TBMM Başkanı Binali Yıldırım’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na adaylığı resmen ilan edilmeden önce görevinden istifa edip etmeyeceği, ederse ne zaman edeceği, istifa etmezse bunun etik olup olmayacağı tartışılmaya başlandı. Milletvekilleri belediye başkanlığına aday olduklarında istifa etmek zorunda değiller. Bu nedenle belediye başkanı seçilememeleri halinde parlamentoya dönme imkânına sahipler. Hatta seçildiklerinde bile isterlerse milletvekilliğini tercih edebilirler. Yıldırım’ın adaylığı daha bir olasılık iken kulislerde onun yerine kimlerin Meclis Başkanı olabileceği konuşulmaya başlandı. Hatta aralarında eski bakanların da olduğu 4-5 isim bu çerçevede dillendirildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, salı günü Yıldırım’ın istifası konusunda “Meclis Başkanımızın adaylığı noktasında istifa nereden çıktı? Öyle bir şey var mı? Dersinizi iyi çalışmamışsınız. İstifaya gerek yok. Milletvekilliği süreci, bir belediye başkanı seçilinceye kadar aynen devam eder. Meclis Başkanlığı’nda da durum aynıdır” dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise, konuya farklı bir noktadan yaklaştı. Bahçeli, “Şimdiden Meclis Başkanlığı’ndan ayrılarak, büyükşehir belediye başkanı olduğu takdirde Meclis Başkanı’nın kim olacağı tartışması Yıldırım’ın büyükşehir belediye başkan adaylığını gölgeler. Tartışmayı başka bir alana çeker. O da İstanbul’daki yarışı birtakım sıkıntılara, dikkati Meclis’te başkanın kim olacağına yönlendirir. Bunu da Meclis’te istismar eden çok sayıda parti, milletvekili vardır” dedi.
‘Yıldırım da tercih edebilmeli’
AK Parti’de üst düzey bazı isimler, tam da Bahçeli’nin çizdiği perspektif ile konuya yaklaşıyor. Meclis Başkanı’nın kim olacağı tartışmasının ve bu çerçevede girilecek seçim sürecinin dikkati dağıtması istenmiyor. “Sonuçta icra değil, temsil makamı da olsa, söz konusu olan üç numaralı koltuk” ifadesini kullanan kaynaklar, tıpkı milletvekillerinin olduğu gibi Yıldırım’ın da seçilmesi halinde tercih hakkının olması gerektiğini söylüyor.
Üst düzey bir isim, Yıldırım’ın devlet imkânlarını kullanarak haksız rekabet yaratacağı iddiaları için “Meclis Başkanlığı’nın nasıl bir kaynağı var? Bakanlıkların elinde olan kaynaklar Meclis Başkanlığı’nda yok. Hiçbir yere para aktaramaz, kullandıramaz. Eğer haksız rekabet tartışması yapılacaksa o zaman tekrar aday gösterilen tüm belediye başkanları için bunu yapmak gerek. Çünkü seçime kadar onların elinde de belediye kaynakları, imkânları var. İstediğini istediği yere atar, alır, satar, koyar, kaldırır” dedi.
Yıldırım çerçevesinde tartışılan bir başka konu da, adaylığı sürecinde Meclis’te işlerin nasıl yürüyeceği. AK Parti’nin bu konudaki görüşünü Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Parlamento şu anda nasıl başkan yardımcısı vasıtasıyla veya yardımcıları vasıtasıyla yürütülüyorsa aynı şekilde yürütülür” sözleriyle ifade etti. AK Parti kurmayları da “Binali Bey Meclis’in açıldığı ilk günlerde, bir de bütçe görüşmelerinin başlangıcı ve sonunda oturum yönetti. Meclis’teki diğer işler de ağırlıklı olarak başkanvekilleri eliyle yürütülüyor. Yine öyle olacaktır. Ayrıca Meclis seçime doğru tatile girecek. Burada bir sıkıntı yaşanması söz konusu değil” değerlendirmesi yapıyor.
Parti kulisindeki iddia
Bu arada kulislerde istifa konusuyla ilgili dolaşan bir iddia daha gündeme geldi. İddia, MHP lideri Bahçeli’nin, “Dikkati Meclis’te başkanın kim olacağına yönlendirir. Bunu da istismar eden Meclis’te çok sayıda parti, milletvekili vardır” sözlerini hatırlatıyor. İstifa konusunu muhalefet partileri gündemde tutsa da AK Parti içinden bazı isimlerin de istifadan yana olduğu biliniyor. İddiaya göre, AK Parti içinde iki kesim Yıldırım’ın istifa etmesi gerektiğini dillendiriyor. Üç numaralı koltuk için iddiası olanlar, yani Yıldırım kalktığında o koltuğa oturmayı planlayanlar. İkincisi de seçimi kazanamaması halinde Yıldırım’ı tekrar Meclis Başkanlığı koltuğunda görmek istemeyenler. Yıldırım’ın da her iki amacın farkında olduğunu yakın çevresine söylediği belirtiliyor.