Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Üniversite sayımız 10’a, öğrenci sayımız 100’e katlandı.

Peki, öğretim üyesi, yurt, burs, ulaşım, istihdam ve en önemlisi de yemekhane sayımız aynı oranda arttı mı?

Evet demek mümkün değil.

İstanbul’da üniversite sayısı 60’a çıktı. Neredeyse her köşe başına bir vakıf üniversitesi açıldı.

Peki, kaçının yurdu var? Kaçı öğrencilere uygun fiyatlarda yemek olanağı sunuyor?

Yılda yüz binlerce konut üreten bir ülke olarak, her yıl birkaç yüz yurt yapmak işten bile değil ama nedense ona bir türlü sıra gelmiyor. Yine aynı şekilde, dünyanın pek çok üniversite kentinde olduğu gibi üniversite öğrencilerine günde üç öğün yemek verecek aşevleri yapmak o kadar zor mu?

Haberin Devamı

Keşke artık onlara da sıra gelse.

Niye mi?

Gelin önce şu mektuba bir göz atalım:

“2020 yılında kızım Türkiye’de eşit ağırlıklı puanda ilk 7 bine girdi.

Biz o sene Marmara Hukuk’u garanti kazanırız diye düşünürken sayısalcıların da eşit ağırlıklı tercihlerde bulunmalarından dolayı bütün eşit ağırlıklı bölümlerde puanlar çok arttı ve biz çok düşünmeden yazdığımız bir vakıf üniversitesinin hukuk fakültesine tam burslu olarak yerleştirildik.

İlk önce eğitim öğretim parası yatırmayacağımız için çok sevindik. Ancak sonra öğrendik ki özel üniversiteye kaydolan bir öğrencinin tek derdi okul parası değilmiş.

Birincisi okulun yurdu yok. Özel yurtlar üniversiteye özel yüzde 10 indirim yapıyor ama bu sene en ucuz yurt 6.000 TL.

Üniversite, iş merkezlerinin yoğun olduğu bir bölgede olduğu için ev kiraları bu semtte ve civar semtlerde çok pahalı. İki-üç arkadaş ortak ev tutarlar dedik. Ancak bizim gibi tam burslu giren birkaç öğrenci haricinde diğer öğrencilerin gelir durumları çok yüksek olduğu için onlar tek başlarına ev tutma gücüne sahiptiler ve kimse ev arkadaşı aramadı.

İkincisi, özel üniversitede öğrenciler sosyo-ekonomik durumlarına göre ayrılmışlar. 1.000 TL, kimisi için bir günlük harçlık kimisi için 10 günlük.

Üçüncüsü okul durumu müsait olmayan öğrencilere öğle yemeği verilmiyor. Okul, biz dar gelirliler için değil, tabiri caizse zengin okulu olduğu için bizleri düşünememişler. Okul kantinlerinde 2021 yılı eylül ayı rakamına göre bir tost 50 TL idi. Şimdi ne kadar soramadım kızıma.

Haberin Devamı

Yani anlayacağınız özel okullar gerçekten zenginlerin harcı. Bizim gibi dar gelirlilerin harcı değil.

Ne yurt var ne yemek. Benim kızım günde 1 öğün yemekle idare ediyor. Akşam yediği yemeğin bir kısmını ertesi gün öğlen de yiyor.

Devlet üniversiteleri öyle mi ya?

Yurdu var, öğle, akşam yemeği var.

Özel üniversiteyi tercih ettiğimiz için çok pişmanız ama nehrin ortasında at değiştirilmez.

Yapacak bir şey yok.”

Özel mi, vakıf mı?

Vakıf üniversiteleri, özel üniversite anlayışıyla yönetildiği için böyle bir algı oluştu.

Birkaçı dışında bu algının değişmesi de mümkün değil.

Peki, bu noktada YÖK ve ÖSYM nerede?

YÖK, yurdu, yemeği, bursu, ulaşımı, mezuniyette istihdam olanağı olmayan üniversitelere neden öğrenime başlama izni veriyor, ÖSYM tercih aşamasında tüm bu konularda adayları neden yeterince bilgilendirmiyor?

Yükseköğretimin yaygınlaştırılması ve ulaşılabilir olması konusunda büyük bir yol kat ettik, okyanusu geçtik, derede boğuluyoruz.

Haberin Devamı

Şunu asla unutmayalım: Öğrenciler mutluysa aileler de mutludur. Aileler mutluysa ülke mutludur.

Ve bu konuda kabahatli arama yerine taşın altına herkes el koymalıdır.

Özetin özeti: Yapacak çok iş var.