Ali Nail Kubalı

Ali Nail Kubalı

ankubali@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

HİÇ şüphe yok ki internete düşen görüntüler sonuçta Baykal’ın ve CHP’nin gücünü zayıflatıp, referandumda muhalefetin yenik düşmesini amaçlıyor. 8 yıl önce çekilmiş bir video’nun bu gün servis edilmesinin başka hiç bir izahı yoktur. Eğer bu bir parti içi çekişme olsaydı 8 yıl bekletilmezdi. CHP’nin yenik düştüğü son seçimlerden sonra servis edilirdi.
Bu alçakça düzeni kim kurgulamıştır? Bunun da ortaya çıkacağını düşünmüyorum. Belki bir günah keçisi, videonun internette yayınlanmasında araç olarak kullanılan bir ya da birkaç zavallı yakalanabilecektir. Ama gerçek suçlular asla!
Konuya etik yönden yaklaşacak olursak, bu olay hiç şüphesiz ki özel hayata alçakça bir saldırıdır. Kemer altına indirilmiş haksız bir yumruktur. Böylesine bir mücadele kalleşliktir, hayasızlıktır, edepsizliktir. Bütün bunlar doğru. Ama herşeye rağmen bu görüntülerdeki şahıs bir dublör değil de Baykal ise, bir ülkeyi yönetmeye talip olan bir liderde böylesine bir davranış hatası da ciddi bir kusurdur.
Kusurdur ama şunu da iyi anlamalıyız ki hemen tüm liderlerin ortak vasıflarından biri de kanlarındaki testestron seviyesinin ortalamaların üzerinde olduğudur. Liderlik vasıflarından biri olan “cesaret” bu hormonun etkisindedir. Diğer taraftan hemen bütün liderlerin o hormonun yarattığı cinsel dürtünün esiri olmaktan kurtulamadığını da bilmeliyiz.
Toplumlar gerçekten de ‘zayıf’ liderlerle ‘çapkın’ liderler arasında sıkışmış iseler, acaba bu iki tiplemeden hangisini tercih etmeleri daha doğru olur değerli okurlarım?!
* * *
Biraz zaman geçti ama İsmet İnönü’ye yapılan saldırı üzerinde de kısaca durmak istiyorum. Olayları aklımız yerine duygullarımızla yorumluyoruz. Geçtiğimiz günlerde Deniz Baykal, bu anayasanın itiraz ettikleri üç maddesinin yasalaşmasını engellemek için kararlılığını ifade etti. Bu amaçla da Churchill’in ikinci dünya savaşında Almanya ile her alanda amansız bir mücadele yapacağını ifade eden çok veciz bir cümlesinden yararlandı. Amaç neydi? Yapacağı mücadeledeki kararlılığı vurgulamak.
Başbakan Erdoğan bundan ne anladı? “Churchill’in düşmanı Hitler’di. Öyleyse Deniz Baykal beni Hitler’e benzetmeye kalktı.” Hadi bir an için sinirlendi ve söyleneni böyle yorumladı diyelim. Bu durumda bile cevabı farklı olabilirdi. Mesela, “Churchill’in bu sözleri asıl bizim bu anayasayı geçirme kararlılığımızın ifadesidir!” diyebilirdi. Veya daha da kızgınsa, “Deniz Baykal sert tutumu ile Churchill’i değil aslında Hitler’i anımsatıyor!” da diyebilirdi.
Ama bence en son yapılacak şey, konuyla hiç bir ilgisi olmayan, yıllarca önce Hakkın Rahmeti’ne kavuşmuş bir Cumhuriyet kahramanını, ikinci dünya savaşında ülkenin savaşa girmesini fevkalade ince bir diplomasiyle engellemiş bir devlet adamını, hiç bir taksiratı olmadan, sırf Deniz Baykal’a duyulan bir kızgınlık nedeni ile, Hitler’e benzetmek, böylesine ağır bir hakarete maruz bırakmaktır!
Deniz Baykal velev ki Başbakan’a hakaret etmiş dahi olsa, onun karşılığı şık olmasa bile Başbakan’ın da Deniz Baykal’a hakaret etmesi olabilirdi. Ama bir ölünün ardından konuşmak, hakaret etmek olmamalıydı.
Bu ne ulusal geleneklerimize, ne de dinimize uygun düştü değerli okurlarım.