Yaz aylarında gündemlerden biri de orman yangınları. Orman yangınlarının büyük bölümü insan hatasından kaynaklı.
‘Yangınlara nasıl müdahale ediliyor, ağaçlandırma nasıl yapılıyor?’
Tüm bunları Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’ya sordum.
Türkiye yangınlara 10-11 dakikada müdahale eder hale gelmiş. Daha kısa sürede müdahale edilenler de az değil. Hedef bu süreyi daha da düşürmek.
Bakan Yumaklı’nın yangınlara ve ağaçlandırmaya yönelik mesajları şöyle:
- Uçak, helikopter ve İHA’dan oluşan 134 hava aracımız, 4 bin 800 kara aracımız, 25 bin orman işçimiz ve 118 bin gönüllüden oluşan ordumuzla mücadelemizi sürdürüyoruz
- Ülkemizde bu yıl 16 Ağustos’a kadar 1363 orman yangını meydana geldi. Bu yangınların 439’u İHA’lar tarafından ilk anda tespit edildi. Söz konusu yangınlarda 8855 hektar alan zarar gördü
- Orman teşkilatımız AFAD başta olmak üzere tüm kurumlarla iş birliği içinde çalışıyor
- Orman yangınlarıyla aktif mücadelede dünyada örnek gösterilen ülkelerden biriyiz. Erken uyarı sistemlerimiz ve güçlü müdahale filomuzla, yangınlarla etkin mücadeleye devam ediyoruz
- Orman varlığımızı artırmaya devam edeceğiz. Türkiye genelinde son 20 yılda 6,5 milyar fidanı toprakla buluşturduk. Son beş yılda da her yıl ortalama 600 milyon fidanı toprakla buluşturuyoruz. Geçtiğimiz yıl toprakla buluşturulan fidan sayısı yaklaşık 650 milyon
- Amacımız orman yangınlarıyla değil her yıl toprakla buluşturduğumuz fidanların yeşile dönüşmesiyle gündeme gelmek.
NATO çıkışı
Ukrayna’nın NATO üyeliği için toprak vermesi gerektiği tartışılıyor. Mesaj NATO’dan geldi.
Rusya ise Ukrayna Kiev’i de bırakırsa NATO üyeliği olabilir diyor.
Yani Ukrayna bölme tartışmaları.
ABD-Rusya soğuk savaşı farklı noktaya gidiyor.
Vekalet savaşı toprak bölünmesi çıkarır mı?
İş karmaşık bir hal alıyor.
Herson, Zaporijya, Donetsk, Luhansk işgal altında.
Rusya Karadeniz’de egemenliğini artırıyor. Gemilere çıkıyor.
Ukrayna insansız deniz araçları ile saldırıyor.
Karadeniz savaş denizi haline gelmeden barış görüşmeleri başlamalı.
Başlamalı derken ben kendi kendime konuşuyorum, bu süreçte dinleyen az olur gibi.
Neden mi?
Çünkü batı ülkeleri barıştan çok savaş istiyorlar.
Almanya neden böyle?
Vize çilesi ve sıkıntısı günden güne büyüyor.
AB bu konuda da Türkiye’ye sözler vermişti ama tutulmadı.
En çok vize reddi Almanya’danmış.
Hiç şaşırmadım.
Almanya’nın Türk pasaportuna karşı farklı bir yaklaşımı var.
Bunu geçtiğimiz yıllarda ben de yaşamıştım.
Ukrayna’dan Almanya Frankfurt üstü Sırbistan’a geçiyordum. Üç ülke ile ilgili vize sıkıntım yoktu. O dönemde Rusya-Ukrayna savaşı da yoktu.
Alman polisi beni Frankfurt’ta uçağın kapısında Türk pasaportumu görünce alıkoydu ve transit geçişime izin vermedi.
Bir neden gösterilmedi ve beni bir süre polis merkezinde tuttular.
Bu esnada Ankara’nın Almanya Büyükelçiliği’nin basın bölümünü aradım. Durumu anlattım. Türk görevliden aldığım yanıt: “O havaalanında bizim de başımıza geliyor” oldu.
Bir süre soru sorup uçağım kaçtıktan sonra yani beni saatler sonra bıraktılar.
Sonuç olarak Alman polisi ile birbirimizi yakından tanımış olduk.
Daha sonra birçok kere daha Almanya’ya gittim. Her seferinde de girişte, aranma ve pasaport olmak üzere birçok sorun yaşadım.
Dünyada gitmediğim ülke azdır. Ama bu sorunu neden bir tek Almanya’da yaşıyorum onu size bırakıyorum.
Sanırım Almanya’da bu sorunu yaşayan bir tek ben değilimdir...
UNUTMAMALI...
Marmara depreminin üzerinden 24 yıl geçti. Dün büyük acının yıldönümüydü.
Binlerce kişi öldü, binlerce kişi yaralandı.
Deprem ülkesi olduğumuz unutulmamalı.
Herkes evinin sağlamlığından evdeki eşyalarına kadar deprem hazırlığı yapmalı.
İstanbul için büyük deprem tartışmaları yaşanıyor.
Dersler alınmalı. Ve aynaya bakıp hazır olup olmadığımızı masaya yatırmalı.
