Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) Kovid-19 salgınının işgücü piyasaları üzerindeki etkilerine ilişkin yeni çalışması, salgının küresel düzeyde büyük çaplı işgücü geliri kayıplarına neden olduğunu ortaya koyuyor. Bu konuda önlem şart...
Koronavirüs salgınının başından bu yana düzenli olarak işgücü piyasasını analiz eden Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) “ILO Gözlem: Kovid-19 ve Çalışma Yaşamı” başlıklı altıncı raporu salgının işgücü geliri üzerinde ne kadar etkili olduğunu gözler önüne serdi.
Kovid-19 salgınının etkilerine ilişkin yeni ILO analizi, çalışma sürelerinde yarattığı yıkıcı kayıplar nedeniyle işgücü gelirlerinde çok büyük bir düşüş olmasının yanında küresel düzeyde mali canlandırma açığı olduğunu da gözler önüne seriyor. Söz konusu durum, zengin ve yoksul ülkeler arasındaki eşitsizliği daha da artırma riski taşıyor.
En çok düşüş nerede?
ILO verilerine göre, küresel işgücü gelirleri, 2020’nin ilk üç çeyreğinde geçen yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında yüzde 10.7 azalmış. Söz konusu kaybın parasal karşılığı yaklaşık 3.5 trilyon dolar. Bu rakam, hükümet önlemleri kapsamında sağlanan gelir desteklerini içermiyor.
ILO çalışmasına göre, işgücü gelirlerindeki en büyük düşüş yüzde 15.1 ile düşük-orta gelirli ülkelerde yaşanmış. Bununla birlikte, bölgesel düzeyde en ağır darbeyi alan bölge ise yüzde 12.1 Amerika Kıtaları.
ILO’nun küresel salgının çalışma hayatı üzerindeki etkilerine ilişkin gözlem raporu, 30 Haziran’da yayınlanan bir önceki rapora göre 2020 yılının ilk dokuz ayı itibarıyla küresel çalışma süresinde yaşanan kayıpların “kayda değer ölçüde daha büyük” olduğunu ortaya koyuyor. Bu bakımdan, örneğin bu yıl ikinci çeyrekte 2019 yılının dördüncü çeyreğine kıyasla küresel çalışma süresi kaybına ilişkin revize tahmin yüzde 17.3.
Son çeyrek etkisi
Bu oran, haftalık 48 saat çalışma esasıyla 495 milyon tam zamanlı eşdeğer işin kaybedildiğini gösteriyor. Bir önceki rapordaki tahmin ise yüzde 14 veya 400 milyon tam zamanlı eşdeğer iş şeklindeydi. Diğer taraftan, 2020 yılının üçüncü çeyreğinde küresel çalışma süresi kayıplarının yüzde 12.1 düzeyinde olması bekleniyor ki, bu da 345 milyon tam zamanlı eşdeğer işin kaybedileceği anlamına geliyor.
Altıncı ILO Gözlem raporunda dikkat çeken hususlardan biri de bir önceki rapordan bu yana dördüncü çeyrek görünümünün önemli ölçüde kötüleşmiş olması. ILO’nun temel senaryosuna göre, küresel çalışma süresi kayıplarının bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla 2020 yılının dördüncü çeyreğinde yüzde 8.6 düzeyinde olması bekleniyor. Bu oran ise 245 milyon tam zamanlı eşdeğer işin kaybedilmesi demek. Söz konusu rakamlar, aynı zamanda önceki ILO tahminine göre 4.9 yüzdelik puan veya 140 milyon tam zamanlı eşdeğer iş kaybı artışı anlamına geliyor.
Gelişen ülkeler kritik
Mali canlandırma paketleri her ne kadar ekonomik faaliyeti destekliyor ve çalışma süresi düşüşlerini azaltıyor olsa da bu türden paketler çoğunlukla yüksek gelirli ülkelerde uygulanıyor. Buna karşılık, yükselen ve gelişmekte olan ekonomilerin bu tür önlemleri finanse etme kapasiteleri oldukça sınırlı.
Gelişmekte olan ülkelerin, kayıp çalışma süresi bakımından yüksek gelirli ülkeler ile aynı düzeye gelebilmesi için, 982 milyar dolar tutarında ilave para gerekiyor. Öte yandan, düşük - orta gelirli ülkelerde canlandırma açığı, yüksek gelirli ülkelerin duyurdukları mali canlandırma paketleri toplamının yüzde 1’inden daha küçük bir tutara karşılık geliyor. Bununla birlikte, gelişmekte olan çok sayıda ülke için mali canlandırma açığı zaten mevcut olan sosyal koruma açıkları açısından daha da kaygı verici bir durumu ortaya çıkarıyor.
Geçmiş krizlerden çok daha etkili
ILO Gözlem raporuna göre, tahmin edilen çalışma süresi kayıplarındaki artışın bir nedeni de gelişmekte olan ve yükselen ekonomilerde, başta kayıt dışı istihdamdakiler olmak üzere çalışanların geçmiş krizlere göre çok daha fazla etkilenmiş olması.
Sıkı işyeri kapatma önlemlerinin birçoğu gevşetilmiş olsa da bölgeler arasında hala büyük farklılıklar var. Küresel düzeyde çalışanların yüzde 94’ü hala birtakım işyeri kısıtlamalarının söz konusu olduğu ülkelerde yaşıyor. Bununla birlikte, yüzde 32’si de zorunlu işyerleri dışında her yerin kapalı olduğu ülkelerde bulunuyor.
Rapordaki önemli tespitlerden bir diğeri, çalışma süresi kayıplarının işsizlikten daha ziyade işgücünden çıkış anlamına gelmesi. ILO’ya göre, bu durumun önemli politika etkileri olacak.
Mali canlandırma açığı
Gözlem raporunda ele alınan bir diğer husus, küresel salgının işgücü piyasaları üzerindeki etkilerini hafifletmeye yönelik mali canlandırma politikaları. 2020’nin ikinci çeyreği için yeterli veri bulunan ülkelerde -gayri safi yurt içi hasılanın (GSYH) yüzdesi olarak- mali canlandırma paketi büyüdükçe çalışma süresi kayıpları düşüyor. Söz konusu dönemde, yıllık GSYH’nin yüzde 1’i düzeyinde ilave mali canlandırma, çalışma süresi kayıplarını yüzde 0.8 azaltıyor.