The OthersYakmadan yandılar

Yakmadan yandılar

29.12.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Yakmadan yandılar

Yakmadan yandılar

AYŞE Yıldırım ile Gülten Kanlı nasıl bir ülkede yaşadıklarını çocuklarının başına gelen "felaketler" sonunda öğrenen talihsiz iki anne... İzmir Emniyet birimlerinin 18 yaş altı "portatif çete" yaratmadaki başarısı sonunda Barış Yıldırım ve Ümit Kanlı, cezaevinde dördüncü yıllarını tamamlamak üzereler... Yarın Yargıtay 9. Ceza Dairesi'ndeki temyiz duruşmalarında masum oldukları kanıtlanamazsa, İzmir DGM'nin takdir ettiği 12.5 yıllık ağır hapis cezaları kesinleşecek!
* * *
Barış Yıldırım 1975 doğumlu, Dokuz Eylül Üniversitesi İnşaat Fakültesi 3. sınıf öğrencisi... İnşaat okuyor ama kafasında müzisyen olmak var. Annesine geleceğe ilişkin planlarını açıklarken bunu açık açık söylüyor:
"Okulu bitirip diplomamı alacağım. Onu duvarıma asıp müzikle uğraşacağım."
Barış okuldan arta kalan zamanlarda Ege Kültür Merkezi'nde gitar dersleri veriyor. Barış'ın kişisel konserleri de oluyor. Sanata olan yatkınlığı 15 yaşındayken Cemal Süreya Şiir Yarışması'nda ortaya çıkıyor. Jüri, 15 yaşındaki bir çocuğun böylesi şiirler yazacağına inanmayarak, onu yarışma dışı bırakıyor. Oysa Barış hazırlık okuduğu halde 17 yaşında üniversiteye girmeyi başarmış bir "harika çocuk"tur...
* * *
Ümit Kanlı ise Ege Üniversitesi Türk Konservatuvarı 3. sınıf öğrencisidir. O da Ege Kültür Merkezi'nde kendisi gibi yetenekli gençlere Klasik Türk Müziği dersleri vermektedir.
Her ikisi de Gazi olaylarını takip eden günlerde İzmir'de yapılan operasyonlarda (15 Mart 1995) gözaltına alınıyorlar. Ayşe Yıldırım ve Gülten Kanlı ilk günlerde, "bir yanlışlık olmuştur, devlet mutlaka bunu düzeltir" düşüncesiyle olayı en yakın akrabalarından bile saklarlar. Bu "yanlışlık" bir yılı aşınca, yavaş yavaş umutları kırılmaya başlar. Hele Buca Cezaevi'ndeki "operasyonda" çoçukların kanlar içindeki fotoğraflarını gazetelerde görünce artık nasıl bir ülkede yaşadıklarını kavrarlar!


* * *
Gülten Kanlı gözaltında oğluyla ilk görüştüğü günü hatırlıyor:
"Benden bol pantalon istedi... Nedenini anlayamamıştım. Meğerse işkenceden yumurtalıkları şişmiş yavrumun, ama bana söylemedi... Buca Cezaevi baskınında belinden yaralandı. Tahtaların üzerinde yatıyor. Tomografi çekilmesi lazım, izin verilmiyor."
Ayşe Yıldırım'ın oğlu Barış ise Buca'da bir kulağını kaybediyor. Şimdi denge bozuklukları yaşıyor. Düz yürüyemiyor... Yıldırım, "artık özgürlükten vazgeçtik, oğlum cezaevinde olsun ama yaşasın... Tek dileğim, sağ ve sağlıklı kalması" diyor.

Barış ve Ümit'in mensubu oldukları "çete"nin en şiddetli icraatları, duvarlara sprey boya ile yazı yazmak, okul duvarlarına pankart asmak şeklinde gösteriliyor iddianamede... Bir de Bornova'da Ziraat Bankası'na ait otomatı yakmak var. Ki, bu yangının elektrik kontağından çıktığı itfaiye raporuyla kesinlik kazanmış. "Çete" üyeleri de bu suçtan beraat etmişler. Ama "çete" oldukları kuşkusunu silememişler, tutanaklardan... İzmir DGM de 12.5 yılı "çakmış" çocukların hesabına...
Yarın Yargıtay'da işkence altında verilen ifadelerin bu gençlerin hayatlarını daha fazla karartmaya yetip yetmeyeceği belli olacak.

İzmir DGM Cumhuriyet Başsavcılığı'nca sanıklar hakkında düzenlenen 11/4/1995 gün ve 1995/51 sayılı iddianamede içlerinde Ümit Kanlı ve Barış Yıldırım'ın bulunduğu 14 sanık hakkında şu görüşlere yer veriliyor:
"Tüm sanıkların DCKP/C partisiyle ilgili oldukları, 1994 ile 16.3.1995 tarihleri arasında İzmir'de molotof kokteyli atmak, bomba süsü verilmiş pankart asmak, trik yapıştırmak, yazılama yapmak, Devrimci Gençlik Dergisi'nin özel sayısını dağıtmak ve silahlı çetenin üyesi olmak gibi 25 eylem gerçekleştirdikleri... TCK'nın 168/2 gereğince 10'ar yıl, 3713 Sayılı Yasanın (TMK) 5. Maddesi gereği cezanın yarısı oranında artırılarak 15'er yıl ağır hapis, sanıkların suç tarihinde 18 yaşından küçük olmaları nedeniyle TCK'nın 55/3 maddesi gereği 1/3 oranında indirilerek 10'ar yıl ağır hapislerine..."
Hüküm'ün ilk bölümünde ise şöyle deniliyor:
"Sanıklar hakkında Bornova Ziraat Bankası bankamatiğine benzin dökerek yangın çıkarttıklarından dava açılmış ise de; yangının kabloların yanarak kısa devre yapması sonucu meydana geldiği anlaşıldığından üzerlerine atılı suçtan beraatlerine..."