3 soru 3 cevap! Altın fiyatlarındaki sert hareketin nedeni belli oldu
Son dönemde düşüş gösteren altın fiyatlarında yön ABD enflasyon verisi sonrası değişti, hafta başında dolar endeksi ve tahvil faizinde yükselişler görüldü. Borsa ise rekor üstüne rekor kırarken, yatırımcı getirisi de dikkat çekti. Peki altında sert hareketlerin sebebi ne? Dolarda dengelenme sağlandı mı? Piyasalarda beklenti ne? İşte detaylar…
Geçtiğimiz haftadan bu yana düşüş gösteren altın fiyatları yatırımcıların ilgisini çekmeye devam ediyor. Son günlerde altına olan talebin azalmasıyla birlikte değerli metal satış baskısı altında kaldı. Rekor üstüne rekor kıran gram altın fiyatı ons altında görülen aşağı yönlü seyrin etkisiyle birlikte gerilemişti.
Dün ABD enflasyon rakamlarının açıklanmasının ardından altın fiyatlarında yön değişti. Ons ve gram altın yükselişe geçti.
KÜRESEL ÇAPTA DOLARA TALEP ARTTI
Bu hafta kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in ABD’de 10 bankanın kredi notunu düşürmesi küresel çapta dolara olan talebi artırdı.
Öte yandan ABD ekonomisine yönelik son gelen veriler ABD Merkez Bankası’nın (Fed) daha fazla faiz artışına gidebileceği ihtimalini kuvvetlendirirken, bu durum hafta başında dolar endeksi ve ABD 10 yıllık tahvil faizinin yükselmesine yol açtı.
BORSADA 1 YILLIK KAZANÇ ALTIN VE DOLAR GETİRİSİNİN ÜZERİNDE
Borsaya ilgi gün geçtikçe artıyor. Endeks rekor üstüne rekor kırarken, yatırımcı getirisi de dikkat çekiyor. Borsada 1 yıllık kazanç altın ve dolar getirisinin çok üzerinde bulunuyor.
Peki bundan sonraki süreçte piyasalarda beklenti ne? Gram altın uzun bir süre 1700 TL’nin altında kaldı, bu seviyelerin üzeri ne zaman görülür? Dolar ve borsada gidişat ne olur? Konuyla ilgili merak edilenleri Ata Yatırım Hazine Direktörü Yalaz Özkanlı ve Dinamik Yatırım Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Ceyhun Yavaş cevapladı…
ALTINDA SERT HAREKETLERİN SEBEBİ NE?
Ata Yatırım Hazine Direktörü Yalaz Özkanlı: “Altın fiyatları, Perşembe günü açıklanan verilerin desteği ile sınırlı bir yükseliş sergiledi. Manşet ve çekirdekte sınırlı yükseliş gösteren ABD tüketici fiyatları verisine ek olarak saatlik ücretlerde gözlenen artışın da beklentinin altında kalması, FED’in faiz artışlarında sona gelindiği beklentisini destekler nitelikte oldu. Buna mukabil altın fiyatlarında ilk tepki yeniden 1.930 doların üstüne kadar yükselmek olsa da, fiyatların bu seviyede tutunamayarak yeniden 1.920 doların altına gerilediğini gözlemledik. Normal şartlarda ABD tahvil eğrisine oldukça duyarlı hareket etmesi gereken altın fiyatları bir süredir düşük seyreden ETF talebi nedeni ile baskı altında kalmış görünüyor.
Altın fiyatları, son aylarda özellikle merkez bankalarından gözlenen talep ile yatay seyrederken ETF’lerin taşıdığı altın miktarı son beş ayın en düşüğüne gelmiş durumda. ETF’lerin altın talebinin artması için ise yüzde 4 seviyesinin üzerinde seyreden 10 yıllık ABD tahvil getirilerinin, faiz indirim beklentilerini yansıtacak şekilde gerilemeye başlaması kritik olacaktır; zira getiri eğrisi mevcut seviyesinde yüzde 2’ye tekabül eden bir ileri dönük reel faiz imkanı sunuyor. Perşembe günü yaşanan hareketi de bu çerçevede değerlendirmekte fayda olacaktır. Bu uyumsuz seyrin, ya altın fiyatlarında aşağı, ya da ETF talebinde yukarı bir düzeltme ile sonuçlanması beklenebilir.”
Dinamik Yatırım Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Ceyhun Yavaş: “ABD’den gelen enflasyon verisi manşette %3,3’ün altında %3,2, çekirdekte ise %4,8 olan piyasa beklentisinin altında %4,7 olarak açıklandı. Temmuz ayına ilişkin veride baz etkisinin görülmemesine rağmen beklentilerin atında kalması Fed’in faiz artırım beklentilerini törpülediğini düşünüyoruz. Tekniksel bazda ise altın, teknik seviyelerinden bir miktar toparlandığını da söyleyebiliriz. Fed’in faiz artırım beklentileri azalsa bile hala Japonya’daki tahvil operasyonları ABD piyasaları üzerinde ve altında baskı yaratıyor.”
DOLARDA DENGELENME SAĞLANDI MI?
Ata Yatırım Hazine Direktörü Yalaz Özkanlı: “ Yurt içinde gram altın fiyatları üzerinde etken olan tek gösterge döviz kurları. Bu tarafta dolar kurunun çok uzun bir süredir küresel gelişmelerden tamamen bağımsız ve dolar endeksinden kopuk bir şekilde 27,00 seviyesinde son derece düşük bir oynaklıkta seyrettiğini takip ediyoruz. Bu düşük oynaklık, mevcut seyrin çok doğal bir denge olmadığına ve TCMB’nin son Enflasyon Raporu sunumunda teyit ettiği üzere çeşitli kanallardan kura müdahale etmeyi sürdürüyor olabileceğine işaret ediyor. Diğer yandan VİOP vadeli döviz kontratlarında yıl sonu vadesinin zımni faizinin bir süre sonra yeniden yüzde 30’un üstüne yükselmesi hem beklentilerin bozulduğu, hem de talebin arttığı görüşünü destekler nitelikte. Geçtiğimiz dönemlerde bu tür dengesizliklerin döviz kurlarında aralıklı ve kademeli yükselişleri beraberinde getirmiş olması önümüzdeki döneme dair risklerin de arttığına işaret ediyor denebilir.”
Dinamik Yatırım Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Ceyhun Yavaş: “ Gram altında küresel gelişmeler kadar yurt içi gelişmeler de etkili oluyor. Dolar kurundaki ılımlı hareketler gram altın üzerinde bir katalist etki yaratmadığı görüşündeyiz. Kurları konuştuğumuz alanda ise dengelenme süreci akla gelen ilk soru olduğunu düşünüyoruz. Kurlardaki dengelenme sürecinin eylül ayının ilk haftasında açıklanacak ‘Orta Vadeli Plan’ dan sonra oluşabileceğini kanısındayız.”
MERKEZ BANKASI FAİZ KARARINA KADAR PİYASALARDA BEKLENTİ NE?
Ata Yatırım Hazine Direktörü Yalaz Özkanlı: “ Borsa, beklentilerimiz paralelinde ara düzeltmeler yapsa da son haftalarda yukarı yönlü hareketini sürdürdü. Şirketlerin finansal sonuçlarının açıklanma tarihleri geride kaldıkça kâr realizasyonlarını daha fazla gözlemlediğimiz bir dönemden geçsek de, yatay kur ve düşük mevduat faizi ortamı sürdükçe, TCMB politika faizinde anlamlı bir sıkılaşma gerçekleşene dek borsada yukarı yönün devam edeceğini düşünüyoruz. Yıl sonu TÜFE tahminini yüzde 58 seviyesine güncelleyen TCMB’nin politika faizini yıl sonuna kadar yüzde 30’un hemen altında bir seviyeye kadar artırması bekleniyor. Bu çerçevede Ağustos ayında da Temmuz ayı kararına benzer ölçülü bir artış ile politika faizini yüzde 20 seviyesine çekerek faiz artışı dizisini sürdürmesi tahmin edilebilir. Diğer yandan kademeli artış adımlarının büyüklüğü konusunda yönlendirme vermekten kaçınan TCMB’nin son artışında olduğu üzere, adımlarını küçültmeyi sürdürmesi de ihtimal dahilinde. Beklentilerin kayda değer ölçüde altında kalacak bir sıkılaşma adımı, yükselen enflasyon gerçekleşmeleri ile politika faizi arasındaki makasın açılmasına izin vereceğinden, son dönemde tesis edilen kredibilitenin yeniden sorgulanmasına neden olacaktır.”