07.08.2016 - 14:15 | Son Güncellenme:
Milliyet Kıbrıs yazarı Aziz Karaaziz'in yazısı...
Sosyalizmden kaçan Çinliler’in kurduğu bir ülke olan Tayvan, Kıbrıs için bir model olabilir mi?
Aslında bu yıllar önce yetkili ağızlar tarafından da dile getirilmiş bir konudur.
Sürmekte olan müzakerelerin başarısız olması halinde Kıbrıs için bir “B” planı olarak “Tayvan Modeli” zaman zaman dile getirildi.
Gerçi şu sıralar “B” planı diye bir gündem yok.
Sürmekte olan müzakereler ve onun başarısı sonrasında bir çözüm Kıbrıs Türk tarafının yegane planı olarak kabul edilmekte.
Bu olabilir.
Böylesi bir strateji kabul edilebilir.
Hiç kimse başarısızlığı baştan kabul etmek istemez.
Etmemelidir de.
Zaten benim de böyle bir mesaj vermek gibi bir niyetim yok.
Ama bölgemizdeki son gelişmelere bakmanın da kimseye bir zararı olmaz diye düşünmekteyim.
*****
Akdeniz’in dahil olduğumuz bölgesinde son yıllarda enerji konusunda bir hareketlilik var.
Mısır ve İsrail’in ardından Kıbrıs’ın açıklarında da zengin hidrokarbon yataklarının varlığının ortaya çıkması bölgedeki dengeleri kökünden değiştirdi.
Yapılan sondajlar en zengin yatakların İsrail açıklarındaki Levadia diye adlandırılan bölge olduğunu gösterdi.
İsrail doğalgazının Avrupa’ya arzı gündemde.
Bu olayın hem ekonomik hem de siyasi sonuçları çok önemli.
Enerji ihtiyacının büyük bölümünü Rusya’dan karşılamakta olan Avrupa Birliği’nin bu bağımlılıktan kurtulacak olması önemli bir nokta.
Rusya’nın bu gelişme sonrasında hem ekonomik hem de siyasi olarak uğrayacağı kayıp kolay kolay hesaplanamaz.
Tam tersi olarak, İsrail’in elde edeceği siyasi ve ekonomik kazanım ise bu ülkenin bölgedeki duruşunu farklı bir boyuta taşıyacaktır.
*****
Peki ya Türkiye?
Az önce saydığımız gelişmeler yaşanırken Türkiye’nin pozisyonu ne olacak?
Doğalgazın Avrupa’ya en sağlıklı ve en ekonomik olarak taşınması Türkiye üzerinden olacak.
Bu da Türkiye’nin mevcut jeopolitik önemini misliyle artıracak bir durumdur.
Bu tartışma götürmez.
Görüntü, Rusya’nın dışında herkesin karlı çıkacağı şeklinde.
Bu noktadan da ABD’nin rolünü anlamaktayız zaten.
Tüm bunlar olurken biz ne olacağız?
Karasularında hidrokarbon yatakları bulunan Kıbrıs bu planın neresinde?
*****
İşte bu noktada “Tayvan Modeli” devreye giriyor.
Devam etmekte olan çözüm müzakereleri var.
Ama çözümün garantisi yok.
Hatta kimilerine göre çok da olası görülmüyor.
Peki bu kadar büyük aktörlerin başrolde olduğu bir yapım bizim keyfimizi bekler mi?
Elbette beklemez.
Çözüm olursa olur.
Ama olmazsa alternatif modeller mutlaka devreye girecektir.
İşte Tayvan Modeli de bunlardan biridir.
En azından ben böyle düşünmekteyim.
Haklı olup olmadığımı ise zaman gösterecek.