Eğer bir ilişki sürekli gerginlik ve sorun içeriyorsa buna ısrarla devam etmeye çalışmak daha büyük bir sorunla karşı karşıya kalmamıza neden olur.
Son günlerde en çok aldığım soruların başında geliyor: “Biz her hafta ayrılıp barışıyoruz, ilişkimize taze bir başlangıç yapmamızın yolu nedir?”
Israrla ilişkisini toparlamaya çalışan, ama barışıp ayrılanları gördüğüm zaman aklıma şu fıkra gelir: “Arabası akıl hastanesinin yanında bozulan adam, kaportayı açarak tamir etmeye girişir; oysa sadece lastik patlamıştır. Bunu fark etmeyen adam, penseyle motorun cıvatalarını sıkarken, akıl hastanesinin bahçesinden biri, ona seslenerek lastiklere bakmasını söyler. Adamın kendisine şaşkınlıkla baktığını görünce, şöyle seslenir: Burada yatıyorum ama aptal değilim!”
Bazen en açık olan gerçekleri bile görmek istemeyiz. Eğer bir ilişki sürekli gerginlik ve sorun içeriyorsa buna ısrarla devam etmeye çalışmak, sorunu gidermez tam aksine daha büyük bir sorunla karşı karşıya kalmamıza neden olur. Dolayısıyla hemen o anda bakış açımızı değiştirmemiz gerekir.
Soğuk rüzgârlara karşı
İlişki döngüsü yaşayan; ayrılma ve tekrar barışma sürecini bitiremeyenlerin genelde kaygı veya bağlanma bozukluğu gibi psikolojik sıkıntıları olabilir. Öte yandan uzman terapist desteği alarak bunu çözebilirler, önemli olan altta yatan temel problemi anlayarak ona göre hareket edebilmektir. Oysa çoğu kişi, genelde bir sorun olduğunu kabul etmeden ısrarla yeniden denemek ister. İlişki yürümese de bu sefer yürür düşüncesiyle yan yana vakit geçirmeye devam ederler.
Yapılması gerekense ara vermektir; bütün bu tartışmalara, yan yana yaşanan gerginliklere ve en önemlisi de araya giren soğuk rüzgârlara bir süre ara vermekten bahsediyorum. Gerginlik sebebi olan konuların tekrar masaya getirilip tartışmaya devam edilmesi bir sonuç getirmez. Bu yanlışa düşülmesini kesinlikle önermiyorum, tam aksine; örneğin bir konu defalarca konuşulmasına rağmen net bir çözüm bulunamadıysa bir süre o konuyu hiç açmadan iletişime devam etmek daha sağlıklıdır.
Yüzleşebilme sanatı
İlişkilerin kısır döngüye girmesinin en büyük sebebi, insanların inatla ve hırsla hareket etmeleridir. Görünen o ki, bir kişinin ilişkisinde mantıklı kararlar alabilmesinin önünde yatan en büyük engel, hırs ve inatçı davranışlar olarak tanımlanabilir. Aksi halde herkes öncelikle mantığıyla hareket etseydi ufak sorunlar büyümez ve dışarıdan sağlam görünen bazı evlilikler bile önemsiz nedenlerle sona ermezdi. Bu noktada sürekli tartışmaya devam eden evli çiftlerin, hakemlik sistemi dediğimiz aile terapisinden faydalanmaları ise yerinde bir hamle olur. İki tarafı da tanımayan ve objektif değerlendirme yapabilen bir uzman terapist, onların sorunlarını dinleyerek yerinde tavsiyelerde bulunabilir.
Kısır döngüden çıkmak için en az 15 gün iletişimi tamamen kesmek ve bu sürede özlem faktörünü devreye sokmak ise genelde çiftlerin başvurdukları ideal yöntemler arasında yer alır. Eğer uzaktayken özlemiyorsanız ilişki zaten bitmiş demektir. Kimi zaman bu acı gerçekle yüzleşmek ne kadar zor olsa da hayat bir anlamda yüzleşebilme sanatıdır. Sorunları görmezden gelmek yerine bir şekilde ve zaman kaybetmeden çözmeyi ilişkilerinde sıkıntı yaşayan herkese öneriyorum.