DEĞERLİ okurlarım, bu gün size John Perkins’in “Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları” adlı kitabının internette yayınlanan özetinden bölümler aktarıyorum.
“Ekonomi tetikçisi olarak bizlerin amacı küresel imparatorluk kurmaktır. Bizler, diğer ülkeleri sirketlerimizin, hükümetimizin, bankalarımızın, kısacası benim şirketokrasi diye adlandırdığım kurumsal yapının kölesi haline getirmek için uluslararası finans kuruluşlarını kullanan elit bir grubuz. Mafyanın yaptığı iyilikler gibi ekonomi tetikçileri de görünüşte bazı iyilikler yapar. Örneğin; elektrik santralleri, otoyollar, limanlar, havaalanları, teknoparklar gibi altyapı hizmetleri için finansman temin ederler...
Para hiç vakit geçirmeden şirketokrasi üyesi şirketlere (kreditörlere) döndüğü halde borçlu ülkenin anapara artı faizin tamamını ödemesini isteriz. Eğer ekonomi tetikçisi çok başarılı ise borç tutarı o kadar büyük olur ki birkaç yıl sonra borçlu ülke ödemeleri aksatır. Bu olduğunda biz de mafya gibi diyetini isteriz. Birleşmiş Milletler’de Amerika’nın isteği doğrultusunda oy verme, askeri üs kurma veya petrol gibi değerli kaynaklara el koyma şeklinde olabilir bu diyet. Buna rağmen borçlunun borcu devam eder. Böylece küresel imparatorluğumuza bir ülke daha eklenmiş olur.
.... Bu çağdas imparatorluğun sinsiliği, Romalı askerleri, 18-19’uncu yüz yıl Avrupalı sömürgecileri fersah fersah geride bırakır. Biz ekonomi tetikçileri kurnazızdır. Bizler tarihten ders aldık. Kılıç takmayız, zırh- üniforma giymeyiz. Ekuador, Nijerya, Endonezya gibi ülkelerde yerli öğretmenler veya esnaf gibi giyiniriz. Washington ve Paris’te bürokratlara ve bankerlere benzeriz. Proje mahallerini gezer, yoksul köyleri dolaşırız. Yerel basında ne kadar hayırlı işler yaptığımızdan söz ederiz. Yasadışı bir şeye tevessül ettiğimiz pek nadirdir. Zira sistem aldatmacaya dayansa da tanım olarak yasaldır.
Ancaaak... Eğer biz başarısız olursak, devreye çakallar (İstihbarat CIA elemanları) girer. Çakallar hazır ve nazır bekler. Ortaya çıktıklarında devlet başkanları devrilir veya feci “kaza” larda ölürler. Eğer Afganistan ve Irak’ta olduğu gibi, bir şekilde çakallar da beceremezlerse o zaman genç Amerikalılar ölmeye ve öldürmeye gönderilir.”
* * *
Perkins kitabında ayrıca nasıl yatırım tutarını ödeyecek geliri yaratmasına olanak bulunmadığını bile bile ülkelerin devasa projelere özendirildiğini; o projeler için sağlanan finansmanı ödeyemeyince de IMF ve Dünya Bankası baskısı ile tüm varlıklarını, özelleştirme adı altında, yok bahasına elden çıkarmaya zorlandığını da anlatmakta.
İstanbul için hazırlanan ‘Çılgın Proje’ yi duyunca, hele bu projenin gerektireceği astronomik finansman gereğini düşününce, ister istemez John Perkins’in bu çok çarpıcı ve yukardan aşağıya yaşanmış gerçeklerden oluşan ‘Bir Ekonomi Tetikçisinin İtirafları’ adlı kitabında anlattıklarını anımsadım.
Cumhuriyetin yüzüncü yıldönümünde insanların gülümseyerek, “2011 seçimlerinden önce çılgın bir proje açıklanmıştı. Verilmiş sadakamız varmış ki seçimlerden sonra rafa kaldırıldı!” demelerini diliyorum. Geçmişten bu güne hükümetlerimizin yaptığı bütün seçim vaatlerini tutmalarını diledim.
İlk defa bir vaatin tutulmamasını diliyorum !