The OthersVatanı bölmek suçundan Sakık kardeşlere İDAM

Vatanı bölmek suçundan Sakık kardeşlere İDAM

21.05.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Vatanı bölmek suçundan Sakık kardeşlere İDAM

Vatanı bölmek suçundan Sakık kardeşlere İDAM


Şemdin ve kardeşi Arif Sakık, 228 kişinin ölümü ve Türkiye'yi bölmek için eylem yapmaktan suçlu bulundu. Sakık kardeşler, 'karara saygılıyız' dediler

Namık Durukan, Hanifi Yasak - Diyarbakır


PKK'nın iki numaralı ismi, "Parmaksız Zeki" kod adlı Şemdin Sakık ve kardeşi Arif Sakık, idam cezasına çarptırıldı. Hakkındaki karar açıklanırken gözleri dolan Şemdin Sakık, örgütte Abdullah Öcalan'a karşı en radikal mücadeleyi her zaman kendisinin verdiğini, bunu devam ettirmek istediğini söyledi. Sakık, "Eğer önüne geçilmezse, Türkiye Yugoslavya'nın, Kürt halkı da Arnavut halkının durumuna düşebilir" dedi.
Diyarbakır 1 No'lu DGM'deki dünkü karar duruşmasına, Kuzey Irak'ın Duhok kenti yakınlarında düzenlenen operasyonla yakalanan Sakık ve kardeşi hazır bulundu. Mahkeme heyeti yaklaşık bir yıldır tutuklu bulunan Sakık kardeşlere son sözleri olup olmadığını sordu. 33'ü silahsız 191 eylemde 125 güvenlik görevlisinin şehit edilmesi, 113 sivilin öldürülmesinden sorumlu tutulan ve 51 eyleme bizzat katıldığı belirtilen Şemdin Sakık, daha önce el yazısıyla yazdığı 38 sayfalık savunmasının geçerli olduğunu ifade etti. Kariyer için değil, düşünce bazında ters düştüğü için örgütten ayrıldığını kaydeden Sakık şunları söyledi:
"Mahkeme heyetinin benim için hem yargıç hem de avukat olmasını talep ediyorum. Örgütte silahlı mücadeleye karşı, en radikal mücadeleyi her zaman veren ben oldum. Çünkü, artık olayın bir terör olayı olduğunu gördüm. Daha önce ellerine silah vermeye bile karşı çıktığım kişiler, şimdi Amanos ve Karadeniz'dedirler. Mahkeme heyetinin bunları dikkate almasını talep ediyorum."
Çıkacak bir pişmanlık yasasıdan yararlanmak istediğini belirten Sakık, dosyasının İçişleri Bakanlığı'na gönderilmesini istedi. Sakık, yargılama başından beri mahkeme ve cezaevinde sakin ve olgun bir tavır sergilediğini, bunun dikkate alınmasını talep etti. Arif Sakık da, mahkemenin vereceği her türlü karara saygılı olacağını söyledi.
Aradan sonra yargıç sanıklar hakkındaki kararı açıkladı. Şemdin Sakık, "Türkiye Cumhuriyeti'nin hakimiyeti altındaki topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya yönelik eylemlerde bulunmak" suçundan, TCK'nın 125. maddesi gereğince ölüm cezasısına çarptırılırken, eylemlerinin yoğunluğu ve önemi nedeniyle cezasında TCK'nın 59. maddesi uygulanmayarak indirim yapılmadı. Arif Sakık da TCK'nın aynı maddelerinden ölüm cezasına mahkum edildi. Sakık kardeşlerin çıkacak bir pişmanlık yasasından yararlanmak istediklerine ilişkin talepleri hakkında ise, yürürlükte böyle bir yasa bulunmadığı için karar verilmesine gerek görülmedi.

Yargıç kalemini kırmadı

Genelkurmay Özel Kuvvetler Birliği'nin Kuzey Irak'ın Duhok kenti yakınlarında 14 Nisan 1998'de yakalayarak Türkiye'ye getirdiği Sakık kardeşler hakkındaki karar dava açılmasından dokuz ay sonra verildi.
Birçok gazete ve televizyon kuruluşunun izlediği dünkü duruşma nedeniyle mahkeme önünde sıkı güvenlik önlemi alındı.
Sakık kardeşler saat 09.30'da sıkı güvenlik önlemleri altında DGM'ye getirilerek arka kapıdan içeriye alındı. Son sözleri sorulan Sakık kardeşler konuşurken oldukça heyecanlıydı. Mahkeme Başkanı Fahrettin Gültekin'in, kararı açıklamaya başlamasıyla, sakin görünen Şemdin Sakık'ın yüz ifadesi değişti.
Kararı açıklarken kalemini kırmayan yargıcın, ceza indirimi olan TCK'nın 59. Maddesi'nin uygulanmasına yer olmadığını söylemesi üzerine gözleri dolan Şemdin Sakık, ağlamamak için kendisini zor tuttu. Arif Sakık ise daha sakin göründü.
Sakık kardeşler kararın ardından, askerler arasında salondan çıkarılarak, bekleme salonuna alındı. Bir süre burada bekletilen Şemdin ve Arif Sakık, sıkı güvenlik önlemleri altında, yeniden cezaevine götürüldü.

Sakık neyle suçlandı?

Şemdin Sakık ile ilgili olarak DGM Savcılığı'nca hazırlanan iddianamede, 113 vatandaşın öldürülmesi, 15'i subay 125 askerin şehit edilmesi eylemlerine katıldığı bildirilen Sakık, toplam 191 eylemden sorumlu tutuldu.
İddianamenin "eylemler" bölümünde, Şemdin Sakık'ın bizzat katıldığı eylemlerle talimat verip yönettiği eylemler ayrı ayrı anlatılarak, en büyük eylemin 24 Mart 1993'te Elazığ-Bingöl karayolunun kesilerek, durdurulan otobüste bulunan 33 erin şehit edilip, üçü öğretmen altı vatandaşın öldürülmesi olduğu belirtildi.
İddianamede Sakık'ın, bizzat katıldığı ya da emrini verdiği bazı eylemler şöyle sıralandı:
Bingöl'ün Solhan ilçesi kamu lojmanlarına saldırarak, Kaymakam, Cumhuriyet Savcısı, Orman Bölge Şefi ile korumaların öldürülmesi, Elazığ Ferrokrom tesislerinin basılarak dokuz mühendisle memurun öldürülmesi, Siirt'in Şirvan İlçesi Belediye Başkanı ile oğlunun öldürülmesi. İddianamede ayrıca, Sakık'ın 29 Temmuz 1989'da Siirt'in Eruh İlçesi Gülburnu köyünde bir eve saldırı düzenleyip, aralarında beşikteki iki günlük bir bebeğin de olduğu beş vatandaşın katledilmesi suçunu işlediğine de yer verildi. Sanığın bizzat katıldığı veya yönettiği eylemler arasında yol kesme, adam kaçırıp işkence yapma, öldürme, rayların sökülerek trenlerin nehirlere uçmasına neden olma, okul ve diğer kamu binalarıyla iş makinelerini yakma, su deposu, Jandarma karakolu, polis karakolu basma, köprü havaya uçurma gibi eylemler bulunduğu da belirtildii.
Muş'un Yörecik (Zengök) köyünde 1959'ada dünyaya gelen Şemdin Sakık, PKK'ya 1980'de ailesinin kendisini dışlaması üzerine katıldı. Kavga ettiği babasına ateş ederek dağa çıkan Sakık, kısa zamanda örgüt içinde sıyrılarak bölge sorumluluğuna kadar yükseldi.
Örgütün Amed olarak adlandırdığı Diyarbakır ve Bingöl illerinde birçok silahlı eylemi yöneten ve katliamlara imza atan Sakık, sırasıyla örgütün "Serhat" olarak adlandırdığı Ağrı, Erzurum, Kars bölgesi ve Dersim olarak adlandırılan Tunceli, Elazığ ve Erzincan bölgelerinin sorumluluğunu yaptı.
PKK'nın silahlı kanadı ARGK komutanlığı ünvanını alan Sakık, Merkez Komite içinde yeraldı ve örgütün askeri faaliyetlerinin bir bölümünü koordine etti. Örgütte liderlik girişimlerini 1993'te başlatan Sakık, kendisine bağlı örgüt militanlarıyla Öcalan'a karşı bayrak açtı. PKK'nın 1993'te ilan ettiği ateşkes sonrası Bingöl'de 33 erin şehit edilmesi eylemi nedeniyle Öcalan tarafından suçlanan Sakık, bu dönemde Öcalan'ın talimatıyla yetkileri elinden alınarak gözetim altında tutuldu.

Parmak hikayesi

Gabar Dağı'nda 28 Mart 1986'da örgütün Genelkurmay Başkanı Mahsun Korkmaz'ın ölmesi üzerine Şırnak'ın Çırav Dağı bölgesine geçen Sakık'ın sağ baş parmağı, 22 Mayıs 1986'daki bir çatışmada koptu. Bu olaydan sonra Şemdin Sakık'a "Parmaksız Zeki" denmeye başlandı. Sakık bu olayı anlatırken, kopmak üzere olan parmağını "ihanet etti" diyerek bıçakla kendisinin kopardığını belirtiyor.