Yargının Dilan Polat ve Engin Polat’ın tutuklanmasına karar verdiği tarih 23 Kasım 2023. Avukat Hüseyin Kaya’nın, iki müvekkilini Fatih Atik’in ‘Ankara Masası’nda anlattığında ise tarih 6 Aralık 2023’tü... Avukata göre, müvekkilleri hapisteki ilk 10 günde çok değişti!
Kaya’nın yayında “Cin gibi” ve “Çok zeki” diye övdüğü Dilan Polat’ın elini öptükten sonra, “Elini silmeden Engin’e gideceksin abi. Elinin orasını Engin de öpsün” demesinin müvekkillerini bekleyen hukuki süreçle alakası yok. Olsa olsa imaj çalışması ve subliminal mesaj amaçlı sözlerdir bunlar.
Avukat, “Çok önemli” vurgusuyla başladığı cümlenin devamında şöyle dedi:
“Engin sakalları kesti, saçları kesti. Namaza başladı. ‘Mai ve Siyah’ı okuyor, benim verdiğim kitapları okuyor, Gogol’un ‘Palto’sunu okumaya başladı.”
‘Suç işlemek amacıyla örgüt kurma’, ‘Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma’, ‘Vergi Usul Kanunu’na muhalefet’ ve ‘Suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama’ suçlarından tutuklu birinin namaza başlaması Allah’la kul arasında olsa da, Türkiye’de insanların o kişiye bakışını olumlu yönde değiştiren bir durumdur...
Engin Polat’ın okuduğu iki roman da çok eski; 19’uncu yüzyıl yayını... ‘Yılın çok satan kitapları’ arasında değil hiçbiri...
Kaya’nın, müvekkiline verdiği kitapları açıklamak yerine onun okuduklarını söylemesi, subliminal bir mesaj barındırıyor mu, bilmiyorum.
Ancak iki kitabı merak edenler için haklarındaki kısa bilgileri paylaşmak istiyorum.
Rus yazar Nikolay Vasilyeviç Gogol’un 1842’de yayınlanan ‘Palto’su, sıradan insanların çektikleri acıları, yaşadıkları sıkıntıları ve maruz kaldıkları eşitsizlikleri gözler önüne serdiği bir roman. Bir memurun güçlükle aldığı paltosunun çalınması üzerine yardım istediği bakandan işittiği azarın ölünceye kadar ondaki etkisini anlattığı, Dostoyevski’nin “Hepimiz Gogol’un ‘Palto’sundan çıktık” dediği roman, “Gerçekçi Rus Edebiyatı’nın mihenk taşı” olarak görülür.
Öğretmen, çevirmen ve yazar Halit Ziya Uşaklıgil’in olgunluk dönemi eserlerinden olan ve 1897 yılında çıkan ‘Mai ve Siyah’, çeşitli kesimlerden gençlerin yaşamlarını, hayallerini ve hayal kırıklıklarını anlatır.
Dürüst polis ‘Serpico’ 50 yıl sonra Ankara’da!
Al Pacino’ya ödül de kazandıran ‘Serpico’ filmini izlediniz mi?
Aktörün her filmi gibi bunu da izlediğim için konusunu biliyorum. 1970’lerin başında yozlaşmış New York Polis Teşkilatı’ndaki dürüst kalmayı başarmış polis Frank Serpico karakterini filmde oynayan Al Pacino’dur.
Biri, “Günün birinde ‘Serpico’ Ankara’da tartışılacak” dese, kim inanırdı ona? Ama film vizyona girdikten 50 yıl sonra oldu bu.
Sadece yerel medyada haber olan konu, mart ayında yapılacak belediye seçimlerinin tartışıldığı bir programda gündeme gelince, internette araştırdım ve öğrendim detaylarını.
Anlatılanlar ve yazılanlara göre temiz kalmayı başarmış bir polis olarak New York Polis Teşkilatı’ndaki yozlaşmışları yakan Serpico, 50 yıl sonra niye Ankara’da ortaya çıktı?
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın danışmanı Servet Avcı, ‘Serpico’ başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Başkan danışmanı, kendisini yozlaşmış polis teşkilatıyla tek başına savaşan Serpico yerine koydu. Avcı, “ABB’de rüşvet, haraç, yolsuzluklar, haram havuzları, çeteler var. Milleti soyan organizasyonlar var” diye yazılar kaleme aldı. Servet Avcı’nın ‘Başkan Danışmanı’ sıfatıyla bunları yazması ABB Meclisi’nde tartışıldı.
Senaryosunu Peter Maas’ın yazdığı filmde kazanan Serpico’ydu, Ankara’da ise olan kendini Serpico ilan eden Avcı’ya oldu, Mansur Yavaş, danışmanının işine son verdi.
GÜNÜN SÖZÜ
“Bir kadının hayallerine müdahalede bulunmak, bir kaplanın yavrusunu elinden almak kadar tehlikelidir.” (Pers Atasözü)