26.08.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:
Yavuz Donat
SALI, saat 12.00...
Telefonun diğer ucunda Yavuz Ataç.
Pekin'deki idari ataşemiz.
İlk cümlesi:
- Şahıslarımız önemli değil, memleket için hayırlı olsun.
Son cümlesi:
- Hiçbir şey yazmamanızı rica ederim.
"Şu anda" hala Pekin'de.
Verilmiş sözümüz var, görüşme ile ilgili hiçbir ayrıntıya girmeyeceğiz.
Ancak "şu kadarını" söyleyelim:
Alaaddin Çakıcı'ya "kırmızı pasaport vermekle" suçlanan Yavuz Ataç "suçlu bir insanın psikolojisinde" değil.
"Panikte" hiç değil.
Gözlemimiz:
Ataç, dönecek ve tabii ki konuşacak.
Sanıyoruz "söyleyeceği çok şey olacak."
* * *
DÜN sabah Cumhurbaşkanı Demirel'le konuştuk.
"Bu tür işler 1980'den sonra mı başladı" diye sorduk.
Yanıt:
- 1980'den önce yoktu. 80'den sonra anarşi vardı.
- MİT bugün ne durumda?
- MİT'i eleştirirken çok dikkatli olmak lazım. Dünyanın her yerinde istihbarat kurumlarının kendilerine özgü çalışma şekilleri vardır. Tabii MİT'in her tavrının doğru olduğunu da iddia etmiyorum.
- Siz "bu işlere... İlişkilere" nasıl bakıyorsunuz?
- Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak görev yaptığım süreçte MİT'in "devlet politikası dışında" bir şeye alet olduğu düşünülemez.
- Devlet politikasında "ölçü" nedir?
- İçerde ve dışarda, milli ve evrensel hukukun dışına çıkmamak.
* * *
YAZIMIZIN bu bölümünde bir parantez açalım, kendimiz soralım, kendimiz yanıtlayalım.
Soru:
- Mesut Yılmaz, Yavuz Ataç'ı tanır mı?
Yanıt:
- Tanır. Mesut Bey muhalefetteyken görüştüler.
Soru:
- Yavuz Ataç hakkında "daha önce açılmış soruşturma" var mı?
Yanıt:
- Var. Birkaç ay önce Ankara'ya, MİT'e çağrıldı. Kendisine "Çakıcı ile görüşüp görüşmediği" soruldu.
Soru:
- Başbakan Yılmaz "Yavuz Ataç - Alaaddin Çakıcı ilişkisi hakkında" neler biliyor?
Yanıt:
- Çok şey. Örneğin ikisinin, bir süre önce Malezya'da buluştuklarını bile.
Soru:
- Sadece Pekin'de mi "eksik pasaport" var?
Yanıt:
- Pekin'de "eksik kırmızı pasaport" olduğu kesin... Ama "sadece Pekin'de mi" sorusuna yüksek sesle "evet" diye yanıt vermek çok zor.
Soru:
- Mehmet Eymür'ün "gizli kararnameyle" Amerika'ya gönderilmesine, Çakıcı hangi tepkiyi gösterdi?
Yanıt:
- Bir Bakan'ı aradı ve "Mesut Bey benim kellemi mi istiyor" dedi.
Soru:
- Çakıcı neden böyle konuştu?
- Yanıt:
- Aynı dönemde, Ankara'daki bir "CIA görevlisi de" geri çekilmişti. Ve bu Amerikalıyı Eymür tanıyordu. Çakıcı "acaba ikisi, benim için mi geldiler" diye şüphelendi.
"Soruları ve cevapları" uzatmak mümkün.
* * *
DÖNELİM yine Cumhurbaşkanı ile konuşmamıza:
- MGK'nın son altı ayda yaptığı toplantıların kaçında bu konulara (mafya... Organize suçlar) girildi?
- En az dördünde.
- Bu iş "nereye kadar" gider?
- Vücuda bir hastalık girmiş. Bu bir süreçtir. Devlet, üzerine gitmekte kararlıdır.
- Siyaset "bu işlere" hangi ölçüde bulaşmış?
- Hiç bulaşmamış demem belki en doğrusu olurdu. Ama bunu söyleyemiyorum. "Gırtlağına kadar bulaşmış" da diyemiyorum.
- Şu anda yaşananları "tek cümleyle" özetleyebilir misiniz?
- Bir toplumun resmi çekiliyor.
- Sonunda "nasıl bir resim" çıkacak?
- Sonunda şu olacak... Devlet, kendisine yönelen tehditle mücadele edecek. Ve başarıya ulaşacak.
* * *
"BU konular" bilmeceyi andırıyor.
"Susurluk bilmecesi" gibi.
Dün "çalışırken" şunu düşündük:
- Galiba bu bilmeceler hiç çözülemeyecek... Zira "soldan sağa", "yukarıdan aşağıya" o kadar çok kişiye uzanıyor ki.
Yazara E-Posta: y.donat@milliyet.com.tr