Uçak yolculuğunda daha keskin ve kuvvetli lezzetlere ihtiyaç duyuluyor. Bu yüzden umami yoğun mutfağımız uçak yolculuğunda iyi bir seçenek
Hava yolculuklarında yemek servisinin geçmişi iniş çıkışlarla dolu. Uçakta yemek servisi teknolojiyle koşut olarak gelişmiş. 1929 yılında Pan-Am hava yollarının ilk uçuşunda tek servis sakızdan ibaretmiş. Sonra, zamanla sandviç, kek, meyve ve içecek verilmeye başlanmış. Sıcak yemekler 1940’larda devreye girmiş. Bu gelişme biraz da İkinci Dünya Savaşı’nda ordu için geliştirilen tekniklerin sivil havacılığa yansıması olarak gelişmiş. Havada yemek servisi asıl altın devrini 1950’lerden sonra yaşamış. Yolcuların arasında servis arabasıyla gezen şık hosteslerin porselen yemek takımlarından servis ettiği yemeklerle uçak yolculuğu aynı zamanda lüks bir deneyim haline gelmiş. Öyle ki bazı uzun uçuşlarda yolcuların tıpkı bir lokantadaki gibi oturabilecekleri yemek salonları, sosyalleşebilecekleri barlara yer verilmiş. Elbette bu ihtişamlı dönemin sonu gelmekte gecikmemiş. Uçak yolculuğunun daha geniş kitlelere açılması, biletlerin ucuzlaması ve bunlara koşut olarak ekonomik koşulların zorlaması bu altın çağın sonunu getirmiş, hava yolları servisleri giderek inişe geçmiş.
Şu bir gerçek ki, uçaklarda verilen yemeklerin kötülüğü, özellikle ucuz charter uçuşların gündeme gelmesiyle giderek kanıksanır hale geldi. Uçak yolculuğunun lüks bir deneyim olduğu yıllar, geçmişin nostalji sayfalarında kaldı. Uçak yemeği ile kalite kavramları bir arada anılmamaya başladı; plastik paketlerde verilen anlamsız sandviçler veya kekler, uçak yemeğinin standardı olmaya başladı. Televizyon programlarıyla dünyayı gezen ve her şeyi tadan ünlü Amerikalı merhum yemek yazarı Anthony Bourdain, dünyada yediği en kötü yemeğin ne olduğu sorusuna, “Herhalde bir yerden bir yere giderken yediğim bir uçak yemeği olmalı” diye cevap vermişti. Bourdain, Türk Hava Yolları ile uçmamış olmalı! THY, uzun yıllardır gerçekten lezzetli yiyecek seçenekleri sunuyor; öyle görülüyor ki çıtayı daha da yükseltmeyi amaç edinmiş.
THY ikramları yeniledi
Türk Hava Yolları uçakta yemek servisiyle ilgili bir yenilenme hamlesi yapıyor. THY’nin yeni ikramları Esma Sultan Yalısı’nda tanıtıldı. Yeni bir ülkeye yolculuğun uçakta başladığı, ilk algının uçakta oluştuğu düşünülürse bu aynı zamanda akıllıca bir turizm atağı.
Havada yemek zor iş. Hem servis hem de müşteriyi tatmin etmek açısından. Uçmanın getirdiği stres bir yana, uçakta tat algısı da düşüyor. Özellikle şekerli ve tuzlu lezzetler daha zor algılanıyor. Lezzetleri algılamakta bir engel daha var; o da kabin içi havanın normalden çok daha kuru olması. Düşünün ki Sahra Çölü’nde hava nemi yüzde 25 iken uçakta kabin içi nem yüzde 15’e kadar düşebiliyor. Nem olmayınca tat duyusunu doğrudan etkileyen koku algısı da düşüyor. Böylece daha keskin ve kuvvetli lezzetlere ihtiyaç duyuluyor. Hatta bu yüzden bazı hava yolları, ünlü Michelin yıldızlı şeflerle çalışarak havada tat algısını artıran reçeteler geliştirmeye çalışmışlar. Bunun ilk örneği 1973’te Fransız şef Raymond Oliver’in uçaklarda servis edilecek yemeklerde tuz, şeker ve yağ oranını artırması ve havada çok daha lezzetli algılanabilecek reçeteler geliştirmesi olmuş. Domates suyu da havadayken lezzetinden pek kaybetmeyen seçeneklerden. Domatesin kendi şekerli tadının yanı sıra tuzlu olması, diğer taraftan beşinci tat olarak adlandırılan umami tadı açısından yoğunluğu etkili. Bu yüzden Türk mutfağı çok şanslı. Kuvvetli bir lezzet profili sunan mutfağımız, aslında umami yoğun bir mutfak. Bu yüzden uçak yolculuğunda iyi bir seçenek. Nitekim yeni menülerde ocakbaşı lezzetinde Adana kebabı ve lahmacun gibi seçenekler de öngörülmüş. Diğer taraftan başka ülkelere yolculuklarda dünya mutfakları seçenekleri de artırılmış.
Yediğim tam kararında pişmiş rozbifin tadı iddialı restoranlara taş çıkaracak kadar iyi, domates soslu ricotta dolgulu ravioli ise İtalyan şefleri kıskandıracak kadar mükemmeldi. Bu arada artık bir Do&Co klasiği olan çikolatalı mus ya da benzersiz fırın sütlaç gibi lezzetler hâlâ menülerde yer alıyor. Kahvaltıda Afyon kaymağı, Erzincan petek balı gibi yöresel ürünler ön plana çıkarılıyor. Türk Hava Yolları karadaki lezzetleri havada aratmamaya kararlı bir duruş sergiliyor. Nitekim tanıtımda bir ara Arda Türkmen, “incik nereye uçuyorsa ben de oraya uçmak istiyorum” dedi. Yüzde yüz katılıyorum, artık uçuşları yemeklere göre seçeceğimiz zamanlar yakındır.