14.01.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:
Şahin Alpay
GENEL Başkan Bülent Ecevit başkanlığında DSP azınlık hükümeti olarak kurulan 56. Hükümet 'in başarılı olmasını; demokrasi tarihimizde genel ve yerel seçimlerin ilk kez aynı gün yapılacağı seçimlere kadar ülkeyi dirayetle yönetmesini; 18 Nisan seçimlerinin zamanında ve güven içinde yapılmasını sağlamasını içtenlikle diliyoruz. Bütün eksik ve kusurlarına rağmen demokrasimizin, iktidarların seçim yoluyla gelip seçim yoluyla gitmesinin, ülke ve millet olarak geleceğimizin başta gelen güvencesi olduğunu iyi biliyoruz.
Ancak bütün bu gerçekler, 56. Cumhuriyet Hükümeti'nin kuruluşuna giden yolda yaşanan ve nihayet kurulmasıyla ortaya çıkan anormalliklere dikkat çekmemize; bunlardan politik sistemimiz için bazı sonuçlar çıkarmamıza elbette engel değil. 56. Hükümet'in anlamı bağlamında altı çizilmesi gereken hususları şöyle sıralayabiliriz:
* 55. Hükümet'in istifasından 56. hükümetin kurulup güven oyu almasına kadar tam 50 gün geçti. Bu, Türkiye'nin kuruluşu en uzun süren hükümeti oldu. Sürenin böylesine uzamasında, asker ve sivil bürokrasinin tercihlerine tercüman olan Cumhurbaşkanı'nın parlamentodaki irice partilerden ikisini (FP ve DYP) hükümet dışında tutma; seçimlerin ayrılmasını ve genel seçimlerin ertelenmesini sağlama çabasının payı büyüktü.
* Bu çaba, anayasaya aykırı olmasa da parlamenter geleneklere aykırı olarak, hükümeti kurma görevinin önce parlamentodaki 4. partinin başkanına, sonra da bir bağımsız milletvekiline verilmesi gibi garip bir duruma yol açtı. Hükümeti sonunda bağımsız milletvekilinin değil de 4. partinin başkanının kurması, birbirlerini yolsuzluk yaptıkları iddiasıyla Yüce Divan 'da yargılanmaktan kurtarmak konusunda zımni bir anlaşma içinde oldukları ileri sürülen iki irice parti (DYP ve ANAP) liderinin işbirliği yapmaları sayesinde mümkün oldu.
* Üç ay gibi kısa bir süre için kurulmuş olsa dahi, 550 mevcutlu bir parlamentoda sadece 61 sandalyesi bulunan bir partinin her 3 milletvekilinden birinin bakan yapılması suretiyle oluşan böylesi bir azınlık hükümeti, demokrasilerde hiç görülmemiş değilse de, çok ender görülmüş bir olay. Bunun için 56. Hükümet dünya parlamenter demokrasi tarihine geçecek bir garabet.
* Son seçimlerde sadece yüzde 14 dolayında oy alan bir partinin, parlamentodaki irice partilerden ikisinin desteğiyle de olsa tek başına iktidar olması, herşeyden önce çoğunluk yönetimi demek olan demokrasiyle ne kadar bağdaştığı tartışmaya açık bir durum. Türkiye'nin 56. hükümeti, parti sistemlerini paramparça eden, ülkeleri istikrarsız ve güçsüz hükümetlere mahkum kılan nisbi temsil esasına dayalı seçim sisteminin, demokrasinin temel ilkesinin ayaklar altına alınmasına da yol açabildiğini gösteren bir örnek olay; demokratik düzene olan güven tamamen sarsılmadan, siyasi sistemi nisbi temsil illetinden mutlaka kurtarmamız gerektiğini kanıtlayan bir yeni vaka.
* Sol'da olduğunu iddia eden bir partinin, iki sağ partinin desteğiyle kurduğu 56. Hükümet'in başka bir anlamı da, Türkiye'de sağ ve sol kavramlarının bir alışkanlıktan öteye gitmediğinin; DSP'nin, sol olma iddiasındaki öteki parti CHP'yle değil sağ partilerle işbirliği yapmaya çok daha yatkın olduğunun çok açık bir şekilde görülmesi. (CHP'nin DSP'ye yaptığı birlikte hükümet kurma önerisinin reddinde gösterilen kararlılığı hatırlayın!) Sonunda birleşmeleri beklenemezse de, ANAP - DSP işbirliğinin partilerimiz arasındaki bütün öteki ittifaklardan daha yakın ve sağlam olduğu artık iyice anlaşıldı.
* Nihayet, DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit başkanlığındaki 56. Hükümet, Türk politik sisteminin liderlere aradan 20 yıl geçse de yeniden başbakanlık koltuğuna oturma imkanını tanıyan, benzerine zor rastlanır bir siyasi düzen olduğunu da ortaya koyuyor.
Bir hükümet ancak bu kadar anlam yüklü olabilir.
Yazara E-Posta: salpay@superonline.com