Aslı Perker

Aslı Perker

asli.perker@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ezgi Başaran Radikal’deki Ahmet Ümit röportajında şu an Suriye sınırında yaşanan tedirginlikten dolayı ailesinin büyük bölümü Antep’te yaşayan Ümit’e yakınlarını İstanbul’a çağırıp çağırmadığını sormuş, o da şöyle cevap vermiş: “Elbette, zaten bu teklifi yaptım fakat herkesin bir düzeni var ve söylediğim gibi çok kalabalıklar. Hadi benim gücüm yetti, ailemi İstanbul’a getirdim, bir ev tuttum... Peki Antep’te, Urfa’da yaşayan diğer vatandaşlar ne yapacak?”
Bir insanın gönüllü bir yerden bir yere taşınması başka, göçe mecbur bırakılması bambaşka. Geçen yıl Hasankeyf’i sular altında bırakacak barajın tüm çevre insanının hayatını nasıl etkileyeceğini görmek, konuyla ilgili bir yazı yazmak için Hasankeyf’e gitmiştim. Batman’a bağlı, girişinde hem Kürtçe hem Türkçe hoş geldiniz yazan Suçeken Köyü sakinlerinden birinin evine de akşam yemeğine konuk olmuştum. Masallardaki gibi bir köy, yemyeşil. İnsanı hayrete düşürüyor. Misafir olduğumuz evin bahçesinde olmayan meyve ağacı yoktu. Dalından kopar ye.

Mezarımı ne yapayım?
Evin sahibi kadın çaylardan sonra elinde bir mektupla geldi. Tek sayfa beyaz kağıtta evi belirli bir süre içerisinde terk etmeleri gerektiği çünkü barajın yapılmasıyla o köyün de sular altında kalacağı tebliğ ediliyordu. Dedi ki kadın, malımı mülkümü alayım gideyim, peki, bahçe içinde evimi bırakayım, Batman’ın içinde bir apartmana taşınayım, peki, ama şurada, mezarında yatan anamı babamı ne yapayım? İçime en çok bu dokunmuştu.
İnsan memleketinden ayrılırken canından can gider, gitmez mi? Bir gün teyzemle İzmir’de arabada gidiyorduk, “Şehir şu haliyle çok çirkin, ama Allah başka yerde yaşatmasın” dedi. Öyledir işte memleket sevgisi. Bırakıp gitmek kolay mı? Gitmeye bir şekilde katlanılsa bile unutmak kolay mı?

Harap ama olsun
Öyle olmamalı ki, zamanında terör yüzünden köyünü boşaltmak zorunda kalanlar ortalık durulur durulmaz bir bir dönmeye başladı. 28 yıl önce Şırnak’ın Mağara Köyü’nden Avrupa’ya göç eden Yezidiler geri gelmeye karar vermişler örneğin. On kişilik bir heyet vatana gelerek incelemelerde bulunmuş. Yıllardır boş duran ve harabeye dönmüş köyün elini yüzünü toplamak için ne kadar para harcanması gerektiğine bakmışlar, elektrik, su için valiliğe başvurmuşlar. Cizre ilçesine bağlı Ormaniçi Köyü de hakeza. 25 aile dağıldıkları şehirlerden köye geri dönmüşler. Bu göç varlıktan hiçliğe. Geri döndüğünde bekleyen yok, yol yok, iz yok. Memleket sevgisi ve hasretinden başka hiçbir nedeni de yok. Ama bir şeyler yapmışlar işte. Çocuk parkı bile var diyor haber. “Çocuk parkı bile.”
Hal böyleyken, bir yandan gidenler geri dönerken, bir yandan yeni zoraki göçler, yeni ayrılıklar yaşanıyor. İnsanlara ne olur, hiç düşünülmeden kararlar alınıyor. Baraj yapılacak, kararlıyız saldırılacak, burası kentsel dönüşüm projesi olacak. Ben sorarım, bugün devlet adamlarımızın herhangi birine buraları su basacak ya da buralarda savaş olacak, can güvenliği kalmayacak, alın bu mektubunuz, bu da yeni TOKİ eviniz desek kalkıp giderler mi? Giderlerse de dönmek istemezler mi?