Ah, bir altmışıma gelsem. Altmışını geçen kadın gibisi var mıdır? Birden bire dili çözülür adeta. Kocasına, konu komşusuna, sokaktaki çocuğa, hayattaysa kayınvalidesine, bakkala çakkala, otobüs şoförüne, kendini bilmez taksiciye, bir halk figürüyse muhatap aldıklarına ağzına geleni söyler. Hiç de korkmaz. Zamanın nine tarafına geçmiştir artık o, durdurabilene aşk olsun.
Gençlik iyi hoş da bir kadın için zor şeydir.
Kadının genç olması mevzuu her halükarda gündeme gelir, oturur. Mesleklerde erkeğin gencine yaşlısına bakılmazken kadınlarda bu husus nedense çok mühimdir, muhakkak vurgu yapılır. Daha geçenlerde göz doktoru olan “genç kadın” kuzenimin elini bir amca itmiş, sen mi demiş bakacaksın benim gözüme. Sen ne anlarsın? Hadi o gözü acıyan bir amca dedik geçtik.
Kızımızı tanıyalım
Benim her zaman çalışkanlığını, aklını fikrini severek takip ettiğim bir televizyoncu ve köşe yazarı da iki gün önceki yazısında “Estonya Cumhurbaşkanı ve eski Pakistan Başbakanı’nı aynı oturumda görmek sarsıcıyken yanına bir de Güney Afrika’nın 33 yaşındaki yeni muhalefet partisi lideri genç kızımızı ekleyince ortam iyice absürtleşiyor” demiş hakkında pek bir şey bilmediğimiz bir politikacı için. Genç kızımız?
Genç kızın adını vermemiş ama zannediyorum Lindiwe Mazibuko’dan bahsediyor. Mazibuko partinin lideri değil aslında, partinin Parlamento Lideri. Halen daha ölüsüne siyah eli değdirmeyenlerin yaşadığı Güney Afrika’nın parlamentosunda konuşmayı göze alabilen bir “genç,” “siyah,” “kadın.” Ama maalesef bunların hiçbiri takdir edilmesi için yeterli değil. Kendi ülkesinde de durum aynı. Konuşmasını yarıda kesip saçını niye fönlediğini soracak kadar ileri giden “adam” politikacılar var. Kılığı kıyafeti her zaman söylediklerinden daha büyük tartışma konusu. Utanmasalar göğüs ölçüsünü alacaklar.
Güney Afrika’nın siyah popülasyonunu tavlamak için kendisine bu görevin verildiği düşüncesi yaygın, doğru da olabilir. Evet de genç bir kadın olmasının bununla ne alakası var? Sanırsınız politikacının yaşlı ve erkek olanı daha makbuldür ve sanki aynı sebepten orada değildir.
Prova
Bir kadının gençliği neden küçük görme, yer yer hakaret unsurudur? Ancak çilesini doldurup, yeteri kadar hor görüldükten sonra mı saygıyı hak eder?
Ya da ancak erkekleştiği, onların dilinden anladığını kanıtlayabildiği, aynı haşinliği gösterebildiği sürece mi gençliğine rağmen hürmet görecektir? Uluslararası Basın Enstitüsü Dünya Kongresi görüşmelerinden çıkan sonuçlardan biri medyadaki kadınların ciddiye alınmak için erkekleşmeye başladıklarıymış.
Şaşırtıcı değil. Bir kadının “kızcağız” olmaktan kurtulup ciddiye alınabilmesi için fazla bir alternatifi yoktur.
Allah ömür versin de Mazibuko’nun ellisini geçtiği günleri görelim. O zaman geldiğinde bütün baskılara dayanıp kurtlar arasında kalabilmiş olursa derisi kalınlaşmış, yeteri kadar hırpalanmış bir kadın olarak hala ayakta durabilecek ve dilinin makarası mı kopacak, yoksa o da erkekleşmiş mi olacak?
Her cinsten insanın şekillendiği, gelecekte olacağı insana doğru adım adım yol aldığı yaşlarda, kadınların sürekli genç bir kadın olmanın olumsuz olduğu vurgusuyla hem erkekler hem de ancak adamlaşarak ciddi olunabileceğini düşünen kadınlar tarafından değiştirilmeye çalışılması daha güçlü kadınlar yaratmayacak, inanın.
Ben ise genç bir kadın yazar olarak şimdi ancak bu kadarını söyleyebiliyorum. Siz beni altmışımdan sonra görün. Halim Şefik Güzelson’un dizelerini hatırlattı. “Dünyaya bu gelişimi saymayın/Bu bir prova/Beni bir de öteki gelişimde görün/Ayakta alkışlayacaksınız.”