The OthersYÖK - Mersin Üniversitesi kavgası

YÖK - Mersin Üniversitesi kavgası

20.09.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

YÖK - Mersin Üniversitesi kavgası

YÖK - Mersin Üniversitesi kavgası

MERSİN Üniversitesi Senatosu'nun, YÖK'ü eleştirici açıklaması, Üniversite yönetimi ile Yüksek Öğretim Kurulu arasındaki kavgayı kızıştırdı. Üniversite Rektörü Prof. Dr. Vural Ülkü, YÖK Başkanı Gürüz'ün kendisini telefonla tehdit ettiğini ileri sürdü.
Mersin Ünivresitesi Rektörü Prof. Dr Vural Ülkü Senato kararından sonra YÖK Başkanı Kemal Gürüz'ün kendisini arayarak, "sen insan mısın? Haysiyetsiz, şerefesiz" gibi harakete varan suçlamalarda bulunduğunu açıklarken, Gürüz, "bu konuda söyleyecek birşeyim yok" demekle yetindi.
Dün toplanan YÖK Genel Kurulu öncesi gazetecilerin, konuyla ilgili sorularını üzerine sinirlenerek, "bizim usulumüzde, üniversitelerle, rektörlerle basın aracılığıyla konuşmak yoktur. Zamanı geldiğinde gereken yapılır. Her konuda konuşmak zorunda değilim" diyerek yanıtladı.

Ülkü, üniversitenin çeşitli fakültelerine yeni bölüm açılmasıyla ilgili önerilerinin dikkate alınmamasının yanısıra YÖK ile ilk krizin Mühendislik Fakültesi Dekanı'nın atanması sırasında yaşandığını belirtti. Fakülte dekanlığı için kendilerinin halen Rektör Yardımcılığı görevinde bulunan Prof. Dr. Türker Özsayar'ı önerdiklerini kaydeden Rektör Ülkü, bu önerinin YÖK Genel Kurulu'na sunulmadığını belirterek şöyle dedi:
"Bu konuda YÖK Başkanlığı bize herhangi bir bilgi vermedi. Kurula sokulmadığı için de fakülteye aylarca dekan ataması yapılamadı. Sonra da Prof. Dr. Türker Özsayar'ı uygun görmedikleri için atama yapmamışlar. Bu konu ortaya çıkınca Türker bey isminin silinmesini istedi. Mühendislik Fakültesi Dekanlığı'na da Prof. Dr. Fadime Taner'in ataması yapıldı."

YÖK'ün kendilerine ikinci müdahalesinin Dekanlık atamasına karşı çıkılan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Türker Özsayar'ın görevden alınması için yapıldığını belirten Rektör Prof. Dr. Vurdal Ülkü, bu konuda ise şunları söyledi:
"Rektör Yardımcımızın 15 Eylül 1997'ye kadar görevden alınmasını istediler. YÖK Başkanı, Türker bey için 'O adamın hakkında dosyalar var' dedi. Bu arada kurulma çalışmaları süren Tıp Fakültesi için YÖK'e üç aday bildirme hazırlıklarımızı sürdürürken telefonla arayan bir YÖK Üyesi, 'Sizin isim bildirmenize gerek yok. Biz size liste göndereceğiz. Oradan seçersiniz' dedi."

Tüm bu müdahaleler nedeniyle Üniversite Senatosu'nun yaptığı duyurudan sonra YÖK Başkanı Kemal Gürüz'ün kendisini telefonla arayıp hakaretler yağdırdığını kaydeden Rektör Ülkü, Gürüz ile aralarında geçen telefon diyaloğunu ise şöyle anlattı:
"Bizim senato açıklamasını yapmamızdan hemen sonra Gürüz telefonu açar açmaz bana çok yüksek ses tonuyla 15 - 20 dakika boyunca bağırıp çağırdı ve telefonu suratıma kapattı. Konuşması baştan sona kadar hakaret ve tehditten ibaretti. Bana, 'Siz insan mısınız? Yaptığınzdan utanmıyor muzsunuz? Yazıklar olsun. Nedir bu bildiri?'dedi. Benim, senatomuz bu konuları inceledi diye başlayan açıklamamı keserek, 'Senato ne demek. Senetonun hangi konuları ele alacağını bilmiyor musunuz? Kendi adamlarınızı toplamışsınız oraya, emir veriyorsunuz karar alıyorsunuz. Aranıza kendi kafanızdan olmayan kimseyi almıyorsunuz' diye suçlamalarını sürdürdü. Benim 'Kendi kafanız' diyerek neyi kastediğinizi bilmiyorum. Biz laik demokratik Cumhuriyet ilkeleri diye konuşmaya başlayacağım sırada yine sözlerimi sertçe kesti." Rektör Ülkü, YÖK Başkanı'nın telefonda daha sonra söylediklerini şöyle nakletti: "Laiklik, demokrasi size mi kalmış bunlar sizin tekelinizde mi zannediyorsunuz. Siz kim oluyorsunuz da bu konuda konuşuyorsunuz. Orada Rektör olarak birgün bile kalacağınızı mı sanıyorsunuz. Devlet sizin hesabınızı görecektir. Yardımcınızın sekreteri ile Bodrum'a gittiğinden haberiniz yok mu? Sizde namus, ahlak utanma duygusu yok mu? Yöneticiliğin ne olduğundan haberiniz bile yok. Sizin üniversitenin 'Ü'sünden bile haberiniz yok. Sizden bütün bunların hesabı sorulacaktır. Bundan sorasını göreceksiniz."

Açıklamasında, YÖK Başkanı Gürüz'ün tüm hakaretlerini büyük bir soğukkanlılık ve sabırla dinleyip, ölçülü yanıtlar vermeye çalıştığını kaydeden Mersin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Vural Ülkü, telefon diyaloğunun devamını ise şöyle anlattı:
"Ancak, ben sadece kendisini 'Bu sözlerinizi kabul edemem' şeklinde yanıt vermeye çalıştım . O ise bana 'Bunları da kabul edemem ne demek. Kabul etseniz ne olacak. Siz kim oluyorsunuz' diye bağırarak cevap verip sözümü kesiyordu. Sakin ve yumuşak tavrım ve konuşma şeklim kendisini nedense daha da sinirlendirdi ve bu telefon görüşmemiz sırasında sıkça 'Konuşsanıza, cevap verin. Susarak ne elde edeceğini sanıyorsunuz' şeklinde azarlamalarına devam etti. 38 yıllık bir öğretim üyesi olarak bu inanılmaz boyutta hakaretler, onur ve gururumla böylesine oynanması beni son derece derinden üzmüş ve yaralamıştır. Bunları hiçbir şekilde haketmediğim inancımdayım."

Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay, Mersin Üniversitesi senatosu, rektörü ve YÖK Başkanı arasında başlayan söz gerilim ve ardından yaşanan söz düellosunu normal karşılamak gerektiğini bildirdi.
Hikmet Uluğbay, TBMM'de gazetecilerin Mersin Üniversitesi'nin özerkliğine müdahale iddiaları üzerine başlayan tartışma hakkındaki sorularını yanıtladı. Türkiye'nin tartışmaların yapılabildiği, görüşlerin ifade edildiği bir ülke olduğunu hatırlatan Uluğbay, olayın ayrıntılarını bilmediğini kaydetti. Bakan Uluğbay, "Tartışma ortamı demokrasinin gereği, elbette bu tür görüşler ifade edilecek ve daha iyi bir noktaya ulaşılacaktır" dedi.
Bu arada Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği de bir bildiri yayınlayarak, bu tartışmaların doğal ve yararlı olduğunu belirtildi. Bildiride şöyle denildi: "Ancak tartışmalar hukuk kuralları ve akademik ölçütler ışığında yürütülürse, sağlıklı sonuçlara götürebilir. Sorunun kaynağında yatan nedenlerden birinin YÖK'ün aşırı merkeziyetçi yapısı olduğu kesindir... Kuruluş aşamasındaki üniversitelerin hukuk kurallarından ve akademik ölçütlerden ödün verilmeksizin en geniş biçimde desteklenmesinde yarar görüyoruz."