Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ünlülerin adına sosyal medya hesabı açıp, onlarmış gibi paylaşım yapanlara alıştık! İnsanları asıl şaşırtan şey, bu sahtekârların çokluğu...

Sosyal medyada o kadar sahtekâr olur da gerçek hayatta olmaz mı? Türk Patent ve Marka Kurumu’nu kandırmaya kalkacak kadar cüretkâr sahtekârlar bile var.

2024 Paris Olimpiyat Oyunları’ndan gümüş madalya ile dönen Yusuf Dikeç’in adına sosyal medyada açılmış sahte hesapların olduğunu biliyordum, ama Sputnik Türkiye’den Zeynep Gökalp’in haberini okuyana kadar, birinin sahtekârlıkta nirvana yapmak üzereyken tespit edildiğini bilmiyordum.

Haberin Devamı

40 yıl düşünsem aklıma gelmezdi sahtekârlığın böylesi!

Yusuf Dikeç’in isim hakkını almak için Türk Patent ve Marka Kurumu’na başvuran sahtekâr, milli sporcumuzun ikon pozunu logo yapacak kadar da uyanık çıktı.

Yusuf Dikeç, başvuruyu yapanın kendisi olmadığını söyledi, antrenörü Osman Erdinç Bilgili ise avukatlarının süreci yakından takip ettiğini belirtti.

Bilgili ayrıca, Dikeç adına internet sitesi almaya çalışanların da olduğunu söyledi ve bu konu hakkında da gerekli işlemlerin yapılacağını ekledi.

Eli cebinde yaptığı havalı atışlarla Olimpiyat ikincisi ve ikon olan Dikeç, artık ismini kullanmak isteyen sahtekârlarla da savaşmak zorunda.

Yok böyle bir sahtekârlık

Eleştiriye evet hakarete hayır

İngiltere’nin başkenti Londra’ya ve Hyde Park’a yolu düşenler, parkın içindeki ‘Konuşmacının Köşesi’ni (Speakers’ Corner) bilir. 1.5 asırdır ülkede demokrasi ve fikir özgürlüğünün simgesi olan bu alanda yapılan tüm konuşmaları İngiliz polisi ‘yasa dışı’na çıkılıp-çıkılmadığını kontrol için takip eder.

Demek ki neymiş?

Hyde Park’ta bile konuşma özgürlüğü bir yere kadar.

Konuşmacı yasaların dışına çıktığı zaman önce polis, sonra İngiliz yargısı çıkar karşısına...

Bizde son zamanlarda bir ‘sokak röportajı’ akımı başladı. Hyde Park’ta bile fikir özgürlüğünün bir sınırı var, ama bu ‘sokak röportajları’nda sınır yok!

Her insan, her kurumu ve kişiyi eleştirilebilir, ama hakaret edemez! Bunu yapmak gibi buna aracı olmak da suç...

Amma velakin bizde mikrofon uzatılan herkes ağzına geleni söylüyor, ağır hakaretler, küfürler havada uçuşuyor ve bunlar olduğu gibi yayınlanıyor.

Haberin Devamı

Belli bir kesime yapılan hakaretler toplumun bir kesiminin hoşuna gittiği için çokça izleniyor, paylaşılıyor ve destekleniyor. Toplumun bir kesimi, ötekine yapılan hakareti çoğaltıp, alkışlayınca doğal olarak onlar da sesini yükseltiyor. Sonuçta hukuk devreye giriyor ve o sözlerin sahibi önce gözaltına alınıyor, sonra suçun niteliğine göre tutuklanıyor.

O saate kadar insanların aşağılanmasını, hakarete uğramasını destekleyenler, kahramanlarının gözaltına alınmasına ve tutuklanmasına da karşı.

“Bir insan görüşlerini söylediği için tutuklanır mı?”

İşin aslı öyle mi?

Değil.

PKK marşı eşliğinde halay çekenler gözaltına alınınca, “Halay çekenleri gözaltına aldılar” diye gerçeği saptıranlar neyse, bunlar da öyle. Aslında onlar da biliyor, kişinin konuşurken suç işlediğini, ama algının olgunun önüne geçmesine çalıştıkları için işlerine gelmiyor bu!

GÜNÜN SÖZÜ

“İnsan ne kadar az düşünürse, o kadar çok konuşur. Cahilliğin en büyük kanıtı budur.” (Montesquieu)