DEĞERLİ okuyucularım, sakın bir an için düşünmeyin ki bu kanlı olayları yapanlar... Yüzlerini poşularla örtüp polise, askere taş atanlar... Resmi binaları ateşe verenler... Dükkanlarınızın ve diğer işyerlerinizin camlarını çerçevelerini kıranlar Türkiye’nin Kürt kökenlilerinin ya da Kürt kökenli olmayanlarının çoğunluğudur. Bunları yapanlar çok küçük bir azınlık, içleri gençlik ateşi ile yanan, birçok ekonomik sorunu olan, yaşamlarından memnun olmayan gençlerdir... Onlar nefret etmeye yönlendirilmiş... Durumları dolayısı ile devleti, toplumu, kendinden başka herkesi suçlamaya yönlendirilmiş genç çocuklarımızdır...
Onların, tahrik edilip, eğitilip bu olaylara yönlendirilmelerinin tek bir nedeni vardır... Toplumumuzun Kürt kökenli olmayan kesimlerinde Kürtlere karşı nefret uyandırmak... Eğer Kürt kökenli olmayanlarımız bu oyuna gelir de Kürt kökenlilerimize karşı kızgınlık gösterirsek, plan o ki sonunda Kürt kökenlilerimiz de kendilerine ayrıcalık yapıldığını düşünürler. Ve bu karşılıklı nefret, bu gün çok küçük çapta başlayan çatışmaların saman alevi gibi yayılıp tüm ülkeyi sarmasına neden olur.
Ve biz yanarken, birbirimizi öldürürken... Bu oyunu kurgulayanlar... İster Avrupa’nın gizli servislerinde, ister Amerika’nın gizli servislerinde olsunlar... İster gençleri dağa çıkartıp ölüme süren ama kendileri hiç bir çatışmaya girmeden güven içinde yaşayan elebaşları olsunlar... Onlar göbeklerini tuta tuta gülüyor, bizim birbirimizi kırıyor olmamızı kendi başarı hanelerine yazıyor olacaklar.
Kürt kökenlilerimiz bilmelidirler ki Kürt kökenli olmayan büyük çoğunluğun onlara karşı kardeşten de öte, bir ve aynı olduğumuzu düşenmekten ve sevgiden başka hiç bir duygumuz yoktur. Aynı şekilde Kürt kökenli olmayanlarımız, kalkıp Güneydoğu illerimize gidelim. Orada bizi karşılayacak misafirperverliğe, sevgiye dostluğa inanamıyacaksınız. Lütfen hepimiz aklımızı başımıza toplayalım, bir ve birlik olmaya devam edelim.
Kürt kökenlilerimiz de, Kürt kökenli olmayanlarımız da çok büyük çoğunlukları ile birbirlerine karşı sevgiden başka bir duygu beslemezken, bu kanlı, ateşli olaylar nereden çıkıyor?
Bu oyunların nasıl kurgulandığını John Perkins adlı, artık pişman olmuş toplumsal tetikçi, “Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları” adlı kitabında en açık bir biçimde anlatıyor. Bu korkunç itirafları hepimiz okuyalım... Bütün kitapçılarda var. Eğer, “Çok uzun, ben kitap okuyamam” diyorsak. O zaman, İnternete girelim, kitabın 22 sayfalık bir özeti var:
http://www.ozetkitap.com/ekonomi_tetikcisi.pdf
Alttarafı 22 sayfa! Onu okuyabiliriz....
Eğer bu tetikçilere kapılırsak... Bu kızgınlığı yatıştıramazsak... Bu oyunu bozamazsak... Çocuklarımıza ve torunlarımıza kanlar ve alevler içinde bir ülke bırakmış olacağız. Yazık olacak bu güzel vatana.
Sakın kapılmayalım, değerli okurlarım. Sakın ha!..