18.03.2016 - 11:32 | Son Güncellenme:
Bir önceki yazımda bahsettiğim, kamuoyunu meşgul eden ana konular üzerine kurucu iradenin, kurulu iradenin ve devlet aklının konuya ve konulara yaklaşma, değerlendirme ve hayata geçirme tarzını kalemimin, kelimelerin ve demokrasinin izin verdiği ölçüde yazdım. Kurulu iradenin iki temsilcisi olan Cumhuriyet Meclisi başkanı ve CTP – UBP hükümeti başbakanının kurucu iradenin/anayasanın sınırlarını belirlediği ‘kurulu irade’ yetkilerini millet ve devlet menfaati ile yönetemediğine değindim. Kurucu iradenin sahibinin Anayasa yetkileriyle belirlenmiş olan KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı olduğunu ve son güncel konular hakkındaki söylem ve konulara bakışı ile devletin ve iradenin temsilcisi olduğu aktarmıştım.
Geçen yıl Nisan ayında gerçekleşen KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimlerine bağımsız aday olarak giren Akıncı, mevcut 3. Cumhurbaşkanı Eroğlu ve dönemin Meclisi başkanı olan Sibel Siber gibi iki önemli rakibine karşı 2. turda aldığı 67037 oy ile 26 Nisan 2015 tarihinde Cumhurbaşkanı seçildi. Diğer iki önemli rakibine karşı aktif siyasete ara vermesi ve bağımsız seçime katılmasına karşın, kurucu iradeyi şekillendiren ‘halk iradesi’ 5 yıllığına umutlarını, hayallerini ve geleceğinin sorumluluğunu Mustafa Akıncı’ya yükledi.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve KKTC arasında gerçekleşen müzakere ve görüşmeler sırasında kamuoyunda yazılıp çizilen, milletimizi ve devletimizi ilgilendiren hayati konuların cevaplarını ve sorumluluklarını ‘halk iradesi’ Akıncı’da aramaktadır. Bu bağlamda konuyu açmak gerekirse halk iradesini ilgilendiren müzakereler esnasında gündemde olan nüfus politikası hakkında bazı soruların cevabını ve sorumluluğunu Cumhurbaşkanı Akıncı’ya sormak istiyorum.
Hali hazırda vatandaş olmak için sırada bekleyen ve dünyada örneği olmayan, on beş yıl gibi bir süre zarfında iş verenine, yaşadığı semtine ve kamuya zararı ziyanı olmayan T.C. vatandaşları, işleyen düzenin politik oyunları sebebi ile mağdur ve zor durumdadır. Görüşmeler esnasında Rum müzakerecilerin masaya temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp koydukları T.C. vatandaşları ve sonradan vatandaş olmuş KKTC kimliğini taşıyan bireylerin sorunları ve sorumluluğu Akıncı’nın omuzlarındadır.
Cumhurbaşkanımız Akıncı’nın son günlerde kamuoyunda yer bulan devlet aklı ve milletimizin menfaatine yönelik çıkışları bizleri ve hayallerimizi desteklemekte, korumakta ve mutlu etmektedir. Bu devlet adamı duruşunun siyasi partilere, kamuya ve bürokrasiye de örnek olacağı inancı ile omuzlarındaki yükün ağırlığını ve sorumluluğunu bilmekteyiz.
Halk iradesinin cevabını bulmakta ve sorumlu olarak gördüğü çözüm kapısı Sayın Akıncı’dır. Şimdi soruyorum: Nüfus sayısının önemli olduğu bir dönemde on yılını doldurmuş tüm şart ve sorumluluklarını yerine getiren T.C. vatandaşlarının durumları ne olacaktır?