Sanırsınız kar yağacak! Buz gibi bir hava... Seyirciler bizlerden şanslı! Hiç olmazsa, bağırıyorlar, havaya zıplıyorlar, gol çığlıkları atıyorlar, ısınıyorlar! Biz gazeteciler, tribünde donduk adeta. Hele hele ilk yarıdaki kötü futbol nedeniyle "buz" tuttuk!
Ligin "lokomotifi" Beşiktaş, tüm gücünü Dinamo Kiev maçında bitirmiş! İlk yarıda ne doğru dürüst bir pozisyon, ne de tribünleri biraz olsun ısıtacak futbol ortaya koyamadı. Kontratak futbolu ve aldığı sonuçları dikkat çeken Gençlerbirliği’de bu yarıda, Beşiktaş’a ayak uydurunca kaliteli futbolu beklemek hayalden öteye gidemedi.
Kartal’ın mazereti vardı, UEFA yorgunuydu! Beşiktaş ile "nikah" tazeleyen İlhan Mansız ve Nouma bu yarıda, rakip savunmanın arasında kaybolup gitti.
Sergen’in 68.dakikada oyuna girmesinden sonra Beşiktaş’ta gözle görülür bir kıpırdanma oldu. Sergen’in girişinden bir dakika sonra attığı gol, hem tribünleri, hem de takımı biraz ayağa kaldırdı. Ne var ki, mücadeleyi elden bırakmayan ve çok koşan Gençlerbirliği Youla ile eşitliği sağlarken, bu pozisyonda Tolga’nın hatası ön plandaydı. Zaten o tam bir "sakar"! Ne zaman, ne yapacağı belli değil.
Doksan dakikanın büyük bölümü futbolsuz geçti. Futbolsuzluk içinde iki takım da müthiş bir gerginlik içindeydi. Bu gerginliğin faturası ise toplam sekiz sarı kart. Galatasaray derbisi öncesinde Sergen’in cezalı duruma düşmesi Kartal’ın dünkü puan kaybına eklenen başka bir faturaydı.
Futbolun adaletiydi dünkü skorborddaki 1-1. Futbolsuz oyunda Beşiktaş, Sergen ile öne geçti, ancak Tolga’nın hatasıyla bu avantajını koruyamadı. Çulcu’nun gösterdiği kartları kantara çıkarmak istemiyoruz. Ancak Zago’nun son dakikalar içinde El Saka’ya yaptığı sertlik, kartı gerektirirdi, rengi bize göre kırmızıydı. Çulcu, zaman zaman gerginleşen ve sertliğe dönüşen oyuna kartlarla fren koymaya çalıştı, oyunu elinden kaçırdı.