Türkiye karşıtlığı: Düşmanlık içimizde!

Milliyet Kıbrıs yazarımız Hasan Erçakıca'nın yazısı...

Gemi Rodos’tan ayrılıyor. Gündüz tarihi yerleri keşfetmek tutkusu yüzünden göremediğimiz turizm potansiyeli karşımızda... Limandan uzaklaştıkça, sahil boyunca dizilmiş otelleri bir arada görebiliyoruz. Sahil boyunca, otel olduğunu düşündüğüm yirmi kadar bina sayıyorum. Kat yükseklikleri 6-8 arasında değişiyor ama bir de kule veya gökdelen gibi bir şey var. Onun ayrıcalığının ne olduğunu sahil gözlemi ile bilebilmek mümkün değil tabii.

Yatırım ihtiyacı

Bu arada Kıbrıs’tan haberler geliyor. Karaoğlanoğlu’nda yapılmakta olan otelin kat yüksekliği ile ilgili yasal çalışmalar, halkın katılımı toplantısındaki tartışmalar nedeniyle yapılamamış. Bazı kişiler “halk” adına tepki gösteriyor yani! Yatırım istemiyorlar. Yüksek bina istemiyorlar. Yasal düzenlemeler ile bu yatırımın yapılabilir hale getirilmesini ve sonuçta bu yatırımın gerçekleştirilmesini engellemeye çalışıyorlar. Karşımızda, devletten beklediklerinin yatırım ve ekonomik büyüme olmadan sağlanmasını talep eden bir insanlar topluluğu var.

Siyasi duruş

Kıbrıslı Türk siyasi liderlerin tümü, ülkenin özel sektör yatırımları ile kalkınacağını söyleyip durmaktadır. Herhangi bir yatırım öncesinde veya sırasında siyasi liderleri ziyaret eden bütün yatırımcılar, bu siyasilerden aktif destek alacaklarının sözleri ile uğurlanmakta; akşam yemeklerinde veya özel toplantılarda buluşmaktadırlar. Yatırımcıya destek sözlerinin bini bir para! Oysa memlekette hiçbir yatırım tartışmasız veya güle oynaya yapılabilmiş değildir. Bölge halkı tepki göstermiş, siyasiler de bu insanların oyunu alabilmek için yatırımcılara verdikleri sözleri unutmuşlardır.

Şimdi bu oyunun yeni versiyonları sahnelenmektedir.

Düşmanlık içimizde

Son zamanlarda sıklıkla karşımıza çıkan “üçlü karışım düşmanlığın” adeta eseri olmuş durumdayız:

Türkiye karşıtlığı: Türkiye ile imzalanan veya imzalanması düşünülen her türlü anlaşmaya karşıyız. Ses çıkarmadığımız tek şey, Türkiye’den para gelmesidir.

Özelleştirme karşıtlığı: Her işin devlet tarafından yapılmasından yanayız. Yerel sermayeyi korumaya çalıştığımızı ileri sürsek bile, ilk fırsatta nispeten büyük yatırımlara karşı çıkarak sermaye karşıtlığında sınır tanımadığımızı ortaya koyuyoruz.

Yatırım düşmanlığı: Sahilleri korumak, esnafı korumak v.s. derken aslında ülkemizde yeni yatırım görmek istemediğimizi de çeşitli vesilelerle göstermekteyiz.

Yönetim sorumluluğu

İşte bizim halimiz budur. Bu durumda da bütün sorumluluk hükümet edenlere düşmektedir. Kuzey Kıbrıs’ta nasıl bir gelecek görmek istiyorlarsa öylece hareket etmek ve bunun gerekçelerini halk ile korkusuzca paylaşmaktan başka yol yoktur. Sessiz çoğunluğun çıkarlarını korumak, gelecek kuşaklara iş olanakları yaratmak, bu adanın olanaklarından herkesin yararlanabileceği koşulları yaratmak ve mutlu azınlığa teslim olmamak onların işidir.