Salgın, kuraklık ve savaş gibi nedenlerle fiyatların yükseldiğini belirten Yılmaz, “Devletimiz vatandaşının yanında. Gücü yettiğince bütçesiyle vatandaşını ve esnafı koruyucu birtakım tedbirler aldı. Yıl ortası yıl sonu daha bir rahatlamaya doğru gideceğiz” diyor...
Salgın, kuraklık, son olarak da Rusya-Ukrayna savaşı. Tüm bunlar dünya ekonomisini etkiledi. Enerji, petrol, gıda fiyatları yükseldi. Enflasyon yükseldi. Bunlar bütün alanları etkiledi. Ekonomiler nereye gidiyor? Ne zaman normalleşme olur? Ne zaman fiyatlar düşer?
- Bu soruları TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı, Başbakan eski Yardımcısı ve Kalkınma eski Bakanı Cevdet Yılmaz ile konuştuk.
Enerji ve gıdadaki yükselişin konjonktürel, geçici durumlar olduğunu belirten Yılmaz, “Bir süre sonra bu dengelerin oturduğunu, buralarda fiyatların normalleştiğini hep beraber göreceğiz. Devletimiz vatandaşının yanında. Gücü yettiğince bütçesiyle vatandaşını ve esnafı koruyucu birtakım tedbirler aldı. Yıl ortası yıl sonu daha bir rahatlamaya doğru gideceğiz. Zaten kıştan da çıkmış olacağız. Kuraklık bu sene bitti. Yağmur, kar sadece gıdayı olumlu etkilemeyecek enerji faturamızı da olumlu etkileyecek. Gıda fiyatlarını düşürmüş olacak. Karın ve yağmurun bereketini bu sene hem gıdada hem enerjide göreceğiz inşallah. Petrol artışları şu an küresel. Enerji piyasalarında ben yıl ortası, yıl sonuna doğru normalleşme bekliyorum” diyor. Yılmaz Milliyet’in sorularını şöyle yanıtladı:
- Rusya-Ukrayna savaşı dünyadaki ekonomiyi nasıl etkiliyor?
Dünya ekonomisini savaştan önce de 2 büyük olumsuzluk etkiledi. Bir tanesi pandemi. 2 yıldır dünya ekonomisini kasıp kavurdu. Bir de bunun üzerine kuraklık geldi. Gıda ve enerji başta olmak üzere birçok alana etkisi oldu. Bunlar yetmezmiş gibi jeopolitik gerginlikler ve çatışmalar da bir anlamda bunun tuzu, biberi oldu. En son yaşanan Ukrayna-Rusya krizi aslında zaten kötü durumda olan dünya ekonomisini daha da olumsuz etkilemiş oldu. Özellikle enerji fiyatlarında etkileri oldu. Finansal piyasaları ciddi etkiledi. Bunların ölçeği, derinliği bu krizin ne kadar süreceğine bağlı. Türkiye’ye dünyaya, bölgemize etkilerini önümüzdeki süreçte göreceğiz. Hem savaş hem yaptırımlar kanalıyla da birtakım etkiler göreceğiz. İşte bütün bunlar çatışmanın ne kadar süreceğine, nasıl sonuçlanacağına bağlı olarak şekillenecek.
ASIL MÜCADELE ABD-ÇİN ARASINDA
- Çin nerede duruyor, ekonomiye nasıl etkisi olur?
Asıl mücadele ekonomik olarak baktığınızda ABD ile Çin arasında. ABD ile Rusya’nın ekonomilerinde arada ciddi bir uçurum var. Ama Çin ile ABD’ye baktığınızda eşitlenmeye doğru gidiyor. Çin giderek ağırlığını artırıyor. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde asıl ekonomik ve siyasi rekabet ABD ile Çin arasında yaşanacak. Turpun büyüğü heybede yani. Çin’in tavrı çok önemli. Bu dönemde biraz sessiz kalıyor ama daha çok Rusya’dan yana tavrı olduğunu biliyoruz. Çin ile ABD’nin rekabeti Avrupa’yı da bölgeyi de bütün ilişkileri de etkileyecek. Tüm küresel düzeyde bir etki oluşturacak.
PETROL ARTIŞLARI KÜRESEL
- Türkiye’yi de etkileyen petrol artışlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye maalesef enerji ithal eden bir ülke. Son yıllarda gerek yenilenebilir enerji gerek nükleer yatırımlarla gerekse yeni doğalgaz keşfi gibi çalışmalarla bu enerji bağımlılığı azaltma gibi adımlar attık. Ama bu süreç ve devam ediyor. Şu anda biz hâlâ net ithalatçı konumdayız enerjide. İnşallah bu krizin bitmesiyle birlikte fiyatlar daha normal seviyelere doğru gidecektir. Petrol artışları şu an küresel. Enerji piyasalarında ben yıl ortası yıl sonuna doğru normalleşme bekliyorum. Şu andaki seviyesi ekonomik gerçekliklerin oldukça ötesine geçmiş durumda. Risk algılarının yükseldiği bir ortamda maalesef enerji fiyatlarında ciddi artış var. Büyümelerde dünyada biraz yavaşlama olacak gibi gözüküyor. O talebi biraz sınırlayacak sanki. Bir taraftan da pandemiden ve çatışmalardan normalleşmeye geçişte enerji piyasalarına daha bir düzen getirecektir. Bir taraftan da enerji fiyatlarındaki artış Türkiye’nin ihracatına olumlu yansıyabilir. Çünkü bizim komşularımız enerjiyi ihraç eden ülkeler. Petrol gelirleri artışı bu pazarlarda bizim ihracat imkanlarımızı da artıracaktır. Yani enerji faturamız yükselirken ihracat fırsatlarımızın arttığı bir süreç olduğunu söyleyebilirim.
Stokçuların üzerine gidilir
- Stokçulara yönelik neler söyleyeceksiniz, özellikle yağ fiyatları artırıldı...
Bununla ciddi mücadele gerekiyor. Hükümetimiz de zaten, Cumhurbaşkanımız tutumunu net bir şekilde ortaya koydu. Bakanlıklar çok hassas. Yaptırımları ağırlaştırma yönünde Adalet Bakanlığı’nın bir çalışması var. Bu konularda vatandaşlarımızın ve sivil toplumun desteğiyle gayret ediyoruz. Biz her zaman serbest piyasadan yana olduk. Ama serbest piyasa şartlarını aşan bir şekilde bir maliyet artışı ile bağlantılı olmayan birtakım artışlar oluyorsa bunu üzerine elbette hükümet gitmek durumundadır. Bütün serbest piyasa ekonomilerinde tüketici haklarının korunması, rekabetin korunması kamunun en temel görevlerinden biridir. Bu konudaki hassasiyetimizi en üst düzeyde devam ettireceğiz.
Dünyada enflasyon artışı var
- Enflasyon da yüksek çıktı, neler yapılacak?
Orada da bir dünyadan başlamak lazım. Dünyada genelde enflasyon artışı var. Bunun da 3 kaynağı var. Birincisi pandemi. Pandemi döneminde ekonomiler durdu. Üretim ciddi bir darbe yedi. Aynı süreçte bütün ülkeler genişlemeci maliye ve para politikaları izlediler. Yani piyasaları adeta paraya boğdular. Dolayısıyla para çoğaldı, üretim azaldı. Bunun doğal sonucu da bütün dünyada enflasyonist bir ortam oluşmuş oldu. İkincisi pandemiden çıkış sürecinde hızlı bir şekilde talep toparlanmaya başladı. Ama arz yeterince talebi takip edemedi. Lojistik problemler yaşandı, üretim problemleri yaşandı. Tezgâh bir dağılınca tekrar toparlamak zor oluyor. Bu arz talep dengesizlikleri de dünyada enflasyonu besleyen bir faktör oldu. Bunların üstüne bir de kuraklık. Gıda başta olmak üzere dünyada enflasyonist bir etki oluşturdu. Hepsi yetmezmiş gibi bir de jeopolitik hadiseler yani savaşı yaşadık. Bütün dünyada bir enflasyonist bir etki var. Tüm dünyayı etkiledi. Bizi de bu şüphesiz etkiledi. Ama bir taraftan bizi bu döviz piyasalarındaki maalesef ekonomik gerçekliklerle bağlantılı olmayan aşırı hareketlerde etkiledi. Tüm bunlar bizim karşımıza bu sorunu çıkardı. Ancak hükümetimiz bu konuda da yine para ve maliye politikalarıyla bütüncül bir çerçevede mücadelesini sürdürüyor.
Doğalgazdaki sübvansiyon 4’te 3’ü buldu
“Geçen yıl gıda ve enerjide çok ciddi bir fiyat artışı oldu. Kuraklık en önemli sebebi. Normalde Türkiye’de yıllık 47 milyar metreküp doğalgaz kullanılır. Bu 60 milyar metreküpe çıktı. Kuraklık nedeniyle hidroelektrik enerjisinde ciddi daralma yaşadık. Barajlar dolmayınca üretim olmadı. Doğalgaz ile telafi etmemiz gerekti. Dünyadaki doğalgaz fiyatlarında muazzam bir artış oldu. 150 dolarlardan bir ara 1500-2000 dolarlara çıktığını gördük. Bu da maliyetimizi yukarılara taşıdı. Hükümetimiz geçen yıl sadece doğalgaza 100 milyar TL sübvansiyon verdi. Akaryakıtı elektriği falan da dahil ederseniz 165 milyar TL kaynak aktarıldı. Geçen yıl devletin verdiği sübvansiyon doğalgazın maliyetinin dörtte üçü nispetinde oldu. Yani 4 liralık bir maliyet varsa 3 lirasını bütçeden karşıladık. 1 lirasını vatandaşımıza yansıtmış olduk. Devletimiz vatandaşının yanında. Gücü yettiğince bütçesiyle vatandaşını ve esnafı koruyucu birtakım tedbirler aldı. Yıl ortası yıl sonu daha bir rahatlamaya doğru gideceğiz. Zaten kıştan da çıkmış olacağız. Kuraklık bu sene bitti. Yağmur kar sadece gıdayı olumlu etkilemeyecek enerji faturamızı da olumlu etkileyecek. Gıda fiyatlarını düşürmüş olacak.”