VitrinGaz sürekli akan bir ürün ve bunu lisansla yapmanın imkanı yok

Gaz sürekli akan bir ürün ve bunu lisansla yapmanın imkanı yok

31.05.2022 - 10:24 | Son Güncellenme:

Doğalgazın ticaretinde lisanslamayı kaldırıp hem gaz tedarikçisi için hem de tüketicisi için karşılıklı ticaret ortamı yaratmış olsak, yani piyasaya girişi ve çıkışı hukuki engellerle engellemesek, biz piyasa derinliği yaratabilirdik.

Gaz sürekli akan bir ürün ve bunu lisansla yapmanın imkanı yok

Ali Arif Aktürk, Enerji Uzmanı

Haberin Devamı

Küresel enerji dünyasında ciddi bir değişim oluyor. AB önemli adımlar atıyor, LNG enerjinin belki de parlak çocuğu olmuş durumda. Türkiye’de LNG konusunda da bir fırsat yakalamak mümkün mü?

Türkiye’nin derinlik oluşturmuş birçok ülkeden çok daha fazla şansı vardı. Türkiye’nin doğusunda İran’dan Azerbaycan’dan imkanlar vardı, Rusya vardı, LNG imkanı vardı, kaynak çeşitliliği çok fazlaydı. Bizim önümüzdeki en büyük engel piyasaya kendi elimizle yarattığımız kanuni, hukuki, ticari ve teknik engeller. Hukuki engeller mesela, 2001 yılında çıkmış doğalgaz piyasası kanunuyla devlet kontrollü her adımını lisansladığımız bir yapı kurduk. EPDK’yı bile ikna etmek çok zor oldu. Gaz sürekli akan bir ürün ve bunu lisansla yapmanın imkanı yok. Halbuki gazın ticaretinde lisanslamayı kaldırıp hem gaz tedarikçisi için hem de tüketicisi için karşılıklı ticaret ortamı yaratmış olsak. Mesela bir gaz santrali, elinde bir gaz fazlası varsa, o gazını pazarda EPİAŞ’ta satabilecek bir imkan olsa, ya da herhangi bir gaz santrali kendi gazını ithal edebilecek, üretimi o dönemde durduysa da o gazı vadeli satabilecek bir imkanı yaratmış olsak, yani piyasaya girişi ve çıkışı hukuki engellerle engellemesek, biz bu derinliği yaratabilirdik. İkincisi ise, mesela ticari engellerden bahsediyorum. Piyasanın dominant oyuncusu BOTAŞ’ın fiyatları maliyetinin altında satması, piyasayı yaşatmaz.

Haberin Devamı

Karadeniz gazı dünyaya satılabilir

Ben karar verici olsam, Karadeniz’de çıkardığım gazı Türkiye’de satmak istemem. Çünkü elimdeki malın değeri 1500 dolar ama Türkiye’de malın karşılığı 170 dolar. Ben karar verici olsam, Karadeniz’de çıkardığım gazı Türkiye’de satmak istemem. Çünkü elimdeki malın değeri 1500 dolar ama Türkiye’de malın karşılığı 170 dolar. Kimse dünyada gaz fiyatı 1500 dolarken, Türkiye’de 170 dolara gaz satmaz. Aynı şey Sakarya gazında da geçerli. Ben karar verici olsam, Karadeniz’de çıkardığım gazı Türkiye’de satmak istemem. Çünkü elimdeki malın değeri 1500 dolar ama Türkiye’de malın karşılığı 170 dolar. Bu yaklaşımla piyasaya devletin fiyatlara müdahalesiyle biz pazaryeri olma şansımızı, hub olma şansımızı yok ediyoruz. Halen bugün özel sektör için de devlet için de Ruslarla masaya devlet oturuyor. BOTAŞ da halbuki piyasada diğer oyunculardan farkı olmayan lisanslanmış bir oyuncu. Ama 1 maysıta siz BOTAŞ’In tarifesini öngöremezsiniz, gece yarısı bir anda bir fiyat belli oluyor. Ben burada vadeli bir işlem yapacak olsam, fiyatımı hedge edecek olsam, ben bir sanayiciyim 1 mayısa ihtiyacım var, kontrat bağladım ama kontratı öngöremiyorum ki, çünkü shortta da satıcı yok, longda da alıcı yok.

Haberin Devamı

Türkiye’deki enerji oyuncuları için yatırım fırsatı nerede sizce?

Şu anda YEKA ihaleleri var, küçük yatırımcılar yine piyasa dışındaki uygulamalarla oraya yatırım yapıyor. Ben Türkiye’nin önümüzdeki on yılında hatta belki 15 yılında ne gaz santrali ne kömür santrali yapabilecek özel sektör yatırımcısı öngörmüyorum. 2023’te belki nükleer santralin birinci ünitesini bitiririz, pey der pey dört ünite devreye girer. Ondan sonra baz yükümüzü, nükleer santralden alırız. YEKA’lar ve rüzgarla, güneşle onu da backup edecek bir miktar gaz santralleri var. Düşük verimliler artık zaten sökülüp Özbekistan, Afrika gibi ülkelere gidiyor, o da kaynak israfı. Bugün pazarlamaya çalışılan Denizli’den Mardin’den bir sürü gaz santrali yatıyor. Sahipleri yatırımcısı bunları diğer ülkelerde ikinci ele yok pahasına satabilir miyiz diye araştırıyorlar.

Haberin Devamı

Baz yük santrali de yapmak zorundayız

Bu sene şansımız güldü, yağışlar iyi, geçen yıl kuraklık vardı. HES’lerden de bir miktar daha elektrik üreteceğiz. Eğer biz 100 MW’lık rüzgar santrali yapacaksak 33 MW’lık baz yük santrali yapmak zorundayız 365 gün 24 saat elektriğimiz olması için. Baz yük santralinden de kastım, gaz ve kömür santrali gibi rüzgarın esmediğinde güneşin olmadığı dönemlerde de elektrik üretebilecek bir kapasite yaratmamız gerekiyor. Güneşi geliştirelim, çiftçiye kendi elektriği için güneşte teşvik çıktı. Ama hem iletim sistemini hem dağıtım sistemini böyle küçük küçük üretim tesisleriyle yönetmenin imkanı yok. Güneş geçtiğinde bulut sistemi geçtiğinde gölge geldiğinde, bir anda oradaki GES’lerin hepsinin üretimi düşüyor. Onu backup edecek başka bir sistem gerekiyor. Bunları yönetebilecek iletim sistemi, dağıtım bölgelerinde akıllı şebekelerine ihtiyaç var, bu da yatırım gerektiriyor.

Haberin Devamı

Bu sene elektrik kesintisi olmaz

Türkiye 8-10 yıldır soğutmada da kullanılan elektrikten dolayı temmuzdan sonra rekorlar kırıyor. 15 Temmuz’dan sonra da HES’lerin üretimi azalır, buna bir yedek yapmak gerekiyor. Bunu da genelde gaz santralleri ile yapmak gerekiyor. Bu sene bir kesinti olacağını düşünmüyorum. Sadece fiyatını verirseniz gazı bulursunuz. Yazın spot bulmak daha kolay kış gibi değil, ama Ukrayna krizinden ve şu anda gaz fiyatları petrol fiyatlarından da dolayı yüksek. Bu dönemde mesela belki elektrik indirimi yapılabilirdi, ama birikmiş zararlar var. Temmuz-Ağustos sonrasında ortalama maliyetler, piyasa takas fiyatı gazdan kaynaklanan nedenlerle yine artacak ama ben kesinti olacağını düşünmüyorum.

Dünyada devletin operasyonel rolü yok

Avrupa’nın enerji arayışlarının etkisi EPİAŞ’ın canlanması derinlik kazanmasına bir katkı sağlar mı, bir fırsat olur mu?

Fırsat aslında vardı. EPİAŞ gibi emtia piyasaları genelde ticari, hukuki ve teknik müdahalelerden ari olmak zorunda. Genel olarak mesela, New York ya da Chicago’daki emtia piyasasının engelsiz olması gerekiyor. Yine oraya gelen gazın, emtianın, elektriğin, önünde hem teknik hem de ticari engellerin olmaması gerekiyor ki, o pazar derinlik kazansın, bir referans fiyat oluşsun. EPİAŞ özelinde, elektrikte tavan fiyat koyuyorduk, şimdi de ikili tavan fiyat çıktı. Yerli ve yenilenebilire ayrı fiyat, kömür ve gaz santrallerinden üretilecek elektriğe ayrı fiyat. Bu tür uygulamalar fiyatlara müdahale eden uygulamalar, EPİAŞ gibi pazarları yok eder. Ayrıca dünyaya baktığınızda, dünya gibi pazarlarda hiçbir zaman devletin operasyonel rolü yoktur. Mesela Chicago’daki pazar operatörü özeldir. Ama bizim EPİAŞ’ta yönetim kurulu başkanı, üyelerinin bir kısmı kamu görevlisi ve kamunun eli, etkisi çok büyük.

Ama Avrupa’da da tavan fiyat uygulaması gündemde…

Şu anda olağandışı bir durum yaşanıyor. Yani bu yılda yaşadığımız olağandışı duruma kadar böyle bir piyasalara müdahale yoktu, ABD’de halen de yoktur, fiyat kendi mecrasında arz talebe göre “merit order”la oluşur. Siz o “merit order”a dışarıdan müdahale ederseniz, bu gelecekteki yatırımcılara negatif sinyal olur. Gelecekteki yatırımcı, nakit akışını hesapladığında öngörülemezlikten dolayı yatırım kararından imtina edebilir. Ya da yatırım kararını verirken iç karlılık oranını daha yüksek tesis eder ki, o da tabi fiyatların otomatikman yükselmesine neden olur. Bugün siz de ben de Ahmet bey de Ayşe teyze de EPİAŞ’ta hem fiziki teslimatlı hem de fiziki teslimat olmadan vadeli işlemleri yapıyor olmamız lazım. Finansal kuruluşların bankaların çok rahat bunları yapıyor olması lazım ki, derinlik oluşsun, “churn rate” oluşsun. “Churn rate”, bir ürünün birkaç kere el değiştirmesi sonucu oluşan orandır. Yani doğalgaz kontratı Avrupa’da TTF’de 11-12 kez aynı vadeli kontrat el değiştiriyor, bu da derinlik kazandırıyor. Onun için Ruslar bile Türkiye’ye gaz satarken, ki 2021’de anlaşma yapıldı, TTF’ye endeksli formül koyuyor, bu referans fiyat oluşturduğundan dolayı. Bu da ancak güvenle oluşur. Şu anda Türkiye’de EPİAŞ’ın içinde elektrik fiyatı ya da gaz fiyatı yok ki. Örneğin kademeli fiyata geçildi, kademe oranını hesaplayın yıla çevirin, oradaki herkes serbest tüketici. Normalde kağıt üzerinde serbest tüketici, elektriğini serbestçe herhangi bir üreticiden alabilen kişi demektir. Ben de serbest tüketiciyim şu anda. Çünkü 1100 KW/ saatin üzerindeki tüketim serbest tüketici. Ama alabilecek ne tedarikçi var ne ortam var. Sanayici, ihracatçı, maliyetlerini hesaplarken elektrikte ne olacağını hesaplayamıyor.