GEÇEN hafta bahsettiğim gibi Barf Diyeti için iki görüş vardır: Yüzyıllardır vahşi doğada avlanan vahşi kurtların sağlıklı oluşundan ve köpeklerin de et obur canlılar oldukları için ataları gibi çiğ et yiyerek beslenmesini savunanlar... Diğer teze göre de, bu diyetin yerine kuru mama önerenler. Bunlar da köpeklerin evcilleştirilmiş bir hayvan olduklarını ve onların artık vahşi kurtlar olmadıklarını, binlerce yıldır evcilleştirilmiş olduklarından sindirim sistemlerinin atalarından farklı olduğunu savunurlar...
Edinburgh Veterinerlik Fakültesi’nden, Barf Diyeti’ne karşı dört profesörün ortak görüşlerini aşağıda aynen bana geldiği gibi sizlere aktarıyorum.
1. Bu beslenme şeklinin doğal gözüktüğünün farkındayız. Fakat nasıl dengeleneceği konusunda emin değiliz. Fosforu çok fazla ve kalsiyumu çok düşük olabilir ve bu da gelişim için sakıncalıdır.
2. Çiğ kemikler, kabızlık yapar köpeğinizin sağlığı için ciddi tehlikedir, ölümcül olabilir.
4. Çiğ yemekler insanlarda olduğu gibi köpeklerde de hastalık yapabilir. Biz hastalarımıza kendilerinin yemeyecekleri çiğ etlerle köpeklerini de beslememeleri gerektiklerini söyleriz.
5. Barf Diyeti’ni savunanlara göre bu bir doğal beslenmeymiş. Fakat, doğal beslenmenin içinde deri ve yaşamsal canlı organlar da vardır. Yani hazırlanmış, kesilmiş çiğ et değildir doğal olan.
6. Barf Diyeti’ni savunanlar köpeklerin doğalarında çiğ beslenme olduğunu düşünürler ama, şunu unutmuş gibiler: Köpekler yaklaşık birkaç bin yıldır evcilleştirilmiş hayvanlardır, onlar artık vahşi kurtlar ya da vahşi kediler değillerdir. Evcil hayvanlarımızın şu anda farklı bir beslenme şekli ve alışkanlığı vardır, profesyoneller ve veteriner hekimlerin katkılarıyla hazırlanan kuru mamalar evcil hayvanlarımız için dengeli beslenme şeklidir.
7. Yavru köpeklerde ideal beslenme şekli, profesyonel hazırlanmış kuru mamalardır.
Ayrıca Edinburgh Veterinerlik Fakültesi’nden mezun olan arkadaşım Melis Erdölek’in üniversite hastanesinde çalışırken başına gelmiş bir olayı da aktarmak istiyorum: “Bir yavru köpek geldi. Kemikleri kırılmıştı. Sahibi olan adam çok korkmuştu, çünkü biz “Sahibi köpeği dövmüş” dersek çok büyük cezası vardı. Devamlı çok hafif düştü diyordu. Röntgen çektik, 2-3 kemiği kırıktı ve genel olarak kemikleri çok zayıftı, kemiği olması gerektiği kadar beyaz değildi. Daha çok yumuşak dokular (kas tendon) gibi şeffaftı. Sahibi “Nasıl zayıf olur? Güçlü olsun diye çiğ et (Barf) ile besliyorum, her gün ona özel et alıyorum.” dedi. Sonuç olarak fosfor, kalsiyum ve magnezyum dengeli alınmazsa sen istediğin kadar çok et ver bağırsaklarda eşit emilmez ve sağlıklı olmaz. Çiğ etteki fosfor, kalsiyum dengesizliği de yavru köpeğin kemik erimesine sebep olmuş. Köpeği dengeli beslemek çok önemli. Pahalı besleme her zaman daha sağlıklı olmuyor.
A, D, K Vitaminleri karaciğerde depolanıyor. Ama bunları da dengeli vermek lazım. Fazlası da, azı kadar zararlı. Mesela kedilere fazla karaciğer verirseniz A Vitamini fazlasından omurları birbirine kaynar. Tavuk kemiğini pişirip verirseniz köpeklerin boğazına takılır, bağırsaklarını delebilir, pişirmeden verilirse de hastalık yapar. Çiğ et ile beslenen köpekler için belki duymuşsunuzdur bazen şöyle derler: “Kuzu eti vermiyorum çünkü midesinde hazımsızlık yapıp ishale yol açıyor.” Barf ile ilgili kararı sizlere bırakıyorum. Ben köpeklerimi kuru mamayla beslemeye devam edeceğim. Haftaya ırk tanıtımlarına girmek istiyorum. Türkiye’de köpek alırken herkes Golden Retriever’ı düşünüyor, o yüzden bu cinsi yakından tanımalıyız. Golden Retriever besleyen okurlarımdan mail bekliyorum. Fotoğraflarınızı gönderin, köşemde paylaşayım.