Tarih gerçek Satanistlerden çok, Satanist olmakla suçlananlarla dolu
Türkiye'de
son bir iki yıldır yaşanan birtakım olaylar, pek bilinmeyen bir akımı, Satanizm'i gündeme getirdi. Araştırmacı gazeteci Ruşen Çakır, tarihten bu yana Satanizm'in ne olduğunu yazdı.
Hayvan ve insan kurban etme, grup seksi ve Şeytan çağırma gibi olaylar ihbar ediliyor. Uluslararası bir cinayet şebekesinden söz ediliyor. Ancak ciddi bir Satanist örgütlenmenin delilleri bulunabilmiş değil.
Geleneksel anlamda Satanizm, alışılmış toplumsal değerlere karşı çıkan, onları tahrip edip yıkmayı hedefleyen gizli bir komplo hareketi. Bu nedenle yüzyıllar boyunca Satanizm'den korkuldu, hala korkuluyor. Satanizm kelime anlamıyla Hıristiyanlığın Şeytan'ı olan "Satan'a tapma" demek. Çoğunluğunu Hıristiyanların oluşturmadığı toplumlarda da Satanizm bir inanç olarak ortaya çıkabiliyor.
Geleneksel Satanizm bir dizi ritüeli içerir: "Kara ayin"de Hıristiyan ibadetleriyle dalga geçilir ya da kutsal nesneler aşağılanır (haçın üzerine işemek gibi). Satanistler, köpek ve kedi başta olmak üzere hayvan katleder, kurban olarak seçilen bir insana işkence ve tecavüz ederler. Bir başka ritüel de "kara büyü"dür. Bu zengin "malzeme"nin roman ve filmlerde bolca kullanılması Satanizm'e yaygın bir popülarite sağlamıştır.
İlk suçlamalar
Şeytan'a tapan ve kurulu düzeni devirmek isteyen gizli grupların olduğu fikri ilk olarak MÖ ve MS birinci yüzyıllarda ortaya atıldı. İlk Hıristiyanlar da Şeytan'a tapmakla itham edildi. Roma İmparatorluğu'na egemen olan pagan (putperest) düşünce sahipleri, gizlice buluşup ibadet eden Hıristiyanların kurban ettikleri insanları yediklerini ileri sürdüler.
Daha sonra iktidara gelen Hıristiyanlar da bu kez, eski pagan ibadetlerini sürdürenleri Şeytan'a tapmakla itham etti. Pagan dinler yasaklandı, mabetleri yıkıldı ya da kiliseye dönüştürüldü.
Tarihte Satanizm'e karşı en acımasız mücadele Ortaçağ Avrupası'nda yaşandı. Öncelikle birtakım büyücülerin gizli ayinler düzenlemesi otoriteleri paniğe sevketti.
Büyük cadı avı
Haksız yere Satanist olmakla suçlanan bir kesim de özellikle İtalya ve Fransa'da yayılan (Katharlar ve Waldensyanlar gibi) heterodoks hıristiyan gruplardı. Bunlar Şeytan'la irtibatlandırıldı, yamyamlık ve yasak cinsel ilişkiler kurmakla suçlanarak baskı gördü. Ortaçağ'da kadınlar "doğaları gereği" Şeytan'la işbirliğine yatkın görüldü.
Rönesans'la birlikte Ortaçağ hıristiyanlığının önermeleri ciddi bir biçimde sorgulandı. Bu yeni belirsizlik atmosferinde bazı müminler, bütün bunların Şeytan'ın bir komplosu olduğunu düşünmeye başladılar.
Nihayet "Büyük Cadı Avı" başladı. 15. ve 17. yüzyıllar arasında binlerce kişi Şeytan'la işbirliği yapıp cadı olmak suçundan öldürüldü. Bunların da hiçbirinin Satanist olmadığı kesindi.
İlk onaylı Satanistler
"Cadı avı" döneminin sonlarına doğru ilk gerçek Satanistler ortaya çıktı. 17. yüzyılın sonlarına doğru Kral 14. Louis'nin erkanından isimlerin de dahil olduğu bir grup Fransa'da Satanist törenler düzenledi. Sunakta çıplak bir kadın yatıyordu, bir çocuk kurban edilmiş ve Şeytan çağrılmıştı.
Uzun bir sessizlik döneminin ardından Satanist faaliyetler Fransa'da 19. yüzyılda yeniden ortaya çıktı. 1839'da kurulan Carmel Kilisesi 1848'de Papalık tarafından lanetlendi. Bu hareket Kuzey Fransa'da bir ara epey yayıldı. Üyeleri muhtemelen kendilerini iyi birer hıristiyan olarak görüyordu. Ancak kurucusu Eugene Vintras ve yakın müritlerinin Satanist olduklarına inanılıyor.
Yerine geçen Keşiş Boullan'ın Satanist olduğu ise kesin. Yandaşlarından J. K. Huysmans, yazdığı romanda Satanist ritüelleri ayrıntılarıyla tasvir etti.
Daha yakın zamandan bir isim de Aleister Crowley'dir. Batı'daki çağdaş Batıni hareketlerin hemen hemen hepsini etkilemiş olan Crowley, Satanist olmaktan ziyade kendisini Tanrı ilan edip yeni bir din kurdu. Köpeğinin adı Satan'dı.
Günümüzde Satanizm
Satanizm'in günümüzdeki durumu epey tartışmalı, çünkü bu kavramın birbirinden ayrı beş ayrı olgu için kullanıldığı görülüyor:
(1) Türkiye'de de görüldüğü gibi "heavy metal" altkültüründen gençlerin küçük bir bölümü kendilerini Satanizm'le ilişkilendiriyorlar. Bu noktada bazı müzik gruplarının rolü çok önemli. Bunlar başaşağı çevrilmiş haçlar, pentagramlar, kafatasları gibi Satanist simgeleri kullanıyorlar. Ayrıca şarkı sözlerinde de Satanist vurgu dikkat çekiyor. Her ne kadar bazıları bütün bunlardan hareketle bu gençleri Satanist olarak adlandırsa da, onların arayışında Şeytan'a tapmaktan ziyade anne - babalarının değerlerine isyan, onlardan kopma arzusu esas rolü oynuyor.
(2) Özellikle dizi cinayet işleyen birtakım akıl hastası katiller, kendilerini Şeytan'ın dürttüğünü ya da eylemlerini Şeytan'a ibadet bağlamında gerçekleştirdiklerini söylüyorlar.
(3) Birtakım çağdaş büyücülerin kara büyü geleneğini sürdürmeleri bir bakıma Şeytan'a tapma olarak görülebilir. Fakat bunlar ya kendi başlarına ya da küçük gruplar halinde hareket ediyorlar ve aralarında örgütsel bir bağ olduğu yolunda pek bir iz yok.
(4) 1960'lardan itibaren çoğu ABD'nin California eyaletinde olmak üzere Satan Kilisesi ve Set Tapınağı gibi örgütler kuruldu. Bunlar Hıristiyan değerlerin yerine Şeytani değerleri koymaktan ziyade, zevk ve iktidarı hedefleyen eylemlerin suç sayılmadığı Hıristiyanlık öncesi değerleri yeniden canlandırmak istiyorlar. Her ne kadar bu gruplar egemen ahlak sisteminden bağımsızlaşmak için Şeytani semboller kullansalar da, geleneksel anlamda Tanrı'nın düşmanına tapmadıkları için Satanist sayılmıyor.
(5) Batı'da ve Türkiye'de hayvan ve insan kurban etme, grup seksi ve Şeytan çağırma gibi olaylar olduğu yolunda çok ciddi ihbarlar yapılıyor. Hatta Şeytan'a tapanların uluslararası bir cinayet şebekesi oluşturduğunu ileri sürenler bile var. Ancak tekil olaylar ve suçlulardan hareketle ciddi bir Satanist örgütlenmenin varlığını ortaya koyacak somut deliller bulunabilmiş değil.
İnternet patlaması
Özellikle son üç yüzyılda Satanistler hemen hiçbir yazılı metin bırakmadı. Dünyanın dört bir tarafında ortaya çıkan 3 - 5 kişilik gruplar birbirleriyle ilişki kurmadan yokolup gitti. Mezarlıklarda bulunan "ayin artıkları", işkence edilmiş hayvan ve insan cesetleriyle polis kayıtlarına geçti.
Böyle olunca Satanizm'in imajı, onun düşmanları, özellikle de tutucu Hıristiyanlar tarafından çizildi. Bu çevreler Satanist faaliyetleri öyle ince detaylarına kadar tasvir ettiler ki, çağdaş Satanist ritüellerin anti - Satanist yazarlar tarafından oluşturulduğu söylenebilir.
İnternet'le birlikte sayıları hızla artan ve birbirleriyle temasa geçmeye başlayan irili ufaklı Satanist çevrelerin (Türkiye'dekiler de dahil) tam da yıkmaya çalıştıkları tek tanrılı dinlerin betimlediği şekliyle bir Satanizm yaşadıkları ileri sürülüyor.