Kısa çalışma koronavirüs mağduriyetlerini büyük ölçüde engelledi. Bu başvuruları Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nda 900 iş müfettişi inceledi. Müfettişlerin iki ay gibi kısa bir sürede gece - gündüz demeden çalışması sonucunda yaklaşık 4 milyon çalışana kısa çalışma ödeneği verilmesi uygun görüldü
Neredeyse hayatımızı durma noktasına getiren Kovid-19 salgını nedeniyle çok sayıda işyeri ve çalışan zor duruma düştü. Bu dönemin kahramanları sağlık çalışanlarımız oldu. Onların özverili çalışmaları hiçbir zaman unutulmayacak. Aslında bu dönemdeki çalışmaları unutulmayacak çok sayıda meslek grubu var. Biz de kendi alanımız içindeki bu fedakârlıkları nedeniyle devletimizin memurlarını, işçi sendikalarımızı ve işverenlerimizi daima iyi dileklerimizle anacağız.
Örneğin iş yaşamını yönetilebilir bir hale getirmek için uğraşan, denetim yapan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı müfettişlerimizi, ayrıca sorumlu işçi ve işverenlerimizi de bu dönemde gerçekleştirdikleri çabalar nedeniyle kutlamak gerekir.
İşverenlerimiz bu dönemde çalışanların mağduriyetini azaltmak amacıyla çok farklı uygulama yaptılar. Bu yazıda onlardan sadece birini ele alacağız.
Uygunluk tespiti
Kısa çalışma uygulamasının devreye girmesi işgücü piyasasında yaşanabilecek mağduriyetleri büyük ölçüde engelledi. Kısa çalışma uygulamasında, 9 Kasım 2018’den önce kısa çalışma talebinin yerindeliği İŞKUR Yönetim Kurulu’nca değerlendiriliyordu. 2018’de yönetmelikte yapılan değişiklikle kısa çalışma talebinin uygunluğunun Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı’na bağlı görev yapan iş müfettişlerince tespit edilmesine ilişkin kural getirildi.
Ancak Kovid-19 salgını döneminde yeni bir düzenlemeye gidildi ve dışsal etkilerden kaynaklanan dönemsel durumlardan ileri gelen zorlayıcı sebep kapsamında tüm kısa çalışma başvuruları uygunluk tespiti süreci daha sonra yapılmak koşuluyla kabul edildi. Bu anlamda, aslında başlangıçta yapılması gereken kısa çalışma uygunluk tespiti başvuruların yoğun olması ve mağduriyet yaşanmaması için zamana yayıldı.
Elektronik ortamda
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı verilerine göre, kısa çalışma ödeneği başvurularının tamamına yakını çok kısa sürede incelendi.
Söz konusu incelemeler, Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı bünyesinde fiilen görev yapan 900 iş müfettişi tarafından sadece iki ay gibi kısa bir sürede yapıldı.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un liderliğinde bakanlık müfettişleri, gece - gündüz, hafta sonu, resmi tatil ayrımı gözetmeksizin özverili şekilde çalıştılar ve yaklaşık 4 milyon çalışana kısa çalışma ödeneği verilmesi uygun görüldü. Bununla birlikte, kısa çalışma başvurularına ilişkin uygunluk tespitlerinin daha hızlı sonuçlandırılması için gerekli işlemler, iş müfettişleri tarafından elektronik ortamda gerçekleştirildi. Başvurulara ilişkin eksiklikler de özellikle çalışanların mağdur olmaması ve işyerlerinin faaliyetlerinin devamlılığını sağlamak amacıyla yine elektronik ortamda giderildi. Böylece, daha çok çalışanın kısa çalışma ödeneğinden yararlanması sağlanmış oldu.
Kapılar sağlıkçılara açıldı
Çalışma yaşamımızın en değerli parçası sendikalarımız salgın süresince çok sayıda uygulamaya imza attılar. Üyelerine maddi yardımlardan, sağlık yardımlarına kadar çok sayıda önlemi hayata geçirdiler. Yine bu dönemde sendikalarımız sağlık çalışanlarımızın ihtiyaçlarını da karşılama yoluna gittiler. Bilindiği gibi sağlık çalışanlarımızın büyük bölümü bu dönemde evlerinden uzak kaldılar. Evlerine salgın taşıma riski nedeniyle hastanelerde konakladılar. Ne var ki sendikalarımız sağlıkçılarımızı unutmadı.
Örneğin Yol-İş Sendikası bu dönemde bütün tesislerinin kapısını sağlıkçılarımızın barınması için açtı. Ankara, İstanbul ve Adana’da doktorlarımız, hemşirelerimiz, sağlık teknisyenlerimiz sendikalara ait misafirhanelerde konakladılar. Yol-İş Başkanı Ramazan Ağar’ın ifadesiyle; sağlıkçılarımız için ne yapsak az kalır.
130 bin işçiye sağlık sigortası
Kovid-19 salgını döneminde pek çok işveren işgücü maliyetlerini karşılamak noktasında önemli zorluklar yaşadı. Ancak bu dönemde Türkiye ekonomisinin lokomotifi metal sanayinde faaliyet gösteren 241 şirketi temsil eden Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS), üye işyerlerindeki 130 bin çalışan için Tamamlayıcı Sağlık Sigortası sağlamaya devam etti.
Tamamlayıcı Sağlık Sigortası, sigortalıların SGK ile anlaşmalı özel hastanelerde fark ücreti ödemeden sağlık hizmetlerinden yararlanmasını sağlayan özel bir sağlık sigortası ürünü. Türkiye’de bir işveren sendikası tarafından gerçekleştirilen ilk ve tek olan uygulama, aynı zamanda Türkiye’nin en büyük sağlık sigortası poliçesi olma özelliğini de taşıyor.
Kovid-19 dahil
MESS, üye işyerlerindeki toplu iş sözleşmesi kapsamında yer alan 130 bin çalışan için Tamamlayıcı Sağlık Sigortası sağlıyor. Yeni nesil sendikacılık anlayışının güzel bir örneği olan uygulama sayesinde çalışanların 600’den fazla sağlık kurumunda tedavi olması sağlanıyor. Söz konusu uygulama, bir taraftan çalışanların refah düzeyini artırırken, diğer taraftan sendikalı olmanın önemini de ortaya koyuyor.
MESS Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol, Tamamlayıcı Sağlık Sigortası sayesinde bugüne kadar 14 binden fazla ameliyat ve 800 bine yakın tedavi hizmeti gerçekleştiğini ve toplu iş sözleşmesi kapsamındaki çalışanlarının 160 milyon lira tutarında sağlık hizmetinden yararlandıklarını ifade ediyor. Dahası, Kovid-19 tedavileri de sigorta kapsamına dahil edilmiş durumda.