Nedir şu ödemden çektiğimiz? Yağdan kilo versek ödem oluyor, sanki hiç kilo vermememişiz gibi toplam kiloda değişim olmuyor. Peki neden oluyor, ne yapmalıyız?
Salamura, konserve, aşırı tuzlu, baharatlı veya yağlı besinlerin tüketilmesi; terleme yoluyla kaybedilen suyun geri alınmaması; ideal kilonun üstünde olan yağ kilogramı ve ve sıcak havanın etkisi gibi birçok faktör vücutta ödem oluşumunda etkilidir. Vücuttaki fazla ödem; kilo artışına, şişlik, hareket azlığı gibi fiziksel sorunlara neden olabilir.
Vücuttan ödem atımının sağlanması için beslenme düzenine dikkat edilmeli ve fiziksel aktivite artırılmalıdır.
1) Yeterli su tüketimi vücutta ödem oluşumunun önlenmesinde en etkili yöntemdir. Günlük ortalama 2-2,5 litre su tüketimi vücuttan fazla suyun atılması, sindirim sistemi sorunlarının önlenmesi ve vücuttan toksin atımının sağlanmasında etkili olur.
2) Salatalık, ananas, karpuz, maydanoz gibi bazı besinler içeriğinde ki su ve lif sayesinde ödem atımına yardımcı olur ve toksin atımını destekler. Ancak karpuz ve ananas gibi meyve çeşitlerinin tüketiminde porsiyon ölçüsüne dikkat edilmelidir.
3) Kiraz sapı, biberiye, mısır püskülü gibi bitkilerin çaylarından da yararlanılabilir. Bu
Uyku insan vücudu için çok önemlidir. Uykusuzlukta dolaşım ve metabolizma hızı yavaşlar. Çünkü vücut uykuda kendini onarır, hücrelerde oluşan metabolik artıklar temizlenir, vücut yenileyici hormonlar olan Melatonin ve Büyüme Hormonu uykuda yükselir. O nedenle kaliteli uyku çok önemlidir.
Uykunun kalitesini belirleyen en önemli etmenlerden bir tanesi, deliksiz ve kesintisiz olmasıdır. İkinci önemli durum ise sessiz ve karanlık bir ortamda uykunun sürdürülmesidir. Sessiz ve karanlık ortam özellikle melatonin hormonun yeteri kadar salgılanması için önemlİdir. Deliksiz ve kesintisiz uyku için de her ne kadar sessizlik ve karanlık önemli ise de kişinin solunum yollarında bir problem olmaması da gereklidir. Solunum yollarındaki darlıklar ve fazla kilo, yeteri kadar nefes alamamaya bu da uykuda horlama, Obstriktif Sleep Apne dediğimiz uykuda solunum durmasına neden olur. Bu durum vücudun yeteri kadar oksijenlenememesine, hücre içindeki serbest radikallerin yeteri kadar temizlenememesine yol açar. Aynı zamanda gece yeteri kadar uyumama gün içinde enerji yetersizliğine, halsizliğe, ara ara gelen uyku nöbetlerine neden olur.
Kaliteli uyku ve uykuda kilo vermenin en önemli yollarından biri,
Kış tüm etkisiyle artık kendini hissettirmeye başladı! Salgın hastalıklara yaklanmamak, yaklandığımızda da daha çabuk iyileşmek için güçlü bir bünyeye ihtiyacımız var. Son günlerde çok sık görülen başta Domuz Gribi olmak üzere, grip, nezle, soğuk algınlığı gibi enfeksiyon hastalıklarına yakalanmamak için doğru yaşam tarzını benimsememiz ve bağışıklık sistemimizi güçlendiren gıdalara beslenmemizde daha çok yer vermemiz gerekiyor. İşte bağışıklığımızı güçlendirecek 10 tavsiye;
1- Bağışıklık sistemimizin en önemli bölümü bağırsaklarımızda yer alır. Bağırsaklarımızda yaklaşık 100 trilyonu aşkın bakteri bulunur. İyi bakteri sayısı ne kadar fazla olursa bağışıklık sistemimiz de o kadar güçlü olur. Bağırsağımızda iyi bakteri sayısının arttırmanın en iyi yolu da doğal probiyotikler içeren yiyecekleri (ev yapımı turşu, şalgam suyu, yoğurt, kefir, peynir..) sofrada daha çok bulundurmaktan geçiyor.
2- Bağısaklarımızda ki iyi bakterileri korumanın en iyi yollarından biri de gereksiz antibiyotik kullanmamak. Her enfeksiyondan sonra bilinçsizce kullanılan antibiyotikler hem bağırsaktaki iyi bakterileri de yok ediyor hem de diğer bakterilere karşı direnç oluşmasına neden olarak daha sonraki
Yıllardan beri üzerinde en çok tartışılan konulardan biri süt ve süt ürünleri… Az yağlı mı içsek, yarım yağlı mı içsek, tam yağlı mı içsek yoksa sıfır yağlı mı içsek… Bugüne kadar birçok diyet yapan kişi eminim ki daha az kalori almak için light ürünleri tüketmiştir. Gelin bakalım hangisi sağlıklıymış…
İşte son çalışmalar sonucu sütle ilgili doğrular: Süt, içerdiği süt şekeri, yağ ve protein açısından çok faydalı bir besindir. Her gün düzenli olarak 3 bardak süt ve süt ürünlerini tüketenlerde kemik erimesi riski azalır. Günlük yemeklerinizde bulundurmanız, sağlıklı beslenme açısından çok fayda sağlar. Sütle ilgili Harvard araştırmacıları tarafından yapılan çalışmada, tam yağlı süt ve süt ürünleri tüketenlerin bel çevresinin daha az olduğu, daha düşük trigliserit seviyesi, düzelmiş insülin seviyeleri ve %62 oranında daha az diyabete yakalanma riski görülmüştür. Yine bu konuda yapılan 16 araştırmanın sonucunda tam yağlı süt ve süt ürünleri kullananlarda obezite, diyabet ve kalp damar hastalığı riski daha az bulundu. Tam yağlı sütün bu şekilde etki göstermesinin sebebi ise içindeki bütirat, fitanik asit, trans palmitoleik asit ve konjuge linoleik asit. Özellikle
Sağlıklı, dengeli bir beslenme, bazı insanlar için zor bir şeydir. Kalori sayılarını takip etmek, yediğiniz yiyeceklerin yüksek kaliteli olduğundan emin olmak ve en besleyici gıdaları seçmek kolay değildir. Sorun, sağlıklı bir diyet hakkında yanlış bilgiler üretilmesi ve pek çok insanın bunun farkında olmadan hata yapmaya devam etmesidir.
Örneğin, bazıları diyetlerinde “hafif” ya da “yağsız” etiketli gıdaları tüketerek en iyisini yaptığını düşünür. O zaman tüm gıda gruplarını kesenler, hatta daha da kötüsü, kalorileri kurtarmak için öğün atlayanlar olur. Bununla birlikte, sağlıklı bir diyetin tüm besin maddelerini doğru miktarda içerdiği ve tüm vücut işlevleriniz için gerekli kaloriler taşıdığı kanıtlanmıştır. İşte size sağlıklı beslenme için bazı öneriler:
1. Çeşitli Beslenin ama Çok Yemeyin
Sağlıklı ve eksiksiz bir diyetten keyif almanın sırlarından biri, çeşitli gıdalar yemeniz ve porsiyon boyutlarını takip etmenizdir. Bu, her zaman aynı şeyleri yememek ve farklı beslenme kaynaklarından zevk alarak ilginç öğünler hazırlamak anlamına gelir. Ayrıca, günde birkaç büyük öğün yemek yerine, günde 4 ya da 5 küçük öğün yemek iyi bir fikirdir.
2. Yağı Kesmeyin
İnsanların
Havalar soğudu, kış geldi, hastalıklar kapıda... Hal böyle olunca da sağlığımıza normalden daha fazla dikkat etmek gerekiyor.
Kış döneminde çoğumuzun üzerinde bir ağırlık çökmesi olduğundan dolayı yemek yapmada üşengeçlik ve hazır yiyeceklere yönelme olayı oldukça fazla olmaktadır. Fast food gıdaları tüketmede artıl, hareketsizlik, az su içme durumları bu dönemde kilo artışı ile beraber bağışıklığı da düşürmektedir. Bağışıklık sisteminin zayıflaması da beraberinde şeker, kalp gibi metabolizma hastalıklarının artışına sebep olmaktadır.
Peki Ne Yapmalı?
Enfeksiyonlara yakalanmamak için vitamin ve mineral yönünden zengin beslenmemiz lazım. Bağışıklığı arttıran ve antioksidan yönünden zengin olan özellikle A,C,E,B6 vitaminleri ile çinko, selenyum gibi mineraller yönünden zengin beslenmek bu dönemde hastalıklara karşı koruyucu kalkan oluşturacaktır. Sebzelerden karnabahar, brokoli, roka, sarımsak, ıspanak, soğan, kırmızı biber; meyvelerden ise kivi, greyfurt, portakal, mandalina zengin vitamin ve mineral içeriğine sahiptir. Bu besinleri mutlaka beslenme planımıza koymamız gerekmektedir.
Yemek yaparken margarin ve tereyağından kaçınılmalı, yerine zeytinyağı veya fındık