibre Ortadoğu’dan Afrika’ya doğru kayarken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu yıl kıtaya başka ziyaretlerinin de olacağı belirtiliyor. Ayrıca Türkiye, ilki 2008’de İstanbul’da, ikincisi 2014’de Ekvator Ginesi’nde gerçekleştirilen Türkiye - Afrika Ortaklık Zirvesi’nin üçüncüsüne bu yıl bahar aylarında tekrar ev sahipliği yapma hazırlığında. Erdoğan da ziyaretine başlarken Afrika Birliği’nden de haber beklendiğini açıkladı. Dolayısıyla bu tur ile birlikte 2020’de sık sık gündemimizde olacak bir başlığa ısınıyoruz.