Gelecek 5 yıllık planlarını ‘sürdürülebilirlik, verimlilik, kayıtlılık ve kalite’ hedefleriyle belirlediklerini kaydeden Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, gündemin sıcak konusu zeytinle ilgili de, “Zeytinyağında üretimin yurtdışına kayması riski görüldü” dedi.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, “yeni normal” olarak tanımlanan pandemi sonrası dönemde bakanlığın gelecek 5 yıla yönelik planlarını gazete ve televizyonların Ankara Temsilcilerine anlattı. Gıdayı “milli güvenlik meselesi” olarak tanımlayan ve su talebinin 30 yıl sonra yüzde 55 oranında artacağını belirten Yumaklı, bu durumun bakanlıkta geliştirilen projelerin temelini oluşturduğunu vurguladı. Projelerin tamamının üretim odaklı olduğunu söyleyen Yumaklı, “Tarladan sofraya giden bütün süreçlerde girdi maliyetlerini düşürmek, verimlilik ve kaliteyi artırmak, tarımı dijitalleştirmek, yönetimi sadeleştirmek bizim en önemli gündem maddelerimiz” dedi.
Bakanlığının hedeflerini; sürdürülebilirlik, verimlilik, kayıtlılık ve kalite olarak özetleyen Yumaklı’nın açıklamaları satır başlarıyla şöyle:
*SU VE MERA KANUNLARI: Türkiye’de bir Su Kanunumuz yok maalesef. İklim değişikliğini konuşuyoruz, bunun çok süratle hazırlanması gerekir. Çalışmalar başladı. Ayrıca Mera Kanunu çok eski tarihlerden gelen ve günümüz ihtiyaçlarına kısmen cevap veren bir kanun. Bununla ilgili değişiklik hazırlıkları başladı.
*KAYIPLAR AZALTILACAK: Akıllı sulama yatırımları, modern sulama sistemleri ve özellikle de su kayıplarını azaltmayı hedefliyor, ciddi yatırımlar yapıyoruz. Tarlaya kadar olan süreç, hatta tarladan sonra sulama alanındaki süreçte su kaybımız var. Gelecek dönem bizlere bu konuda çok ciddi tedbirler almayı emrediyor. Dilek olarak söylemiyorum, su konusu önümüzdeki dönemin en önemli konularından olacak.
*VERİMLİLİK SEFERBERLİĞİ: 2030’da kişi başına su kullanımı 1.313 metreküpten 1.200 metreküpe düşecek. Bin metreküplerin altına düşerse su kıtlığıyla yüzleşmiş olacağız. Şu anda böyle bir risk yok ama geleceğe dair perspektifi hepimizin bilmesi gerekir. Kaynaklarımızı verimli kullanmak adına Emine Erdoğan Hanımefendi’nin himayelerinde Su Verimliliği Seferberliği Eylem Planını hayata geçirdik. Su ile alakalı planlamalarımızı yeniden gözden geçiriyoruz. Barajdan tarlaya kadar diye bir kavram getiriyoruz sulama açısından. Şehirlerin su kayıp kaçaklarıyla ilgili çalışmamız var. Masa başı çalışmaları bitti, sahaya indiler.
*ZEYTİNYAĞINDA ÜRETİM YURTDIŞINA KAÇMASIN: Özellikle İspanya’da ve İtalya’da rekolte düşüklükleri aldığımız bilgiye göre onlarda meydana gelen bir hastalıktan kaynaklı. Rekolte düşüklüklerini kapatmak adına Türkiye’deki ürünlere çok yoğun talepleri oldu. Ticaret Bakanlığı’yla eşgüdüm içerisinde çalışıyoruz. İlk başta belli oranda bir fon getirildi ama o da talebi engellemediği gibi içerideki üretimin tamamen neredeyse yurt dışına kaymasına sebep olacak bir tehlike görüldüğü için Ticaret Bakanlığımız tarafından bir tedbir alındı. Elbette ürettiğimiz ürünleri ihraç edeceğiz ama bunları katma değerli bir şekilde ihraç etmek önemli. Siz ürününüzü bidonlara koyup, ihraç edip, ‘3 dolara sattık’ diye sevinirken, sizin ürününüzü kendi markasının içerisine koyup 7-8 dolara satan bir durum varsa, hepimizin durup düşünmesi gerekir. Türkiye’de rekolte düşüklüğü yok aksine bu yıl beklentinin de üzerinde ancak elbette iklim değişikliklerinin etkisini anbean takip ediyoruz. Önümüzdeki yıl içinde rekoltede herhangi bir değişiklik beklemiyoruz.
*TMO’DAN ŞİKAYETLER: 85 yıllık tarihinde bu dönem aldığı kadar ürünü almadı TMO. Sadece bir ayda 5,7 milyon ton ürün aldı, geçen yıl toplamında 6 milyon ton almıştı. İşin ticaretini yapanlar tarafından bir bekle-gör politikası uygulandı. Alım yapılmadığı için ürünlerin tamamı TMO’ya geldi birdenbire. Bu kadar büyük hacimde ürünün aynı anda alınması söz konusu değil, dolayısıyla bunlar randevu sistemine bağlandı. 4 milyon ton da randevu var. Toplamda 10 milyon tonu geçecek. Son dönemde bütün ticaretin devletle yapılması gibi bir atmosfer oluşmaya başladı. Önce üreticiler devlet buna ne fiyat verecek gözüyle bakıyor. Ama şunu unutmamak lazım; devletin regülasyon kurumları vardır, fazla ürünü piyasadan alır, eksik olduğunda da tamamlar. Eğer onu ticaretin içerisinde bir unsur haline getirirseniz o bambaşka bir şeye dönüşür.
*BUĞDAY İHRACATI SERBEST Mİ?: 22 milyon ton civarında hasat bekliyoruz. Eğer 110 birim üretmişseniz 10 birimini de ihraç ediyorsunuz doğal olarak. Makarnalık buğdayla alakalı fazlalık tespit ettik. Kontrollü ihracıyla alakalı TMO ve Ticaret Bakanlığı’nın ortaklaşa takip ettiği bir sistemle ihracına izin verildi. Hiç kimsenin endişe etmesini gerektirecek bir şey yok. Biz özel sektörün, kamunun depolarındaki ürün miktarını biliyoruz, hasattan gelecek olanları da. Fazlalığınızı da tespit etmiş vaziyetteyiz, bu fazlalığı sadece ihraç ederek olayı kapatacağız. Makarnalık buğday fazlalığımız 1 milyon tonun altında.
Barajlardaki doluluk ve İstanbul’un su sorunu
Aktif doluluk oranları Ankara için yüzde 37.8, İstanbul için yüzde 36, İzmir için yüzde 19.9. Bursa için geçen sene bugün yüzde 58 bu yıl yüzde 80. Geçen yıl, Ankara yüzde 33.4, İstanbul yüzde 64.8, İzmir için de yüzde 24.5’ti. Ankara’nın hemen hemen aynı olduğunu ama İstanbul’un yüzde 64,8’ten yüzde 36’ya düştüğünü görebiliyoruz. Bu konu çok speküle ediliyor, biz burada işletmeyle alakalı bir sorun olduğunu düşünüyoruz. Zamanında eğer İstanbul’daki barajlara gerekli aktarımlar yapılmış olsaydı, doluluk oranları sezona çok daha yüksek oranlarda geçmiş olacaktı. Geçtiğimiz dönemde İstanbul’un ihtiyacı olan suya farklı kaynaklardan katkı yapma konusunun olmadığını görüyoruz. Tahminimiz odur ki bazı maliyetlerden kurtarmak için işletme düzeninde olması gereken zamanda olması gereken suyun barajlara aktarılmaması sebebiyle İstanbul’daki barajlarda düşüş görüyoruz. Tamamen işletme konusu, ilgili belediyenin konuya özen göstermesi gerektiğini söyleyebilirim. Tahminimiz, enerjiyle alakalı giderleri kısma adına zaman zaman bu regülatörlerden aktarılan suyun durdurulduğu yönünde.
Yurt dışında tarımsal üretim
12 ülke için ülke masaları kurduk. Üretimle alakalı niyeti olan girişimcilerin bizimle beraber o ülkenin bütün dinamiklerini incelemesi, eğer açılması gereken kapılar varsa yine ikili ilişkilerimizde onlar için alan açma yönünde girişimlerimiz devam ediyor. Oralarda üretilip Türkiye’ye gelen ürün yok. Azerbaycan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Cezayir, Moritanya, Venezuela, Çad, Kazakistan, Macaristan, Gürcistan ve Pakistan. Bu ülkelerin bizden özellikle tarım teknolojileri, üretim biçimleri, üretim metotlarıyla ilgili talepleri de var. Biz her ikisini de birleştirerek girişimcilerimizin buralarda üretim kabiliyeti kazanmasını istiyoruz.
Tarım sayımı yapılacak
Altyapı hazırlıklarını yaptık. TÜİK tarafından sayım metodolojisi, bütçesi ve teknik yöntemleri yürütülüyor. En kısa zamanda Hazine ve Maliye Bakanlığımızla bir protokolle kurumlar arası görev ve sorumlulukları belirleyerek, uzunca süredir yapılmamış tarım sayımını gündeme getirmiş olacağız.