Abdullah Karakuş

Abdullah Karakuş

akarakus@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Rusya-Ukrayna savaşını BM Genel Kurulu 75. Dönem Başkanı, AB eski Bakanı, Büyükelçi Volkan Bozkır ile konuştuk. Bozkır, 'BM, NATO, AB gibi kuruluşlar gerekli müdahaleleri zamanında yapamadı. Yeni bir uluslararası güvenlik düzeninin kurulmasının zamanı geldi' diyor.

Rusya-Ukrayna arasındaki çatışma dünyadaki birçok dengeyi değiştirecek. Yeni bir dünya düzenine doğru gidiş var.

NATO, BM, AB ne ölçüde başarılı ve dünya sorunlarına bir çözüm bulabiliyor mu? Nükleer tehditler varken dünya nereye gidiyor?

Haberin Devamı

Tüm bu soruları BM Genel Kurulu 75. Dönem Başkanı, AB eski Bakanı, Büyükelçi Volkan Bozkır ile konuştuk.

Gelinen noktada son dönemde ne BM'nin ne NATO'nun, çözümünde başarılı olduğu bir siyasi sorun olmadığını belirten Bozkır, "BM, NATO, AB gibi kuruluşlar gerekli müdahaleleri zamanında yapamadı. Bu kuruluşların zafiyeti ortaya çıktı. Özellikle bu savaşla birlikte, mevcut düzen iyice sorgulanacaktır. Yeni bir uluslararası güvenlik düzeninin kurulmasının zamanı geldi" diyor. Rusya'nın Ukrayna’yı işgal planlarının gerçekleşmesi halinde dünyada "Rusya ve diğer ülkeler" şeklinde yeni bir tablo oluşacağını belirten Bozkır, şunları dedi:

"Burada dikkat etmemiz gereken Çin'in durumudur. Çin de bir anlamda Rusya'nın bu hareketini dikkatle izliyor ve ona karşı çıkan bir konum almıyor. Dolayısıyla Çin ve Rusya gelecekte bir ittifak içine girerlerse bu daha da tehlikeli bir tablo ortaya çıkaracaktır. O zaman NATO ülkelerinin ve BM Genel Kurulu’ndaki son oylamada kabul oyu veren 141 ülkenin uluslararası platformda bozulan dengeleri yeniden sağlayacak bir sistemi kurmak için süratle çalışmaya başlamaları lazım."

NATO ve BM başarısız

Volkan Bozkır, Milliyet'in sorularını şöyle yanıtladı:

- Dünya nereye gidiyor?

Rusya-Ukrayna Savaşı bölgemizde cereyan eden diğer çatışmalara ve savaşlara benzemiyor. Bu gerçekten yeni bir uluslararası güvenlik düzeninin kurulmasına yol açabilecek kadar önemli bir gelişme. Aslında bu savaşı yöresel olarak düşünmemek lazım. Bu Rusya’nın batı dünyasından, belki de SSCB'nin dağılmasının bir anlamda rövanşını almayı amaçladığı görüntüsünü veriyor. Ayrıca, BM, NATO ve AB gibi kuruluşların gerekli müdahaleleri zamanında yapamaması nedeniyle de aslında bu kuruluşların zafiyeti iyice ortaya çıkıyor. Özellikle bu savaşla yeni bir uluslararası güvenlik düzeninin kurulmasına ihtiyacın iyice arttığını görüyoruz. Çok ciddi bir durum var. Bunun dikkatle izlenmesi lazım. Şu anda hangi noktaya doğru gittiğini tahmin etmek de gerçekten güç.

Haberin Devamı

Mesele Rusya-ABD çatışması

Burada mesele Rusya ile ABD çatışmasıdır. Zira, ABD askeri gücüyle yer almadığı takdirde, NATO herhangi bir operasyon yapamaz. ABD’nin ise çok önemli bir iç siyasi sorunu var. Geçmişte, Vietnam, Afganistan, Irak, Lübnan ve Ortadoğu’daki savaşlarda o kadar çok asker kaybettiler ki ABD kamuoyu artık Amerikan gençlerinin başka ülkeler topraklarında ölmesini istemiyor. Bu nedenle de ABD en son Afganistan’dan olmak üzere çatışma bölgelerindeki askerlerini geri çekti. Başkan Biden'ın Temsilciler Meclisi ve Senato ortak oturumuna yaptığı konuşmada, Amerikan askerlerini dışarıya göndermeyeceğini ve ABD'nin aktif olarak Ukrayna'da görev almayacağını söylemesi ile Cumhuriyetçilerle Demokratları bir araya getirebilmesi mümkün oldu. O zaman onu ayakta alkışladılar.

Haberin Devamı

Bugün tekliyorlar

Şu anda dünya, 2. Dünya Savaşı sonrasında bir anlamda savaşı kazanan ülkelerin kurduğu bir düzenle yönetiliyor. BM Güvenlik Konseyi'nde 5 ülkenin veto hakkına sahip olmasından, IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşlara kadar, o zaman kurulan sistem o günün şartlarına cevap verecek nitelikte. Ama bugün tekliyor. NATO'nun kuruluşu da aslında 2. Dünya Savaşı'ndan sonra, Yalta ve Potsdam’da mutabık kalınan Avrupa bölüşme haritalarından sonra ortaya çıkan Sovyetler Birliği tehdidine karşı, bir anlamda Batı Avrupa ülkelerini koruma amacına yöneliktir. Ancak son dönemde ne BM'nin ne NATO'nun çözümünde başarılı olduğu bir siyasi sorun yok. O zaman bu kurumların bir anlamda kredibilitesi ile ilgili soru işaretleri ortaya çıkıyor.

Şimdi ABD katılmayınca NATO’da Ukrayna savaşına müda-hil olamıyor. AB'nin zaten bir askeri gücü yok. BM de Güvenlik Konseyi dahil sadece toplantılar yapan, kararlar alan ama bunları hiçbir şekilde uygulamaya koyamayan bir yapı içinde. BM’ye baktığımızda, Güvenlik Konseyi bir ülkenin vetosu nedeniyle hareket edemez halde. Rusya direkt içinde olduğu bir olayda bütün kararları veto edecektir.

NATO ve BM başarısız

Yaptırımlar Rusya’yı durdurur mu?

Rusya, Ukrayna’yı işgale başlamadan önce Amerika’nın katılamayacağını, NATO’nun müdahale edemeyeceğini ve yaptırımlara maruz kalacağını hesaplamıştır. Bu operasyonu da o hesaplar sonrasında gerçekleştiriyordur. Uygulanan yaptırımlar caydırıcı olmaktan ziyade Rusya’yı cezalandırıcı nitelikte. Caydırıcı olmadığı için de artık bu noktadan sonra Rusya’nın duracağını ve işgalden

vazgeçeceğini beklemek yanlış olur. Çünkü bu yaptırımlar  Rusya’ya çok ağır hasar verdi. Bu kadar hasarı, ekonomik yaptırımı gördükten sonra Rusya’nın artık durması mümkün değil. Planı neyse onu sonuna kadar götürecektir.

Üç ülkeye dikkat

Burada dikkat edilmesi gereken nokta, Güvenlik Konseyi oylamalarında Çin’in çekimser kalışıdır. Çin ile Hindistan ve Birleşik Arap Emirlikleri de çekimser kaldı. Üç önemli ülke, yani veto hakkına sahip Çin, dünyanın en çok nüfusuna ve nükleer güce sahip ülkelerinden biri olan Hindistan ve petrol gelirlerini kullanarak Ortadoğu’da, Libya’da ve petrol piyasasında ağırlığı olan Birleşik Arap Emirlikleri. Bunlar Rusya’ya karşı çıkmadı. BM Genel Kurulu 141 oyla karar aldı, 50 ülke bu karara katılmadı. Ayrıca bu kararın hiçbir yaptırım gücü yok. Bu çok önemli toplantıya dünyanın her tarafından dışişleri bakanları katılmalıydı. Genel Kurul Başkanlığım sırasındaki Filistin toplantısı gibi bir siyasi rüzgâr yaratabilirdi. Ama daimî temsilcilerin konuşmaları ile iktifa edildi.  21. yüzyılın çok önemli sorununda mevcut mekanizmalar sorunu çözmeye muktedir olmadığını göstermiş oldu. Bu 21. yüzyıla özgü yeni araç ve yöntemlerin ortaya çıkmasına vesile olacaktır. Başka çare gözükmemektedir. Yeni bir düzenin, bir uluslararası yeni güvenlik düzeninin kurulmasının zamanının geldiği burada ortaya çıkıyor. Bu kolay değil. 

- Nasıl bir düzen olacak?

Bir şey söylemek için çok erken. Önce Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ne şekilde sonuçlanacağını anlamamız lazım. Eğer tamamını işgal edip, devlet yönetimini ele geçirirse tabiatıyla bunu önleyememiş NATO, BM, AB gibi kurumların kendilerini gözden geçirmeleri, değişikliklere gitmeleri kaçınılmaz olacaktır. Şayet Rusya önlenebilirse ve Ukrayna Rusya’yı ülkesinin dışına atarsa başka bir tablo ortaya çıkar.Buna ihtimal vermiyorum. Çünkü Ukrayna’nın arkasında destek yok, tek başına bırakıldı. Rusya’nın planlarını uyguladığını düşünürsek o zaman ‘Rusya ve diğer ülkeler’ şeklinde yeni bir siyasi tablo ortaya çıkacaktır. Burada dikkat etmemiz gereken Çin’in durumudur. Çin bir anlamda Rusya’nın bu harekâtını dikkatle izliyor, net karşı çıkan konum almıyor. Büyük bir ihtimalle, kendisinin Tayvan vs. gibi emellerinde bunu emsal gösterebileceği düşüncesi var. Gelecekte Çin ve Rusya bir ittifak içine girerlerse, bu daha da tehlikeli bir tablo ortaya çıkaracaktır. O zaman NATO ülkelerinin ve BM’de son oylamada kabul oyu veren 141 ülkenin, uluslararası platformda bozulan dengeleri yeniden sağlayacak bir sistemi kurmak için süratle çalışmaya başlamaları lazım.

Nükleer tehdit nereye gider?

Ruslar diplomasi ve çatışma ortamlarını adeta bir satranç gibi oynarlar. Bir yandan satranç oynarken, diğer yandan sizi Rus ruleti oynamaya teşvik ederler. Çok bilinen bir strateji uygularlar. Ukrayna savaşında da önemli bir satranç oyunu oynanıyor ve Rusya elindeki bütün gücünü gösteriyor. Nükleer silah kullanacağına ben hiçbir şekilde ihtimal vermiyorum. Ama ‘Bende nükleer silah var, bunu hiçbir zaman unutmayın’ diyor.

Türkiye hangi konumda?

Türkiye olarak, Ukrayna’nın işgaline karşı çıkarak, Rusya’ya yaptırım uygulamayarak Montrö Sözleşmesi’ni doğru uygulayarak ve iki ülkeyle de irtibatımızı koruyarak kanaatimce çok doğru bir politika izliyoruz.

Rusya’nın hedefi ne?

Benim tahminim Rusya’nın 2 hedefi var.

Biri Kiev’e bir şekilde girip Ukrayna Devlet Başkanı’nı oradan kaçırtmak ve yönetime kendisine müzahir birisini getirmek.

Diğeri ise Ukrayna’nın Karadeniz bağlantısını tamamen kesmek. Yani Karadeniz sahillerinin tamamını ele geçirmek.