Bir ilk yarı izledim ki, gözlerime inanamadım. Dünya üçüncüsü olmuş bir ekibin böylesi ciddiyetten uzak futbol oynamaya hakkı yok. Aslında Makedonya’yı "küçük" görmenin faturasını bu yarıda pahalıya öderdik. İkinci dakikada yediğimiz golü anlatmaya doğrusu dilimiz varmıyor! Sadece gol mü? İlk 45 dakikalık bölümde savunma skandalı izledik dersek abartmış olmayız. Elini kolunu sallayan Rüştü ile karşı karşıya kaldı. Bu yarıda Mitrevski, Hristov (2 kez) ve Şakiri son vuruşlarda biraz becerikli olsalardı fark yerdik, Üsküp’ten hüsranla dönerdik. Herkes yatıp, kalkıp kalede devleşen Rüştü’ye dua etsin. Bize göre maçın kahramanı Rüştü, onun ardından Nihat’tı.
Sadece savunma mı? Orta alanda yapılan basit hatalar, kaptırılan toplar bu yarıdaki kötü futbolun temelindeki diğer bir faktör olarak önümüze çıktı. Savunmanın önünde oynayan Tugay’ı tanıyamadım. Forvetteki gol silahımız Arif, bu yarının işsizlerindendi!
Biz ciddiye almadık Makedonya’yı! Onlar savaştılar, oyun disiplinini korudular ve ilk yarıda bol pozisyon bulmalarına rağmen tecrübesizliklerinin kurbanı oldular. Güneş’in ikinci yarıya Serhat ve Hasan Şaş ile başlaması bir teknik adam doğrusuydu. Okan’ın ilk yarıda attığı beraberlik golüyle biraz toparlanan Ay - Yıldızlı ekibimiz, bu iki değişiklik sonucu ikinci bölümde sahaya ağırlığını koydu. Nihat’ın attığı gol uzun süre hafızalardaki yerini koruyacak cinstendi. Herkes valizini toplayıp "kürkçü" dükkanına dönerken, Nihat İspanya’da gururumuz olmaya devam ediyor. Okan’ın attığı golde de asistliğini ön plana çıkaran Nihat, bizce dün gecenin bir başka kahramanıdır.
Slovakya’dan sonra Makedonya’yı da yenen Ay - Yıldızlı ekibimiz bu gruptan eğer işini "ciddiye" alırsa çıkacak güçtedir. Bizi üzen ve karamsarlığa iten böylesi başarılı bir ekibin yaptığı basit hatalardır. Tarihe geçmiş bir ekibin rakibini küçümsemeye hiç mi hiç hakkı yok.
Sizi seviyoruz, size güveniyoruz, sadece biraz "ciddiyet" istiyoruz, hepsi o kadar.