Cansen Erdoğan (Avukat – Yazar)

Cansen Erdoğan (Avukat – Yazar)

cansen@leburo.com

Tüm Yazıları

Ne çok giderdim Anıtkabir’e. Anneannemler Ankara’da oturduğu için sık sık giderdik onlara. Her gidişimizde de dedem kardeşimle benim ellerimizden tutup illa götürürdü Atamıza. Yaptığı kahramanlıkları, katıldığı savaşları, hasta bir milleti nasıl iyileştirip ayağa kaldırdığını uzun uzun anlatırdı bize. Hakimdi dedem ve çok okurdu. Bir gazeteyi iki saatte satır satır okurdu mesela. Onun tabiri ile mecmua, dergi, kitap, ansiklopedi hepsini bilir hepsini okumakla kalmaz, hatmederdi. O yüzden de her seferinde başka bir hikayesini anlatırdı bize Atatürk’ün, cesaretini, zekasını, bilgisini. Hayran hayran dinlerdik biz de onu, heyecandan bitmezdi o Anıtkabir yolu. Aslanlı yoldan yürürken aynı duyguyu hissederdim her seferinde; Saygı ve huşû !

Haberin Devamı

Atatürk’ün kadınlara çok saygı duyduğunu anlatırdı dedem. Kızların mutlaka okumaları gerektiğini, yüksel tahsil yapıp meslek sahibi olmaları gerektiğini söylerdi. İlim ve eğitim, süngülerden toplardan daha tesirliymiş, devletin de kadın ve erkeğin çalışmasıyla ilerleyeceğini belirtmiş Atatürk, kadınlara seçme ve seçilme hakkını da dünyada ilk o vermiş. Anıtkabir’in merdivenlerinden çıkarken elimi hafifçe sıkıp kulağıma fısıldamıştı dedem; “Çok çalış, çok oku kızım, ayaklarının üstünde dur ve asla pes etme! Ata’nı üzme!”

Çocuk aklımla görev bilmiştim bunu. Tüm dinlediğim hikayelerden, destansı zaferlerden sonra, kadına verilen değer ve destekten sonra mahcup etmeyecektim ulu önderi. Çalışacak, okuyacak ve bayrağı ileriye taşıyacaktım, onun bizlerden beklediği gibi !

Yıllar sonra Anıtkabir’in merdivenlerinden çıkarken aklıma geldi bunlar. Bu kez büyümüş, meslek sahibi olmuş ve vatanı için güzel işler yapmak için uğraşan bir kadın olarak TÜGİAD ile yani Türkiye Genç İş İnsanları Derneği ile çıktık Atamızın huzuruna.

TÜGİAD, 60’ın üstünde sektörü temsil ediyor, 50 milyar dolarlık ticaret hacmine sahip ve 15 milyar dolarlık ihracat, 23 milyar dolarlık ithalata yön veriyor. Ülkemizin ilk ulusal, tek uluslararası genç iş insanları derneği. 

Malum bir ülkenin maddi anlamda en büyük kalkınma yeri ticaret ve sanayi. Bu yüzden de iş insanlarının sorumluluğu, yükü ağır. İşte TÜGİAD, iş insanlarının özelliklerini, yapıp ürettiklerini, meydana getirdikleri değerleri destekliyor. Ülkenin ekonomisine omuz veriyor, toplumun sosyo-ekonomik gelişimine katkıda bulunarak hem bireysel hem de sosyal gelişimi sağlamayı hedefliyor. Yani her şeyi devletten beklemiyor, taşın altına elini, kolunu en çok da yüreğini koyuyor !

Haberin Devamı

Bu sene TÜGİAD’ın farklı bir özelliği daha var; 35 yıllık tarihinin ilk ve tek kadın başkanı olarak Nilüfer Çevikel seçiliyor ! Hem de tek aday olarak, oybirliğiyle !

Şahane bir kadın Nilüfer Çevikel, çok çalışkan, çok hırslı ve çok başarılı. Uyumuyor resmen, herkese, her yere yetişiyor. Hükümetten muhalefete, sanayiden ticarete, hukuktan mimariye her sektörden kişinin saygı ve hayranlığını taşıyor. Kadına şiddet meselesiyle de, Yeşil Mutabakatla da dijital dönüşümle de aynı anda ilgileniyor, ekibiyle raporlar hazırlıyor, her yere arı gibi uçup kelebek gibi konuyor. TÜGİAD ile genç iş insanlarının ülkedeki, Türk girişimcisinin de dünyadaki sesi olmayı hedefliyor ve takdir ediliyor !

Haberin Devamı

Atatürk’ün mozelesine çiçek bırakırken kadınlar hakkında söylediğin o sözü düşündüm Atam; “Mümkün müdür ki bir topluluğun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça diğer kısmı göklere yükselebilsin !”

Mümkün değildir tabi o yüzden için rahat olsun;

Topraklara zincirli kalmıyoruz, uçurtma olup göklerde süzülüyoruz !

Şimdilik bir kısmımız, bir gün tüm kadınlarımız !

……………………………………….*…………………………………………………..

Atatürk’ü anıyoruz bu hafta, önce Anıtkabir ardından da 23 Nisan!
Evet, bu hafta “23 Nisan-neşe doluyor insan” haftası. Gerçi pek de neşe doluyor gibi değil kimse. Artan vakalar, ölüm sayıları, sokağa çıkma yasakları bozdu psikolojileri. Dertler derya olmuş, moraller yerlerde. En çok da çocukları yıprattı bu pandemi. 1 yıldan fazla oldu okula gidemeyişleri, arkadaşları ile görüşemeyeli.

Her şey gibi 23 Nisan kutlamaları da online olacak bu sene. İBB ile MEB’in etkinlik listeleri yayınladı bile. Bunun yanında yine online birçok yarışma, workshop, tiyatro gösterileri yapılacak. Ama evet haklısınız, eskisi gibi olamayacak.

Bizim zamanımızda diye cümleler kuran cıkcıklı teyzeler gibi olacağım ama ne yapayım üzülüyorum.

Statlarda yapılan o törenler de  yok artık mesela. Yağmur yağıp da tören bozulacak mı kaygısı da…

Dünyanın dört bir yanından gelen çocukları ve onların yerel danslarını izleyemiyoruz ekran karşısında heyecanla. Sadece o gün verilen çocuk filmlerini de beklemiyoruz sabırsızlıkla çünkü zaten sırf çocuklar için yayın yapan bir sürü kanal var televizyonda. Velhasıl bir şeyler eksik şimdiki 23 Nisanlarda, geçmişe kıyasla. Galiba biz büyüdük ve kirlendi dünya!

Ne güze dopdolu düşleri, kırmızı renkli hayalleri var çocukların. Biz büyüklerden farkları, bu hayallerin gerçekleşeceğine inanıyor olmaları. Ustası öldüğünde yağ satan, bağ satan çocuğun, bezirgan başına aç kapıyı diyerek meydan okuma kudreti vardır mesela. Yüklenmeden hayatın zorluklarını, tanımadan ikiyüzlü sevdaları, tamamlanacak bir yap -bozdan sanmak hayatı. Masallardaki mutlu sonlara inanacak kadar saf, yapılan haksızlıkları unutacak kadar bağışlayıcı olabilmek.

Pembe hayalleriyle, küçücük bedendeki büyük aşklarıyla, oyuncaklarıyla çocuk olmak hayata meydan okumaktır.

 Ve çocuklar, hayatın ölüme verdiği gözdağıdır !

Tüm çocukların, çocukluğumuzun ve kendileri büyüse de içindeki çocuğu hala yaşatanların günü kutlu olsun !

……………………………………………………*………………………………………………

Ah Atam, tam da dediğin, istediğin gibi Türk Kadınları dünyaya meydana okuyor !

Paralimpik Yüzme Dünya Serileri'nde milli sporcu Sümeyye Boyacı, kadınlar 50 metre sırtüstünde 43.83'lük derecesiyle birinci olarak dünya şampiyonu oldu !

Yarış sonunda, 1.lik kürsüsündeki o içten gülüşü ve milli marşımızın okunduğu andaki haklı gururu, gözlerimi doldurdu.

Doğuştan iki kolu olmayan Boyacı, aynı zamanda kalça çıkıklığı ile doğmuş. Ailesiyle gittiği bir yerde bulunan dev akvaryumda gördüğü balıkların, kolları olmadan yüzebilmesinden etkilenerek henüz 5 yaşında profesyonel anlamda yüzmeye başlamış. Sonra da madalyalar, şampiyonluklar !

O balıklardan ilham almış biz de ondan ilham almalıyız; Engelleri umursamadığı, çok çalışarak hayalini gerçekleştirdiği ve hiç pes etmediği için!

Başarı için ele kol değil sağlam bir yürek gerektiğini, engelin bedende değil ancak kafada oluşabileceğini, azmin her şeye yeteceğini gösterdiğin için !

Senin elin kolun biziz güzel Sümeyye, sen senin o gülüşün, kocaman yüreğin yeter !

Tüm Türkiye arkandayız !

Nice başarılarda yine gururla hep beraber !

 

CANSEN ERDOĞAN